R. Bülend KIRMACI'nın 13 Ağustos 2024 tarihli yazısı: Kalite Asla Tesadüf Değildir!
Kalite önemli bir kavram.
İlla ki karşılığı fiyatla ölçülemez.
Kalite kavramının çekirdeğinde değer olgusu yatar.
Bir ürünün, hizmetin kalitesi kadar, kişinin değer yargıları ve eğitimi ile şekillenen bir "kişilik kalitesinden" de söz edilebilir...
"Kaliteli insan" olmak zordur... Biraz yaradılış ama daha çok eğitim ve çevreden etkilenen bir olgudur...
Her parası olan kaliteli insan olamaz. Her kaliteli insanın da illa ki çok parası olması gerekmez.
Kaliteli insanları duruş, düşünüş, tavır, olaylara bakışı, iletişim ve beden diliyle tanımak olasıdır.
Tabii "kalitesizliği" de ayırt etmek bir o kadar kolaydır; caddede, sokakta, restoranda, okulda, maçta, çarşıda pazarda, direksiyon başında, sergi salonunda hatta seçim sandığı çevrelerinde kalitesizlik sekiz saniyeden geç kalmadan kendini belli eder. Rahatsız eder!
O nedenle aklı başında her insan gibi, yaşamımızda kaliteyi arar, çevremizde kaliteli insanlar olmasını dileriz ve isteriz.
Tabii bir de "yaşam kalitesi" var. Bu da ekonomi ve toplum bilimlerinde giderek rağbet gören bir kavram...
Yaşam Kalitesi; eğitim, sağlık, ulaşım hizmetleri ile tatil olanakları ve kişinin sevdikleriyle birlikte sinema, tiyatro, kitap gibi kültürel ürünlerden yararlanmasıyla ilgili ölçümlerle ortaya konuluyor...
Genellikle "gelişmiş ülkelerin" toplumları yaşam kalitesi açısından daha şanslılar.
Fakat yaşam kalitesi de mutlak anlamda çok zengin bir ülke olmayı gerektirmiyor.
Ekonomik açıdan kimi vasat ülkeler vardır ki, toplumlarına belirli standartlarda okullar, hastaneler, otobüs ve metro ulaşım imkanları ile özellikle gençlerine adamakıllı ve çağdaş spor ve sanat olanakları sağlarlar...
Bu da asla tesadüf değildir...
Değildir, çünkü kaliteli bir yaşamı kamusal sorumluluk olarak benimseyen ülke yönetimleri de kaliteli insanlardan oluşur.
Nimetlerin sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğu bir dünyada, insanı kendi doğası ve çevresiyle barışık olarak yetiştirmek ve paylaşmacı, dayanışmacı bir sosyal dokuyu inşa etmek, her şeyden önce bir eğitim meselesidir.
Kaliteli bir toplum, kaliteli bireyler olmak, asla tesadüfi değildir; bir yaşam biçiminin seçimidir...
Bu seçimi iyiden, doğrudan, güzelden ve çağdaş uygarlıktan yana yapabilmek ise belki de bir kaderdir.
İçinde bulunduğunuz toplumun kalitesi de sizin kader payınıza düşendir.
Fakat yaşamınızı asıl ve nihai olarak belirleyecek olan şey, içinizdeki kalitedir!..