R. Bülend Kırmacı'nın 12 Temmuz 2024 tarihli yazısı: İki Yakamız Neden Bir Araya Gelmiyor?
Denklemi yanlış kurmuşuz da ondan...
İthalata ve turizm gelirlerine bel bağlayan bir büyüme.
"Dolaylı gelirler" şeklinde ücretlinin kaynağından kesilen birikime dayalı bir vergi yapısı.
Zamlarla kapatılmaya çalışılan bütçe delikleri.
Özelleştirme ile üstü örtülmeye gayret edilen bir cari açık girdabı.
Zengini zengin eden, fakiri daha da ezen bir düzen.
Yatırıma değil topladığı parayı bir kaç ayrıcalıklı çevreye aktaran banka işleyişi.
Denklem yanlış.
İlk düğme hatalı yerden bağlanmış.
Gemi su alıyor, ekmek tekneleri alabora oluyor...
Tasarruf, yatırım, istihdam, dengeli bütçe, büyüme ve refah toplumu diye dertlerimiz yok!
Bütçe noksanı, cari açık, ödemeler dengesi kırılganlığı ve kamu savurganlığının yanı sıra aşırı borçlanma gibi dertlerimiz çok!
Doğru bir denklem kurmak ve iki yakamızı bir araya getirmek için:
1. Büyümenin istikrarı için üretime dayanması gerekmektedir.
2. Katma değer yaratan teknoloji temelli, dış-satıma yönelik rekabet edebilir mal üretmeliyiz.
3. Vergi adaleti -Hakça gelir dağılımı- Kayıtlı ekonomiyi tüm dengeler açısından yaşamsaldır. Tesis etmeliyiz.
4. Yatırım olursa üretim olur. Üretim olursa ithalat değil ihracat semizlenir.
Öncelikle de;
-Gelirimizden az harcamaya özen göstermeli,
-Harcamalarımız içinde tüketim eksenli giderleri kısmalı,
-Vergi hakkaniyeti, gelir adaleti sağlanmalı,
-Büyümenin ihracata dayanması önemsenmeli,
-Kayıtlı bir ekonomi anlayışı esas olmalı,
-Azami tasarrufa özen gösterilmelidir...
Çıkış ve çözüm buradadır.