R. Bülend KIRMACI'nın 18 Haziran 2024 tarihli yazısı: Bir Velinin Öğretmene Mektubu!

Öğretmenlik kutsal bir görev.

Veli olmak da zor zanaat.

Bir veli olarak, çocuğunuzun öğretmenine mektup yazsanız neler yazardınız?

Bu konuda bence en güzel örnek Başkan Lincoln'ün mektubudur ki bunu yıllar önce kişisel blogumda işlediğim gibi sizlerle paylaşmak istedim:

Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı, 5.100 davanın avukatı, köleliğe karşı çıkan insan hakları savunmanı, Abraham Lincoln’ün oğlu Robet Todd’un öğretmenine yazdığı mektup çok ünlüdür.

Lincoln bu mektubunda evladının hayata hazırlanması için, en güvendiği kişilerden biri olan öğretmeninden, beklentilerini çok veciz bir şekilde dile getirir..

Şöyle seslenir:

“Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır.

Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.

Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.

Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı…

Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını… Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.

Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret.

Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı…

Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.

Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi…

Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.

Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.

Tüm insanları dinlemesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret…

Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.

Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini…

Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.

Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret.

Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır.

Bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.

Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır…

Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen bir bakalım…

O ne kadar iyi, küçük bir insan, oğlum…”

İşte böyle sesleniyor bir zamanların ABD’nde barışı ve eşitliği savunan ve eğitime değer veren Başkanı.

Günümüzün Amerikan toplumu ise tarihinin en mutsuz dönemini yaşıyor. Savaşa ayrılan para, eğitime ayrılmıyor.

Kim bilir belki de öğretmenler genç kuşakları Lincoln’un öğütlerindeki gibi yetiştirselerdi her şey kendileri için de dünya için de çok daha güzel olabilirdi.

Neyse, önemli olan mektubun içeriği..

Beğendiniz mi?