Tuğba EROĞLU'nun 27 Temmuz 2023 tarihli yazısı: E-Yönetişim ve E-Demokrasi

Dijitalleşmenin kamu yönetimi sistemlerine en önemli katkısı hiç şüphesiz e-yönetişim modelidir. Bu model, kamu yönetimi sistemlerini her amaca uygun olarak dönüştürmekte ve bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak yönetim ve yönetim yaklaşımlarına yeni boyutlar kazandırmaktadır.

E-yönetişim, bir yandan devletin değişen biçim ve rolünü anlatırken, diğer yandan bu dönüşümü gerçekleştirecek mekanizmaları ve yeni kuralları gösteren bir kavramdır. Bu bağlamda e-yönetişim, kamu yönetiminin sürekli reform sürecinin bir sonucu olarak yeni yönetim ve kamu yönetişimi teorilerinin reforme edilmiş bir versiyonu şeklinde 21. yüzyılın yönetim teorisinin son halkası olarak değerlendirilmektedir. Yönetişimin elektronik bir boyutu olarak e-yönetişim, kamusal karar alma sürecinde çeşitli sosyal aktörleri içeren demokratik bir yönetişim modelidir. Bu modelde, halkın karar alma süreçlerine katılım arttıkça, sunulan hizmetlerin kalitesi ve alınan kararların uygulanabilirliği de artacaktır. E-yönetişim, yönetişim kuralları ve varsayımları yerine getirildikten sonra toplumdaki hükûmet ve hükümet dışı aktörlerin çevrimiçi etkileşim kurma biçimini ifade etmektedir.

E-yönetişim, tüm sistem aktörlerini etkileşimli bir şekilde bütünleştiren ve aktörlere tek yönlü bir bilgi akışına izin vermeyen siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin kurulmasına yönelik bir modeldir. Bu modelin olgunlaşması için bir dizi aşamadan geçmesi gerekiyor. Bahsedilen aşamalar, "bilgi aşaması", "etkileşim aşaması", "işleme aşaması" ve son aşama olan "dönüşüm aşaması"dır. 

E-yönetişimin diğer faydaları şunları içermektedir: Vatandaşların kamu bilgilerine erişimini ve kamu hizmetlerinin kalitesini artırır, yüksek kaliteli ürünlerin düşük maliyetle üretilmesini sağlayabilir, bilgi ekonomisinde yeni yeteneklerin keşfedilmesi yaşam standartlarını yükseltebilir, çevrim içi ticaret ve bankacılık için fırsatlar artırır, veri akışı verimliliği artar ve karar verme yerelleşir. Bürokrasi azaltılır ve her alanda tasarruf sağlanır, paydaşların devletin her yerine erişimi hızlandırılır, piyasa bilgi kaynağı sayesinde piyasa ekonomisi rahatlatılır ve kamu hizmetleri geliştirilir, kaynak yönetimi daha verimli hâle gelir, vatandaş ve devlet arasındaki güven köprüsü güçlendirilir, idari ve adli sorumluluk garanti altına alınır.

Günümüz temsili demokrasilerinin temel sorunları; katılım, şeffaflık, hesap verebilirlik, güven ve temsiliyettir. 1990'ların sonunda demokrasinin gelişmeye başlaması ve doğrudan demokrasi kurumunun çözüm olarak sunulmasıyla birlikte sorunlara çözüm arayışları yoğunlaştı. Doğrudan demokrasiyi uygulamanın yeni bir yolu e-demokrasidir. E-demokrasi, katılımın önündeki engelleri kaldıran ve hatta katılımı teşvik eden bir model olduğu için dinamik bir yapıya sahip, aşağıdan yukarıya etkileşimli, şeffaflığı, hesap verebilirliği ve güveni sağlayan bir modeldir. Bu model, temsilden katılımcılığa, kitle siyasetinden bireysel siyasete, pasif tüketiciden aktif yurttaşlığa, ulusal ve tek kültürlü yapıdan küresel, yerel, sanal ve çok kültürlü yapıya doğru hareket etmektedir. E-devlet bağlamında e-demokrasi, öncelikle doğrudan demokrasi ile ilgili kavram ve uygulamaları içermektedir. E-demokrasi, e-vatandaşlık ve e-devlet uygulamaları aracılığıyla yurttaş-devlet iletişimini geliştirerek müzakereci yönü güçlü bir demokrasi kurmayı amaçlamaktadır.

E-demokrasi mekanizmaları sayesinde katılım zaman alan bir süreç olmaktan çıkmış, coğrafi engeller ve katılım maliyetleri azalmış, veri ve kaynaklar kolay ulaşılır olmuş, bilgi ve deneyim paylaşımı artmıştır. Bu sayede kişiler yüz yüze görüşmeden, baskı ortamları oluşturmadan, çok daha büyük bilgi havuzları kullanmadan ve birçok farklı segmentten bu uygulamalarla etkileşim kurmadan online olarak karar verebilmektedir.