Furkan ERKAN’ın 2 Ocak 2024 tarihli yazısı: Hediye Almak
Sevdiğiniz birine hediye almanın verdiği mutluluk ve aynı şekilde sevdiğiniz birinden hediye almanın heyecanı bambaşkadır.
Bazen bu hediyeler somut, elle tutulur olmayabilir. Daha manevi ama yine size iyi gelebilecek şeyler de dahildir buna. Örneğin bir gezinti, beraber yapılan bir eylem vs.
Ama işin şöyle bir yanı vardır ki hediye alacağınız kişi 15 senelik, çok iyi tanıdığınız bir dostunuz dahi olsa, hediye almak insanı bazen çok zor bir durumda bırakabiliyor.
Ve bir o kadar da riskli...
Çünkü yıllar geçtikçe insanların ilgi alanları, arzuları ve farklı konulara dair eğilimleri değişiyor.
Ya da sizin çok beğendiğiniz ve karşı tarafın da aynı şekilde reaksiyon göstereceğini düşündüğünüz hediyeler hiç de öyle olmayabiliyor.
Ayrıca bu durum birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor.
Hediyeyi beğenir mi? Aldım ama ayıp olmasın diye beğendiğini mi söyler? İşine yarar mı ya da yaramalı mı? Çok mu klişe oldu? vs.
Ha tabii karşı tarafın haftada en az 2 kere istediği şeyi bir şekilde dile getirip size kıyak geçtiği de oluyor.
Fakat öte yandan hediye alacağınız kişi bu konuda kapalı kutuysa, şöyle ağzından laf almaya çalışıp ''Bilmem bir şeye ihtiyacım yok'', ''Sen karar ver'' gibi cümlelerle sizi ekarte ediyorsa o zaman vay halinize...
Bu tür durumlar yaşandığı takdirde aslında çok yapılmaması gereken ama kolaya kaçılan yöntem devreye girer.
Sizin sevdiğiniz, size alınsa mutlu olacağınız bir hediye tercih edilir ve karşı tarafa da ''Ben bunu çok seviyorum umarım sen de seversin'' denilerek hafif bir emrivaki yaptırılır.
Yani gördüğünüz üzere hediye almak en başta biraz süreye sahip olmaktan, özen gösterilmesinden ve karşı tarafı da iyi gözlemleyip tanımaktan geçiyor.
Zira çok da değer verdiğiniz biriyse şayet hediye aldığınız kişi, erkeğe şu alınır, kadın bunlardan hoşlanır tarzı kısa vadeli genellemeleri ancak 1-2 kez kabul edecektir.
Hediyenizi emin, nokta atışı seçimlerle alıp karşı tarafı gerçek anlamda mutlu edebildiğiniz günler dilerim.