Murat BALCI’nın 1 Mart 2023 tarihli yazısı: Depremin Türkiye’ye Maliyeti

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin Türkiye’ye ağır ekonomik, psikolojik ve sosyal birçok kalemde maliyetleri, uzun müddet sürecek mutlak.

Havalimanları, deniz limanları, yollar, santraller, barajların tadilatı ve bakımı, alt ve üstyapı inşaatları derken maliyet bir hayli kabarık olacak.

Öncelikli ve en büyük maliyet ise barınma.

Zira ilk veriler, yaklaşık 340 bin yıkılmış ya da ivedi yıkılacak ağır hasarlı binayı işaret ediyor.

Yeniden inşaaları öncelikli, yıkılan ya da yıkılacakların maliyeti de ekonomiye ağır elbet.

Sağlam ve kalıcı konutların büyük bir maliyeti olacak.

O günkü kur ile 1999 Marmara ve Düzce depremlerinin kamuya maliyeti yaklaşık 5 milyar dolardı.

Lakin Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran depremin yıkım ve kalabalık nüfus etkisi göz önüne alındığında, bu maliyet katbekat yüksek olacaktır.

2023 yılı döviz kuru ile inşaat birim fiyat maliyetlerini de baz alırsak, 6 Şubat’ta depremi iliklerine kadar en acı şekilde yaşayan illerde maliyet kalemi yaklaşık 20 milyar doları geçebilir.

Öncelik ise depremzedelerin kış mevsiminde geçici barınmasının sağlanması.

Ulusal ve uluslararası nakdi ve ayni yardımlarla, öz kaynakların seferberliği ile geçici barınma bir şekilde çözülüyor.

Her ne kadar desteklerle hazineye yükü nispeten hafifletilmeye çalışılan geçici barınma da büyük bir fatura çıkartıyor kamuya.

Çadır kentler, konteyner evler, yemek, ısınma, giyecek, nakdi destek vs. derken 4-5 milyar dolar gibi büyük bir faturası var afetzedelerin en az 1 yıl geçici barınmalarıyla iaşeleri için.

Ezcümle; 1 yıllık zaman zarfında ilk etapta 25-30 milyar dolar nakit gerekli bölgenin yeniden imara kazandırılabilmesi konusunda.

Kira ve ayni yardımların da hazineye olan yükü çok ağır. Bu hiç de azımsanmayacak irili ufaklı ek maliyetleri unutmamak gerek.

AFAD, Türk Kızılayı ve Ahbap başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları, ulusal yardım seferberlikleriyle malum yükü hafifletme gayretinde.

Depremin yıkımının ortaya koyduğu büyük maliyetlerin, zaten sıkıntıda olan ekonomiye mutlak etkisi var ve daha da uzun müddet olacaktır elbet.

1999 depremleri sonrası bacasız sanayi turizm gelirlerimiz %50 azalmıştı.

Çok büyük bir kayıptı bu.

Allah muhafaza, birkaç ay sonra başlayacak 2023 yılı turizm sezonu için de olası alarm zilleri çalabilir.

Ortalama gelirin %5’ine karşılık gelen yıllık turizm hasılatımızın düşmemesi için etkin tedbirler şimdiden alınmalı.

Bu cari açığımız ve döviz girdisi için gereklilik.

Aksi durumda zaten sıkıntıda olan ekonomik göstergelerimiz daha da sarsılabilir.

Bu sezon turizmden gelecek döviz kayıplarına milletçe dolaylı vergi ve zam gibi maliyetlerle katlanmak zorunda kalmamak dileğimizdir.