Tuğba EROĞLU'nun 24 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Yıllar Sonra Aynı Salgın Acısı
Türkiye, büyük bir salgının yaralarını yeni yeni sararken geçmişteki vakalar gün yüzüne çıkıyor.
1970 yılında Türkiye’yi ambargo ile burun buruna getiren ve bir semtin adının değişmesine neden olan salgının hikâyesini biliyor musunuz? Ölümcül salgının hikâyesi de kendisi de 1970 yılından bugüne kadar adından söz ettirmiştir. 14 Ekim 1970’te İstanbul’un Sağmalcılar ilçesinde bulunan su deposunun dezenfekte işlemlerinin aksaması üzerine büyük bir salgın ortaya çıkmış.
Dönemin Sağlık Bakanı Vedat Ali Özkan, yaptığı açıklamada, bu salgının bir kolera olmadığını ve sadece içme suyundan bulaşan bir gastroenterit olduğunu belirtmiştir. Durum böyle iken halk arasında yayılmaya devam eden salgın, temizliğin ve dezenfekte işleminin önemini hatırlatmıştır. 15 Ekim’de salgının yaraları hızla artmaya başlamış ve o gün itibarıyla hasta sayısı 150’yi aşmıştır. Ulusal gazeteler, vakaların daha önce bildirilmesine rağmen hükûmetin olayı gizli tutmaya çalıştığını ve halkın büyük bir kısmının bu olaya öfkeli olduğunu yazmıştır.
Salgın daha ilk beş gününde Sağmalcılar ve İstanbul’un sınırını da aşarak Kırklareli, Çanakkale, Samsun, İzmit, Adapazarı, Adana, İzmir ve Ankara’ya kadar yayılır. Hastaneler, kolera vakasıyla dolup taşarken halk ise durumdan oldukça tedirgin olmaya başlar. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ise hastaları ziyareti sırasında söylediği sözleri üzerine halktan tepki alır. Demirel, salgın için, “takdiri ilahi” açıklamasında bulunurken Esenler Belediye Başkanı Nadir Bayır ise yeterli önlemin alınmadığının altını çizer. Karşılıklı polemiğin ardından Süleyman Demirel, Esenler Belediye Başkanı’nı azarlayarak Ankara’ya geri döner.
Kolera salgınının Türkiye çapında duyulması, öncelikle komşu ülkelerin de bünyesinde korku ve paniğe neden olur. Hatta öyle ki salgın boyunca sınırlar kapalı tutulur, geçişler yasaklanır. Birçok hastane, salgın hastanesine çevrilirken salgın bölgelerine yeni salgın hastanesi inşa edilir. Salgına karşı karantina uygulaması, Sağmalcılar başta olmak üzere çeşitli il ve ilçelerde de uygulanmaya başlanır. Hatta dönemin ulusal gazeteleri de büyük harflerle salgına dair paylaşımlarda bulunur. O dönemin Milliyet gazetesinin arşivlerinde, karantinada yapılan ihlal ve yanlışlara dair haberlere de ulaşılır.
Esenler Belediye Başkanı Nadir Bayır, ayrıca bölgeye yeterli hizmet gelmediğini belirterek önce Sağlık Müdürlüğüne ait ambulansa el koyar. Ardından müdürlük buzdolabındaki aşılara el koyularak vatandaşlar aşılanmaya başlanır. Salgında, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hocalarından Ekrem Kadri Unat’ın karantinaya gerek olmadığını Dünya Sağlık Örgütüne bildirmesi üzerine Türkiye’ye karşı ambargo hazırlığı da rafa kaldırılır. Salgından yaklaşık beş ay sonra, 1 Nisan 1971’de Sağmalcılar’ın adı IV. Murat’ın sadrazamı Bayram Paşa’dan esinlenerek Bayrampaşa olarak değiştirilmiştir.
Geçmişten örneklerine rastladığımız o salgın yılları, tarihi tekerrür ettirdi. 2020 yılında yaşadığımız ve korku dolu salgın dönemi ise en büyük yaralarımızdan. Umarız bir daha sağlığımız ile sınanmayız. Salgında kaybettiğimiz canlarımıza saygı ve rahmetle…