Kadriye CİRİTCİ'nin 28 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Damacana Su

Değerli okurlarım, bu hafta köşemde damacana suları yazmak istedim. Artan ve giderek zorlaşan ekonomik koşullarda neredeyse her hafta fiyatı değişen damacana sular pek çok aileyi ekonomik anlamda zorluyor. Kendince çözüm arayan aileler, içme suyu elde edebilmek için arıtma cihazı kullanıyor ya da kaynatıp içme suyu elde ederek tüketiyor. Elbette su sağlıktır, şifadır. Yine de kontrolsüz gelişi güzel yapılan zamların biraz da keyfi bir fırsatçılık olduğunu düşünüyorum.

Çocukluk yıllarımdan hatırlarım; arkadaşlarımla sokakta oynayıp eve geldiğimde çeşmeyi açar, biraz suyun akmasını bekler kana kana o buz gibi suyu içerdim. İnsan özlüyor o günleri öyle değil mi? “Ah o günler” diyesim geldi, bir an çeşmenin altına avucumuzu koyup buz gibi su içtiğimiz günler... Pek çoğunuzun da o dönemlerde aynı şeyi yaptığından hiç şüphem yok. Geçmiş yıllarda bizim çeşmeden akan su öyle soğuk akardı ki kaynağını merak ettim sordum, Elmadağ’dan geldiğini söylediler. Hatta bizim evin karşısında havuzu olan bir tesis vardı, insanlar havuza girerken suyun soğukluğundan zorlanırdı. Ne zaman Kızılırmak kırmızı suyuna bağlandık, efsane suyumuzu da kaybettik. Hâlâ o suyun tadı damağımdadır. Neyse gelelim asıl konumuz damacana sularına. Hayatımıza ne zaman ve nasıl girmiş, kullanırken nelere dikkat etmeliyiz gibi sağlık anlamında bazı önemli detayları sizler için toparladım. Buyurun birlikte göz atalım.

Türkiye, 1990’lı yılların başından itibaren özellikle büyük şehirlerde temelde altyapı eksikliklerinin neden olduğu önemli bir su sorunu ile karşı karşıya kalınca bu sorununun kaynağı olarak da şebekeden yeterli suyun gelmemesi ve şebekeden gelen suyun sağlıksız olduğu görülmüştür. Türkiye’nin ilk defa 1997 yılında tanıştığı bu yeni ambalajlı üründe, ek cihaz ve aparatlarıyla kullanım kolaylığının bulunması, ekonomik olması, ayrıca adrese teslim hizmetinin veriliyor olması gibi nedenlerle bugün su sektörü litre bazında hem liderliğe oturmuş hem de pazarı çok büyütmüştür.  Musluk sularındaki kirliliğin öne çıkması sonrasında insanların sağlıklarını korumak için tercih ettikleri damacana sular hakkında acaba ne kadar bilinçliyiz?

Damacanaların ömrü ne kadardır?

Damacanalar kendi arasında çeşitlendirilmiştir. 2016 yılında Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu düzenlemeye göre polikarbonat damacananın kullanım süresi 3 yıldan 5 yıla çıkarılmış olup bu da bir damacananın ortalama olarak 75 kez doldurulması anlamına gelmektedir.

Damacana sular dolum esnasında basınca maruz kaldıklarından dolayı ve taşıma sırasındaki darbelere bağlı olarak yavaş yavaş yıpranmaya başlar, 5 yılda ömrünü artık tamamlamış olur. Bunun için damacanaların üzerindeki kullanım tarihi önemlidir.

Damacana su alırken nelere dikkat edilmeli?

Tüketilen her besinin mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından onay almış olması gerekir. Bu nedenle damacana sularda da Sağlık Bakanlığı onayı önemlidir. Suyun son kullanma tarihi, hangi partiye ait olduğu, seri numarası damacana üzerinde belirtilmiş olmalı, su firmasının logosu damacana üzerinde kabartmalı olarak basılı olmalı, etiketlerde suyun analiz değerleri hiçbir eksik olmaksızın bulunmalıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış damacana suları kullanılmalı, deforme veya yıpranmış damacanalardaki sular satın alınmamalıdır. Uzun süre güneşe maruz kalmamasına da dikkat edilmelidir.

Damacana Sularda Su değerleri neler olmalı?

Hem doğal kaynaklarda hem de içme sularında suyun pH değeri hafif alkali veya nötr olmalıdır. Ayrıca kaynak sularında en uygun pH değeri 6,5 ile 8,5 arası olmalıyken içme sularında ise 6,5 ve 9,2 arası olmalıdır. İdeal suyun pH değerinin yanında sertlik derecesi de sağlık açısından oldukça önemlidir.

Sağlıkla ve şifayla kalın efendim.