Handan IŞIKSAL'ın 1 Ekim 2024 tarihli yazısı: Kışa Doğru Değişen Yaşam Tarzı
Mevsimler yaşam tarzımızı şekillendiren önemli faktörler arasında yer alıyor. Her mevsim insan yaşamına farklı alışkanlıklar ve ritimler kazandırıyor.
Yeni bir mevsimin gelişiyle, gelip geçen mevsime dair alışkanlık kalıntıları bir günde bile olsa kaybolup gidiyor. Planlar istemeden de olsa yeniden şekilleniyor.
Peki, kış mevsimi yaşam tarzımıza ne gibi değişiklikler getiriyor?
Yazın aydınlık, sıcak ve uzun günlerini geride bırakmış olmak dış mekân aktivitelerimize sınırlandırma getiriyor. Havanın soğumasıyla birlikte içe dönük ruh hali devreye giriyor. Yapılan aktiviteler ve sosyalleşmeler azalıyor.
Yazın cıvıltısı ile enerji dolan bedenimiz kasvetli günlerde yataktan çıkmak dahi istemiyor. Gecelerin uzaması dinlenme ihtiyacında epey bir artışa neden oluyor.
Çalışma hayatında bile başarı kazanma ihtimali kış ayında yükseliyor. Kişinin kendine ayırdığı zaman diliminin azalmasıyla işine ve okul hayatına odak artıyor. Bu dönemde planlı bir yaşam tarzı benimsemek kaçınılmaz olur.
Sosyal etkileşimlerde de gözle görülür bir değişim yaşanır. Yazın artış gösteren sosyal aktiviteler kış aylarında yerini ev buluşmaları, kitap okumak, film izlemek veya bir şeyler üretmek gibi daha sakin aktivitelere bırakır.
Kış, aynı zamanda daha az dış uyarıcı, daha fazla içsel düşünce anlamına gelir ve bu da meditasyon, yoga veya kişisel gelişime yönelik aktiviteleri artırabilir.
Mevsimsel değişiklikler, ruh halimizi de derinden etkilerken kış aylarında gün ışığının azalması, bazı insanlarda mevsimsel depresyona neden olabilir. Bu dönemde enerji seviyeleri düşebilir, motivasyon azalabilir ve daha izole hissetmek yaygın hale gelebilir.
Kışa doğru yaşam tarzımızda meydana gelen bu değişiklikler, doğal ve kaçınılmazdır. Vücudumuz ve zihnimiz, mevsimlerin ritmine ayak uydurarak adapte olurken, bu dönüşümü bilinçli bir şekilde karşılamak yaşam kalitemizi artırabilir.
Kış, sadece bir mevsim değil, yenilenmenin ve içsel keşiflerin de bir fırsatı olabilir.