Murat Balcı'nın 22 Şubat 2023 tarihli yazısı: ENAG, TÜİK Gibi Düşünmüyor

İki haftayı aşkın zamandır Kahramanmaraş ve Hatay merkezli büyük depremlerin yoğun acısıyla kavruluyoruz ulusça.

Yaralar sarılmaya çalışılıyor.

Ama bir yandan da yaşam, adeta tüm acılara tuz basarcasına akıp gidiyor.

Ekonomi gerçekliği ise ikincil gündemimiz.

Elçiye zeval olmazmış...

Söz konusu ekonomi ve enflasyon ise cidden zeval olmamalı biz elçilere.

TÜİK’in ilan ettiği resmi rakamlara göre Ocak 2023 tüketici fiyatları %6.65 artmış.

Yıllık enflasyon, %57.68’e gerilemiş.

Aralık 2022 enflasyon verileri %64’e düşmüş.

Biz resmi rakamların ileticisi gazeteciler, aynı zamanda cidden elçiyiz, siz kıymetli okurlara tarafsız, doğru ve salt aktarırken.

Ağırlıklı bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan enflasyon araştırma grubu ENAG’a göre ise çarşı, semt pazarları, marketlerdeki tablo hiç de öyle değil.

Yine ENAG’e göre vatandaşın her gün sokakta yaşamakta olduğu enflasyonist durum, TÜİK’in ilan ettiği resmi rakamlarla açıklanamaz.

TÜİK denetimindeki resmi rakamlara dönecek olursak; geride bıraktığımız Ocak ayında özellikle giyim ve ayakkabıda enflasyon negatif. Yani %1.53 gerilemiş.

Ocak’ta en yüksek artış yaşanan sektör ise sağlık. %18.45 artış var sağlıkta.

Ekonominin muhalif görüşü ENAG, yine şerhini koymuş TÜİK’in son verilerine.

ENAG, sadece Ocak ayında TÜFE’nin %9.26, yıllık artışın ise %121.62 olarak gerçekleştiği görüşünde ısrarcı.

ENAG, harcama gruplarında en fazla artışın %17.69 ile ev eşyalarında olduğunu, ikinci sırayı ise %15.31 ile lokanta ve otellerde yaşandığını hesaplamış.

Bu rakamlarla her ay hepimiz ister istemez darlanıyoruz psikolojik olarak.

Kısaca; TÜİK’in resmi, ENAG’ın ise gayriyasal rakamları şöyle dursun...

Ezcümle; baz etkisiyle enflasyon, resmi rakamlara göre düşüyor düşmesine ama...

Tarafsız uzman ekonomistlerin ortak görüşü ise sokakta, çarşıda, pazar ve markette yaşanan ile kâğıt üzerinde belirlenen enflasyonun çok çok farklı olduğu.

Tabir yerindeyse, bir avuç mutlu azınlık dışında neredeyse hepimiz günlük yaşamda halkın içinde enflasyonist ortamı, yaşam pahalılığını iliklerimize kadar hissediyoruz yazık ki.

Kimsenin yanında ya da karşısında değiliz.

Topluma ayna tutup, o aynadan yansıyanları aktarmak görevimiz.

Biz gazeteciyiz. O sebep kızmaca darılmaca asla olmamalı.

Siyasetten, hamasetten uzak realite de bu.

Yani enflasyon düşerken vatandaşın cebinde, cüzdanında, pazar filesinde gelir erozyonunun maalesef devam ediyor olması asıl üzerinde durulması gereken.