Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 24 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Depremi Bilmek
Son yazımızda bilimin insanoğluna sunduklarından söz etmiştik. Yaşlanmaya neden olan zombi hücrelerin bilim insanları tarafından önüne geçilmişti. Yaşlanmak istemeyenler için bu haber mucize niteliğindeydi. Bilim insanları şimdi ise Türkiye’nin korkulu rüyası deprem için bir haber paylaştılar. Artık depremi 2 saat öncesinden bilmek mümkün olacak.
6 Şubat sabahı ülke olarak korkunç bir deprem ile uyandık. Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen bu deprem hem birçok vatandaşımızı kaybetmemize hem de deprem korkusu ile tekrar yüzleşmemize neden oldu. Şimdilerde herkesin aklında hep aynı soru. Ya aynı felaket tekrarlanırsa? O günden beri herkesin baş ucunda kafa lambaları, düdükler, deprem çantaları… Hepimizin ortak fobisi, deprem. Ve şimdi bilim insanları depremi 2 saat öncesinde bilmenin mümkün olduğundan söz ediyor. Peki böyle bir şey mümkün ise 2 saat içinde neler yapılabilir? Mesela deprem olacak şehri boşaltmaya kalkmak, şehrin giriş ve çıkışlarında bir panik havasının oluşmasına neden olmaz mı?
Gelelim konuya; dünyaca ünlü Science bilim dergisinde yayımlanan bir makale tüm dünyada gündem oldu. Makaleye göre, bilim insanları 7 ve üzeri depremleri 2 saat önceden haber verebilecek bir metot geliştirdi. Tabi bu durum deprem ülkesi olan ülkemizde de ses getirdi.
Fransız bilim insanları, büyük bir deprem meydana gelmeden saatler önce başlayan bir öncül aşama tespit ettiklerini duyurdular. Uzmanlar bu keşfi, Science dergisinde yayımlanan makalede açıkladılar ve GPS tarafından kaydedilen çok küçük yer değiştirmeleri analiz ederek başardıklarını ifade ettiler. Bu araştırmacılar, algılama ağlarını büyük arızaların etrafına yerleştirmenin kutsal kâseyi bulmaya yardımcı olabileceğine inanıyor. Fransa'daki Cote d'Azur Üniversitesi Institut de Recherche pour le Développement birimindeki sismologlardan Quentin Bletery, bu keşfi ilerisi için atılan çok önemli bir adım olarak ifade ediyor.
Peki depremi bilmek nasıl mümkün oluyor? Bletery ve meslektaşı Jean-Mathieu Nocquet, Reno'daki Nevada Üniversitesi tarafından tutulan bir veri setini analiz ederek, büyüklüğü 7.0 veya daha yüksek olan bilinen deprem bölgelerinin yakınında bulunan GPS istasyonlarına odaklandı. Gerçek hareketi depremin neden olduğu beklenen hareketle karşılaştırarak, her depremden önceki 48 saat içinde bu istasyonların kaydedilen konumlarını incelediler. İki uzmanın araştırmaları, bir depremden önceki son iki saatte, yer hareketinin genellikle beklenen hareketle aynı hizaya gelmeye başladığını ve deprem zamanı yaklaştıkça yoğunlaştığını ortaya çıkardı. Bu model tipik olarak, hiçbir depremin olmadığı rastgele seçilen iki saatlik aralıklar sırasında gözlemlendi. Bu bulgular, uzmanlara son iki saatte gözlenen hareketin deprem habercisi olabileceğini düşündürttü.
Science dergisinde yayımlanan araştırma, depremlerin davranışlarına ilişkin değerli bilgiler sağlıyor ve deprem tahmininde gelecekteki gelişmeler için umut verse de sismologlar, bu keşfi güvenilir bir deprem tahmin yöntemine dönüştürmede hala önemli birtakım zorluklarla karşı karşıya. Bu zorluğun en temel sebebi mevcut teknolojik cihazların bu hareketi önceden algılayacak kadar hassas olmaması.
Araştırmanın sahibi Bletery, mevcut ekipmanın deprem habercilerini tespit etmek için yaklaşık 50 kat daha hassas olması gerektiğini tahmin ediyor. Bu teknolojik eksiklik önemli bir engel oluştursa da Bletery, keşfin çok önemli bir ilerleme işareti olduğuna inanıyor.
Yapılan araştırmalar sonucunda şimdilik bu bulgunun, var olan teknolojideki sensörler ile pratikte kullanılamayacağı açıklandı. Konuşulan İstanbul depreminin insanlar üzerindeki psikolojik yükünü düşününce bu haberin Türkiye için büyük vaad oluşturduğunu kabul etmemiz şart. Artık geriye sensörlerin teknolojisi ve hassaslığını geliştirmek kaldı. Son yıllarda depreme karşı geliştirilen erken uyarı cihazları bu konuda büyük önem taşıyor. Bu cihazlar, deprem anındaki enerji boşalımını algılayarak kullanıcıya alarm veriyor. Bu yüzden bu gelişme mucize niteliğinde. Geriye bir de 2 saat içinde organize olabilmeyi halledebilirsek deprem, korkulu rüyamız olmaktan çıkabilir.