Burak Balcı'nın 10 Şubat 2023 tarihli yazısı: Yapay Zekâ ve Beşinci Nesil Savaş!
Günümüzde yapay zekâ teknolojileri akıl almaz bir hızla gelişiyor.
Yapay zekâ teknolojilerindeki bu hızlı gelişim, ülkelerin askeri yapısından istihbarat servislerinin etki ve gücüne, ekonomiden siyasete ve sosyal yaşama kadar bir dizi farklı alanda ‘toplumsal yaşamı da kökünden etkileyecek’ pek çok değişime gebe olabilir.
Öyle ki yapay zekâ trenini kaçıran, bu değişimi öngöremeyen devletler artık yalnızca geç kalmayacak, belki de yakın gelecekte ulus-devlet özelliğini yitirip tarih sahnesindeki maratonu da kaybedecek.
Yaygın bir öngörüye göre ‘yapay zekâ’ teknolojilerinde geri kalan ülkeler, 21. yüzyılın köle devletleri hâline gelecek.
Bazı yapay zekâ araştırmacıları ise 2100 yılına gelindiğinde yapay zekânın insanı da kontrol edebilir bir hâle gelebileceğini savunuyor.
Bu öngörülerden ne kadarını gerçekleşebileceğini bize zaman gösterecek.
Ancak yapay zekâ konusunda askeri ve istihbari alanda meydana gelen iki olay üzerinde durarak yapay zekânın önemi konusunu biraz daha somutlaştırmaya çalışalım.
Varan 1:
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2021 Mart ayında yayınlanan raporunda, tüm dünyayı şaşkına çeviren ve askeri terminolojiyi değiştiren ilginç bilgiler vardı…
BM’nin raporuna göre patlayıcı yüklü Türk yapımı Kargu-2 kamikaze drone, Libya’da darbeci Hafter güçlerini, ‘komut almadan’ yapay zekâsıyla yani otonom olarak bulup vurdu!
Raporun 17. sayfasında aktarılan bilgiye göre, Libya’da çatışmaların devam ettiği esnada patlayıcı yüklü Türk drone’u Kargu-2, hedefini yapay zekâ algoritmaları ile tespit ederek imha etti.
Bu olay, insansız hava araçlarının ’kendi inisiyatifiyle’ gerçekleştirdiği ilk saldırı olarak kayıtlara geçti.
Pek tabii bu olay tüm dünyada şaşkınlıkla karşılandı.
Bazı basın-yayın kuruluşları ile internet medyası olayı "Katil robotların çağı çoktan başlamış olabilir" başlıklarıyla duyurdu.
Varan 2:
2020 yılının Kasım ayında haber ajanslarına İran’da Nükleer Fizikçi Muhsin Fahrizade’nin öldürüldüğü yönünde bir haber düştü!
İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikast sonucu öldürülen Fahrizade, ‘İran'ın askeri nükleer programının babası’ olarak anılıyordu.
Fahrizade, İran'ın bilimsel nükleer programını nükleer bir potansiyele dönüştürmekle görevliydi.
Önceki yıllarda da İranlı nükleer fizikçiler suikast sonucu öldürülmüştü ancak Fahrizade suikastini diğerlerinden ayıran ve yine dünyayı şaşkına çeviren bilgi ABD’nin en önemli gazetelerinden The New York Times (NYT) tarafından paylaşıldı.
Olayın detaylarını araştıran NYT, İranlı Nükleer Fizikçi Fahrizade suikastının, uydudan kontrol edilen ve ‘yapay zekâya’ sahip bir makineli tüfekle gerçekleştidiğini öne sürdü!
NYT’nin İsrailli, İranlı ve ABD’li yetkililere dayandırdığı habere göre, Fahrizade’nin yolda “U” dönüşü yapacağı noktaya yüksek teknolojili kameraların bulunduğu bir araç ve robot katil tüfeğinin bulunduğu bir pick-up araca yerleştirildi.
Kamera ve istihbarattan haber gelmesiyle keskin nişancının ateş etmesi arasındaki 1,6 saniyelik zamanı ayarlayabilmek için de yapay zekâ teknolojisinden faydalanıldı.
Yapay zekâ destekli tüfekle toplamda 15 kez ateş edilmesi sonucu İranlı Nükleer Fizikçi Fahrizade hayatını kaybetti.
Fahrizade’nin aynı araçta bulunan eşinin olayda burnu dahi kanamadı!
Yukarıdaki örneklerde yapay zekâ teknolojilerinin askeri ve istihbari alandaki şaşkına çeviren bazı özelliklerini aktarmaya çalıştık.
Ancak yapay zekâ bundan çok daha fazlası…
Bilişimde, ekonomide, eğitimde, üretimde, tıpta ve diğer pek çok alanda insan yaşamını önemli oranda etkileyebilecek ve dünyadaki güç dengelerini kökten değiştirebilecek potansiyele sahip…
Lehimize kullanabilirsek insanlığın en büyük yardımcısı, ipin ucunu kaçırırsak felaketi olabilir!
Bekleyip göreceğiz…