Furkan ERKAN’ın 25 Mart 2024 tarihli yazısı: Kurgusal Hayatlar
Hiç düşündünüz mü Batman’in şehri Gotham City’de yaşasaydınız nasıl bir hayatınız olurdu?
Dejenereliğin ve kötülüğün kol gezdiği, üstüne üstlük Batman’in düşmanlarının yaşadıkları olaylar sonrası kötü değil de akıl hastası olduğu bir ortamda aynı kaderi ya siz yaşasaydınız?
Ya da New York’ta Daily Bugle gazetesinde çalışıyorsunuz. Diğer gazetelerin çektiğiniz görüntüler karşısında parmak ısırdığı o karizmatik foto muhabir sizken, gazetenin patronu sizi (Spider-Man) bir suçlu olarak görüyor. Hala o şehrin süper kahramanı olabilir miydiniz?
Belki de Superman oldunuz. Hatta X-Men grubunun üyelerinden biri. İnsanlığın gördüğü en büyük tehditler karşısında tüm gücünüzü ve fedakarlığınızı göstermenize rağmen, koruduğunuz insanlar size sırtını dönmüş. Bunun tek bir sebebi var. Geldiğiniz yer ya da taşıdığınız kimlik farklı olduğu için. Onlardan, onlar gibi olmadığınız için sizin kahramanlığınız onlar için bir yerden sonra tehdit olarak algılanmaya başlamış artık.
Mesela yine fantastik ama tarihsel yanı da olan bir hikayeye uzanalım ve Romalıların alt edemediği o meşhur Galya köyüne gidelim. Asteriks gibi içtiğiniz birkaç yudum sihirli iksirin tüm Roma ordusuna bedel olacağını düşünürsünüz ama bazen de Oburiks gibi çocukken o iksirin olduğu kazana düştüğünüz için elinizdeki sonsuz gücü değil o lezzetli iksirden bir daha içemeyecek olmanın hüznünü taşırsınız.
Rotayı çevirin Orta Dünya’ya. En tehlikeli durumlarda, işin içinden çıkamadığınız bir engel karşısında kartalların ya da büyücü Gandalf’ın gelmesini isterseniz ama tıpkı Frodo gibi sorunlarınızla kendiniz başa çıkmak zorunda kalırsınız.
Seviyeyi biraz daha yukarılara çıkarın ve uzayda olduğunuzu hayal edin. Galaktik bir imparatorluğun baskısı ve hükümranlığı altında yaşıyorsunuz. Böyle gelmiş böyle gider diyerek bu düzende yaşamayı kabul edersiniz ama bazen de Han Solo ya da Prenses Leia gibi birileriyle tanışır ve bu kaderi değiştirmek için mücadele verirsiniz.
Şu ana kadar saydığım pek çok kurgusal karakter ve dünya, birçok kişi için adı üstünde kurgu…
Yani kurgu olduğu için onlara göre basit eğlencelikler, çok bir anlamı olmayan şeyler bunlar. Hatta kimisi der ki ‘’Bilmediğim dünya ve karakterin nesine gireceğim?’’ diye kurgu dışı kitapları okumayı tercih eder.
Bazısı, ‘’Kaç yaşına geldin hala bunları mı takip ediyorsun?’’ ‘’Bunlar gerçek değil!’’ diye söylenir durur.
Halbuki tam da bu bahsettiğim örnekler doğrultusunda okuduğumuz ve izlediğimiz tüm kurgu karakter ve dünyaların ardında muhakkak bir gerçeklik vardır. Bir yaşanmışlık, bir tanıdıklık hissi illaki onların hikayelerine küçük küçük serpilmiştir.
Önemli olan onlardan nasıl dersler çıkardığımız, hayatımızı nasıl bir yönde etkilediğidir. Çünkü bu tür kurgu dünyaların kıymeti de buradan gelir. Bu eserler bu dünyalar size hayatta başınıza neler gelebileceğini ve nasıl yaşanacağını yazılı kurallarla öğretmez. Gösterir, hissettirir, benimsetir ve onlarla bağ kurdurur. İyiyi de kötüyü de yanlışı da doğruyu da…
Seçim sizin.