Elif Aybike DEMİR'in 26 Aralık 2023 tarihli yazısı: Hayata Yetiş(eme)mek

Kaç yaşındasınız? Hayatınızın hangi evresindesiniz? Peki akranlarınız? İlkokul arkadaşlarınız mesela... Onlar bugün nerede, yaşam öyküsünün kaçıncı bölümünde? Hayatın bir kitap olduğunu varsayarsak siz de bu kitabın sayfalarını diğerleri ile birlikte mi çeviriyorsunuz yoksa biraz ağır mı okursunuz? Belki de onlardan daha hızlı okumuş, daha fazla ilerlemişsinizdir.

Ülkelerin eğitim sistemleri birbirlerinden farklılık gösterse de üç aşağı beş yukarı dünya genelinde 6 yaşında okula başlanır, 18 yaşında üniversiteye adım atılır, bölüme bağlı olarak 22-24 yaşlarında da mezun olunur. Daha sonra iş, evlilik, çocuk sahibi olmak derken işte herkes gibi siz de düzenin bir parçası olur, "ömür" adlı oyunda rolünüzü "olması gerektiği gibi" sergilemiş sayılırsınız.

Peki gerçekten herkes aynı zaman dilimini, aynı şekilde yaşamak zorunda mıdır? Ya da... Sizce sahiden hayat bütün insanlar için aynı düzende mi ilerler? Geç kalmışlık hissini tanır mısınız?

Bir şarkı var, benim akranlarım bilir; "Herkes köşesini kapmış, iyi ama ben..." der o şarkıda. Eskiden bana da öyle gelirdi. Herkes köşesini kapmış da ben aksiyon almakta geç kalmışım, hayata yetişememişim zannederdim.

(Friends dizisindeki karakterlerden birinin şöyle bir repliği vardı: "Tanıdığım herkes ya evleniyor ya hamile ya da terfi almış. Ben ise kahve yapıyorum hem de kendime bile değil.")

Ama insan büyüdükçe, -yaşlandıkça mı bilmiyorum- yaş aldıkça görüyor ki sahne tek değil, oyun herkes için aynı anda başlayıp aynı anda bitmiyor. Herkesin zamanı yegâne, biricik, kendine özgü.

Ne zaman birileri bana herhangi bir konuyla ilgili "Şu şunu yaptı. Ee sen ne zaman yapacaksın? diye sorsa -önceleri bu tip sorulardan çok rahatsız olurdum- "Vakti gelince" diye yanıt veriyorum, çünkü gördüm ki benim yaşam oyunum hiçbir evresinde genele göre akmamış. Okuma-yazmayı okula başlamadan önce öğrenmiş, lise diplomasını olması gereken tarihten birkaç ay sonra almış, şartlar dolayısıyla üniversiteye 20 yaşında başlamış, çalışma hayatına da nispeten daha geç adım atmış biri olarak öğrendiğim bir şey var; her nasip, vaktine esirdir.

Kimin söylediğini bilmediğim fakat mutlaka bir yerlerde sizin de karşınıza çıkmış olacağını düşündüğüm şu sözleri de buraya eklemek istiyorum: "Bu dünyadaki herkes kendi zamanına göre yaşar. Etrafındaki bazı insanlar senden ileride görünebilir ancak herkes kendi yarışında, kendi zamanında. Onlara kıskançlık da besleme, taklit de etme. Hayat, harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir. Geç kalmadın. Erken de değil.”

Bir de... İlber Ortaylı'nın "Bir Ömür Nasıl Yaşanır" adlı kitabını okumuş muydunuz?