Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 21 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Susuzluk Kapımızda

Son yılların en sıcak günlerini yaşıyoruz. Birbiri ardına tarihi sıcaklık rekorları kırıyoruz. Bu yaz sıcaklık konusunda bambaşka bir yaz olarak yaşanıyor. Ve sıcak hava sadece bizi kavurup geçmiyor, ağacı, toprağı, dereleri, akarsuları, yeraltı kaynaklarını da kavuruyor. Barajlar kritik uyarı veriyor, suya büyük ihtiyacı olan tarım alarm veriyor. Susuzluk her an kapımızı çalabilir. Peki bu sınava ne kadar hazırız?

Bu yaz sıcalıkta rekor üzerine rekor kırdık. Bazı yerlerde sıcaklık 50 dereceye dayandı. Asfalt eriten, asfaltta yumurta pişiren sıcaklıklara şahit olduk. 2023 yılı itibariyle oldukça sıcak günler geçirilirken 53 yılın en sıcak günleri olarak tarihe geçildi. 14 Ağustos günü 49,5 ile Eskişehir Sarıcakaya’da sıcaklık rekoru kırıldı. Bunlar hiç normal sıcaklıklar değil. Sıcaklık demek kuraklık demek. Bu da evimizde akan sudan tenceremizde kaynayan yemeğe kadar etki edecek faktör demek. Uzmanlar 2024 yılından oldukça endişeliler. Birçok ülke kuraklık ile mücadele veriyor. Ülkemiz de kuraklık ile karşı karşıya kalmak üzere olan aday ülkelerden bir tanesi. Bir an önce gerekli tedbirlerin alınması şart. Hala daha su konusunda bilinçli tüketimlerin yapılmadığı çok açık. Hava sıcaklığı arttıkça insanlar kendini ya duşun altına atıyor ya çamaşır, halı yıkama telaşına düşüyorlar.

İstanbul’un 68, Ankara’nın 225, İzmir’in ise 400 günlük suyu kaldığı söyleniyor. Türkiye genelindeki tüm göller ise kuruma tehdidi altında. Uzmanlar ise, bir an önce kuraklığa karşı önlem alınmasını, su kaynaklarıyla ilgili kanunun çıkarılmasını ve suyun tek elden yönetilmesi gerektiğini söylüyor.

Dünya çölleşiyor ve Türkiye de bu çölleşmeden payını alıyor. İklim krizi, su kıtlığı ile birlikte büyük bir gıda krizini de ortaya koyuyor. Suyun kıtlığı, tarım arazilerinde doğru sulama yapılamaması, yeraltı sularının bilinçsiz tüketilmesi, yanlış tarım uygulamaları hepsi bir araya gelerek gıda kıtlığının başlıca sebepleri arasında olacak. Bu konuda bir an önce ülkemizin harekete geçmesi şart.

Birkaç  haftadır bazı bölgelerde su kesintileri ya da su tanziğinin azaltıdığına dair duyumlar alıyorum. Bu tek başına yeterli değil. Vatandaşın suyu tasarruflu  kullanmasına yönlendirecek yasal düzenlemeler de sağlanmalı. Özellikle çölleşme ile birlikte gelecek yıllarda gıda arzı ile karşı karşıya gelmek, daha büyük bir risk teşkil edecektir. Bir an önce harekete geçmek şart.

Suyunuzu boşa harcamayın. Lütfen...