Ebrar ÇELİK'in 22 Aralık 2024 tarihli yazısı: Kulağımızda Yankılanan Filmler
Sinema, görselliğin ve hikâyenin büyülü bir harmanıdır. Ancak, filmleri unutulmaz kılan şey sadece hikayeler ya da görsellik değildir; bence asıl gizli kahraman, film müzikleridir.
Film müzikleri, hikayeyi öylesine kuvvetlendirir ki, bazen sadece bir melodi bile bir sahneyi hatırlamamıza yeter... Mesela "Harry Potter" serisinin "Hedwig’s Theme" parçasını dinlediğinizde, Hogwarts’a giden meşhur trenin buharlı sesi kulaklarınızda yankılanır. John Williams’ın bu bestesi, o büyülü dünyanın kapılarını aralar.
Bazı film müzikleri ise, sinema tarihini aşıp popüler kültürün bir parçası haline gelmiştir. Örneğin, Titanic’in "My Heart Will Go On" şarkısı, hem filmin romantizmini hem de dönemin nostaljisini taşır. O muhteşem melodiyi duyduğunuzda, Jack ve Rose’un trajik hikayesini yeniden yaşarsınız. Bu müzik, hem sevginin hem de kaybın evrensel dilidir.
Türk sinemasında bu etkiyi en güçlü şekilde hissettiğimiz film ise Hababam Sınıfı'dır. Hababam Sınıfı’nın klasikleşmiş melodisi, Ertem Eğilmez’in yönetmenliğinde hayat bulan bu eserin ruhunu mükemmel şekilde yansıtır. Her duyduğumuzda içimizi ısıtan bu melodi, hepimizin hafızasına kazınmıştır. Bu nedenle, bunun gibi yerli yapımların müziklerine, çoğu zaman filmlerin kendisinden bile daha fazla bağlanırız.
Bu örnekler gösteriyor ki, bir film, müzikleriyle derinleşir ve izleyiciyi içine alır. Bana göre iyi bir müzik, tıpkı iyi bir hikaye gibi, çok uzun yıllar hafızalarımızda yer eder. İşte bu yüzden, unutulmaz filmler hep unutulmaz melodilerle hatırlanır.