Elif Aybike DEMİR'in 25 Nisan 2023 tarihli yazısı: İtalyan Köylülere Haklarını Hatırlatan Bir Yeniçeri
Belki hatırlarsınız, daha önce bu köşede sizlere Belçika'nın Liege eyaletinde yer alan ve halkının kendilerini “Türk” olarak tanıttığı, her yıl Şubat ayında "Türk Karnavalı"nın düzenlendiği ve "RFC Turkania" adında bir futbol takımına sahip olan Faymonville köyünden bahsetmiştim.
Bu kez de benzer bir durumu, başka bir ülkede "Türk" adıyla anılan bir köyü ve neden o şekilde isimlendirildiğini aktaracağım.
Köyümüz; İtalya'nın kuzeydoğusundaki Torento bölgesinde bulunan Moena köyü (Comune de Moena). Burası, hiç Türkçe bilmeyen insanların "Biz de Türk'üz" dediği, 2 bin 600 civarında nüfusu olan bir köy. Moena meydanında, üzerinde ay-yıldız işli kaidenin olduğu bir yeniçeri büstü yer alıyor. Peki bu yeniçeri kim ve neden İtalyan köyünün meydanında büstü var?
Moenalıların "O, bizim atamız" dediği yeniçeri, "balaban" (büyük/iri) lakaplı Hasan. Balaban Hasan, IV. Mehmed döneminde görev yapmış bir istihbarat subayı. Yaşıtlarına göre daha iri olduğu için kendisine balaban lakabı verilmiş. Balaban Hasan'ı diğerlerinden ayıran tek özelliği, daha iri oluşu değildi. Hasan, Rusçanın yanı sıra İtalyanca, İspanyolca ve başka Avrupa dilleri de biliyordu. Bu sayede istihbarat subayı olmuştu. Balaban Hasan'ın Viyana, Roma gibi şehirlerde rahatlıkla istihbarat toplayabilmesi, Osmanlı'nın Avrupa’daki düşmanlarının durumlarından haberdar olabilmesini sağlıyordu.
Bir gün Hasan, yapmış olduğu görevler ve araştırmalar sonucunda Viyana'nın zayıfladığı kanaati ile bölgenin kuşatılabilir durumda olduğunu, bununla ilgili harekete geçilebileceğini söylemek üzere İstanbul'a döndü. Araştırmalarını ve elde ettiği bilgileri, dönemin sadrazamı olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'ya anlatan Balaban Hasan, sadrazamın Viyana'yı kuşatma fikrine yönelik olumsuz tutumuna karşı "daha önce Viyana’ya dayanan atalarının, bu uğurda şehit düşenlerin kemiklerinin sızladığını" söyledi. Bu "ileri gidiş" sadrazamı sinirlendirdi ve Balaban Hasan'ın öldürülmesi emri verildi. Hasan, kaçmanın bir yolunu buldu. Başta İstanbul'da kaçak olan Balaban Hasan, bir süre sonra kılık değiştirerek kendisini farklı bir isimle tanıttı ve bu şekilde savaşlara katıldı. II. Viyana Kuşatması'na da gizlice katılan Balaban Hasan, çarpıştığı sırada yaralandı. Yaralı hâlde atını hiç bilmediği yerlere sürdü ve en sonunda kendisini İtalya'nın Moena isimli bir köyünde buldu.
Köylüler, yaralı hâlde buldukları Hasan'ı tedavi etti. İtalyanca bilen Balaban Hasan, köylülerle çok iyi anlaştı ve Moena'ya yerleşti. Artık o Balaban Hasan değil, "El Turco" idi. Hasan, bir süre sonra köyden bir kızla evlendi.
Köye bir gün Alman derebeylerinin askerleri geldi ve "vergi" adıyla Moenalıların elinde ne varsa aldı. Köylünün hiçbir itirazda bulunmadan elindekileri veriyor olmalarını yanlış bulan Hasan, köy halkının ayaklanmasını sağladı ve onları savaşabilecekleri şekilde eğitti. Bir sonraki vergi toplama gününde köye gelen asker, karşısında silahlanmış küçük bir ordu olduğunu görüp geri çekildi ve Moena'ya bir daha hiç gelmedi. İşte bu sayede Balaban Hasan (ya da Moenalıların verdiği isimle El Turco), köyün kahramanı oldu.
Bütün bunların üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen köyün meydanında Balaban Hasan'ın heykelleri bulunuyor. Moena bugün hâlâ "Rione Turchia" (Türk bölgesi) olarak adlandırılıyor. Bölgede her yıl Ağustos ayının 3. haftasında, 3 günlük (19-21 Ağustos) bir "Türkiye Festivali" (Festa de Turchia) düzenleniyor. Festival boyunca köylüler Osmanlı kıyafetleri giyiyor, bölge Türk bayraklarıyla donatılıyor.