Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 22 Aralık 2024 tarihli yazısı: Astsubayların Gözünden
Türk İstiklal Marşı, bir milletin bağımsızlık aşkını, adalet arayışını ve direniş ruhunu simgelerken, Astsubay Gözüyle bakıldığında ise; astsubayların özlük hakları, maaş bağlama oranları ve tazminat talepleri çerçevesindeki mücadelesini de derin bir anlamda yansıtır. "Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal" mısrası, astsubayların, adalet ve hak mücadelesindeki kararlılığını simgeler. Astsubaylar, tıpkı İstiklal Marşı'nda olduğu gibi, sadece bireysel çıkarları için değil, bütün bir camianın onuru, itibarı ve hak ettiği değeri için yılmadan mücadele eder. Adaletin gecikmesinin ‘’Hak’’ kelimesindeki derin manaya ve insanlığa karşı bir zulüm olduğunu bilerek, sabır, inanç ve dayanışma ile bu zorlu yolda hem mücadeleye yeni katılan genç arkadaşlarını motive eder hem de direncini hiçbir koşulda kaybetmez.
İstiklal Marşı’ndaki özgürlük ve mücadele ruhu, astsubaylarının benliklerinde özlük hakları için yürüttüğü azim dolu hak arayışında aynı şekilde hayat bulur.
1. Kıta: Bağımsızlık ve Hak Mücadelesi
"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;"
Bu kıta, bağımsızlık ve özgürlüğe olan inancı ifade eder. Astsubayların hak arama mücadelesi de tam olarak budur. Kendilerine karşı hak kaybına neden olarak mağduriyet yaratan sistemin eksiklikleri karşısında korkmadan seslerini yükseltmek, haklarını talep etmek ve geleceğe umutla bakmak gerekir. Astsubaylar, haklarının teslim edilmesi için örgütlü, kararlı ve sabırlı bir şekilde mücadelelerini sürdürmelidirler.
Bir astsubayın gözüyle bakıldığında bu dizeler, verilen emeğin ve fedakarlıkların vatanın bağımsızlığı ve huzuru için ne kadar kritik olduğunu hatırlatır. Astsubaylar, gece gündüz demeden canları pahasına vatan topraklarında ve sınır ötesinde görev yaparak devlet ile milletin güvenliğini en üst derecede sağlarlar. Ancak bu kutsal görevi yerine getirirken, özlük haklarının iyileştirilmesi için yasa tekliflerinin kadük kalması, ekonomik güvencelerinin eksik olması ve mağduriyetlerinin yıllardır giderilememesi, onların bu büyük özverisine karşılık olarak bürokrasi ve siyaset yönlü karar vericilere yakışmamaktadır diye düşünenlerimiz de aramızda yok değildir?
Astsubayların maaş bağlama oranlarının düşük tutulması ve tazminat haklarının verilmemesi, bu vatansever hizmetkarların geleceğe dair kaygılarını artırmaktadır. "Korkma" diyerek başlayan bu kıta, korkusuzca görev yapan astsubayların haklarının teslim edilmesinin, bağımsızlık meşalesini daha da güçlendireceğini işaret eder. Çünkü bir milletin ordusundaki kahraman askerlerin hakkını teslim etmek, bağımsızlığın sembolü olan şanlı bayrağı daha da yukarılara taşır, milleti bir arada tutan milli ve manevi bağları kuvvetlendirir ve dahi devletin temelini oluşturan adalet, sadakat ve aidiyet taşlarını bağımsızlık harcı ile güçlendirir.
2. Kıta: Azim ve Sabır
"Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!"
Bu dizeler, sabır ve metaneti vurgular. Astsubaylar için hak mücadelesi uzun yıllardır devam eden bir yolculuktur. Maaş bağlama oranlarının iyileştirilmesi ve tazminat haklarının verilmesi gibi konular, sabır ve inançla yapılacak sürekli çabalarla çözüme kavuşacaktır. Bu kıta, hiçbir zorluğun karşısında yılmadan çalışmanın önemini hatırlatır bizlere.
Aynı zamanda fedakarlıkla yoğrulmuş bir bağımsızlık hikayesini ifade eder. Astsubaylar, bu kahraman milletin vatanı için döktüğü kanın temsilcilerindendir. Ancak onların mücadelesine karşılık maddi ve manevi haklarının tam olarak karşılanmaması, haklarına gölge düşürmektedir. Özellikle, yıllardır tazminat alamayan ve emekli maaşları adil şekilde bağlanmayan astsubaylar için bu durum, "uğruna can verilen, kan dökülen vatan toprağında hak arayışı" olarak değerlendirilebilir.
Astsubayların bu mücadelede tek beklentisi, yasal ve hukuksal düzeyde belirlenen adil bir düzenlemenin yapılmasıdır. "Kahraman ırkıma bir gül..." ifadesi, özlük hakları düzenlenerek astsubaylara bir tebessüm (vefa) sunulmasını çağrıştırır. Çünkü astsubaylar, bu kahraman milletin omurgasını oluşturan kahraman askerler olarak, her türlü zorluğu göğüslemekten çekinmemişlerdir. Onların döktüğü alın teri ve kan, verilen tazminat ve maaş düzenlemeleriyle bir nebze anlam bulmalıdır.
3. Kıta: Birlik ve Beraberlik
"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;"
Bu kıta, bağımsızlık ve onurlu bir yaşamı vurgular. Astsubayların mücadelelerinde birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerekir. Astsubay camiası içindeki bölünme ya da çekişmeler, hak arama sürecini zayıflatır. Ortak bir hedefe odaklanarak dayanışma içinde hareket etmek, hakların kazanılmasında daha etkili olacaktır.
Bu dizeler, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık konusundaki sarsılmaz kararlılığını da vurgular. Bu özgürlük aşkı, astsubayların hak mücadelesinde de yankı bulmaktadır. Astsubaylar, görev süresince ülke savunmasında ter dökerek ve canlarını ortaya koyarak hürriyetin birer sembolü olmuşlardır. Ancak, özlük haklarının eksikliği, maaş bağlama oranlarındaki adaletsizlik ve tazminatların verilmemesi, onların onurlu mücadelesini gölgeliyor adalet penceresinden bakıldığında.
Astsubayların talebi, zincirlere vurulmuş bir hak arayışı değil; yılların emeği ve fedakarlığı karşılığında adil bir düzenlemenin yapılmasıdır. Bu bağlamda, mücadelelerinde, tıpkı kükremiş bir sel gibi, haklarını savunma noktasında kararlılık göstermeleri gerekir. Engelleri aşmak ve seslerini duyurmak için daha etkili bir örgütlenme, kamuoyunu bilinçlendirme ve yasal yollarla hak arama faaliyetlerini güçlendirmeleri önemlidir. Bu mücadele, İstiklal Marşı’nın ruhuna uygun olarak bir başkaldırı değil, adaleti ve eşitliği sağlama çabasıdır.
4. Kıta: Adalet Talebi
"Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;"
Adalet ve hakkaniyet, bu dizelerde öne çıkar. Astsubaylar için de özlük hakları ve tazminat talepleri, mutlak adaletin sağlanması anlamına gelir. Haksız yere eksik maaş bağlama oranlarıyla emekli edilen veya tazminat hakkı verilmeyen kahraman askerler için bu kıta, hakkın hak sahibine teslim edilmesi gerektiğini hatırlatır.
Bu kıta, Türk milletinin maddi gücün ötesinde, inanç ve azimle medeniyet anlayışına meydan okuyuşunu ifade eder. Astsubayların özlük hakları ve tazminat mücadeleleri de aynı ruhla yürütülmelidir. Çelik zırhlı duvarlar gibi, onların karşısında duran bürokratik engeller, ekonomik zorluklar ve adaletsizlikler, yalnızca çelikleşmiş bir inanç ve tek nefes olmuş bir dayanışma ile aşılabilir.
Bu noktada, astsubayların birliği ve beraberliği çok önemlidir. Tüm meslektaşların aynı hedef doğrultusunda birleşerek dayanışma sergilemesi, mücadelelerinin başarıya ulaşmasını mutlaka sağlayacaktır. Aynı zamanda, toplumun bu mücadeleye olan farkındalığını artırmak, devamlı medyada yer almak ve sosyal medya üzerinden seslerini daha geniş kitlelere duyurmak, çabalarının etkisini en üst seviyede artıracaktır.
Astsubayların, görev süresince gösterdikleri fedakarlık ve vatan sevgisinin karşılığında, hak ettikleri maddi ve manevi desteği alması için yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması elzemdir. Bu mücadelede, tüm astsubayların inançlarını kaybetmeden, yılmadan ve yorulmadan çalışmaları, İstiklal Marşı’nın ruhuna uygun bir çaba olacaktır.
5. Kıta: Değer ve Saygınlık
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;"
Astsubaylar, ordu içinde kritik roller üstlenirler. Ancak, maaş ve özlük hakları açısından diğer statü grupları ve sınıflarla eşit muamele görmemeleri, bu sınıfın değerinin yeterince tanınmadığını gösterir. Bu kıta, her astsubayın saygın bir yaşam sürme hakkına sahip olduğunu vurgular ve astsubayların bu doğrultuda taleplerini dile getirme hakkını destekler.
Bu kıtada vurgulanan "hürriyet" teması, bir astsubayın meslek hayatı ve emeklilik sürecinde karşı karşıya kaldığı engelleri aşma mücadelesine ışık tutmaktadır. Astsubaylar, vatan savunmasındaki kritik rollerine rağmen, hak ettikleri özlük haklarına ve maaş artışlarına ulaşma konusunda teklifler uzun yıllardır yasal düzenlemelerin dışında kalmış, yasa tekliflerinin torbaya girme sürecinde de çeşitli "zincirler" ile sınırlandırılmıştır. Özlük hakları, görev süresince gösterilen fedakarlıkların maddi ve manevi karşılığını ifade eder. Ancak bu haklar, bazen sistemin eksikliklerinden ötürü gecikmekte ya da yeterince karşılanmamaktadır.
"Zincir vuracakmış, şaşarım" ifadesi, astsubayların mücadele kararlılığını yansıtır. Bu mücadelede, toplumsal farkındalık yaratmak, TEMAD önderliğinde diğer STK’ların desteği ve vatansever, alanında başarılı, toplumda sevilen, siyasiler üzerinde etkili, kamuoyunda tanınan, ülke için değerli camia içinden ya da dışından kişilerin aracılığıyla etkin lobi faaliyetleri yürütmek ve hukuki çerçevede kararlılıkla haklarını talep etmek, bu "bendleri çiğneme" yolunda atılan adımlardır. Hak mücadelesinde kararlılık, selin bendini aşması gibi güçlü ve ısrarlı olmalıdır.
6. Kıta: Fedakarlık
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?"
Astsubaylar, vatan savunması için büyük fedakarlıklar yapmışlardır. Ancak, bu fedakarlıkların karşılığı verilmediğinde adaletsizlik ortaya çıkar. Tazminat ve özlük hakları talepleri, fedakarlıkların maddi ve manevi olarak karşılanması anlamına gelir.
Bu kıtadaki "çelik zırhlı duvar" metaforu, astsubayların özlük hakları ve tazminat mücadelesinde karşılaştığı sistemik engelleri sembolize edebilir. Bu engeller, mevcut yasal düzenlemelerdeki eksiklikler, toplumsal farkındalığın yeterince oluşmaması ve siyasilerin bu konudaki yetersiz ve isteksiz adımları olabilir. Ancak astsubayların "iman dolu göğsü", yani mesleki onuru, kararlılığı ve dayanışma ruhu, bu duvarı aşabilecek en güçlü silahtır.
Astsubayların maaş bağlama oranları ve tazminat hakları, onların hem hizmet sürelerindeki fedakarlıklarının hem de emeklilikteki yaşam kalitesinin bir ölçütüdür. "Tek dişi kalmış canavar" ifadesi, bu mücadelenin önündeki engellerin aslında yıkılabilir olduğunu ve kararlılıkla çalışıldığında hakların kazanılabileceğini gösterir. TEMAD’a emekli astsubay ve eşlerinin üye olması, yürüttüğü çalışmalara maddi ve manevi destek verilmesi ve kamuoyu desteğinin sağlanması, bu "çelik zırhlı duvarı" aşmanın en temel adımlarıdır.
7. Kıta: Sabır ve Kararlılık
"Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı;"
Astsubayların haklarını alması, geçmişte verilen mücadelenin bilinmesi ve gelecek nesillere daha iyi bir zemin hazırlanması ile mümkündür. Bu kıta, geçmişten ders alarak geleceğe daha güçlü adımlar atmanın önemini gösterir.
Bu kıta, vatan savunmasının önemini ve mücadelede inancın rolünü vurgular. Astsubaylar, tıpkı İstiklal Marşı’nda ifade edilen o sarsılmaz iradeye sahip kişilerdir. Yurdun güvenliği için hayatlarını ortaya koyan bu kahramanlar, sadece cephede değil, aynı zamanda özlük hakları için de haklı bir mücadele yürütmektedir.
Günümüz astsubaylarının maaş bağlama oranları ve tazminatlar konusundaki haklı talepleri, tam da bu inanç ve kararlılıkla çözülebilir. Tazminat haklarının verilmemesi ve maaş adaletsizliği, onları yoran bu “hayasız akın” gibidir. Ancak İstiklal Marşı’nın bu kıtasında ifade edildiği gibi, vaat edilen adaletin ve hakların doğması için Hakk’a ve mücadeleye olan inançları tamdır. Bu haklı mücadelede birliğin ve kararlılığın önemine vurgu yapılmalıdır. Çünkü “belki yarın, belki yarından da yakın” diyerek her yeni güne umutla başlamak ve azimle mücadeleye devam etmek önemlidir.
8. Kıta: Umut ve İleriye Bakış
"Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı!"
Astsubayların mücadelelerinde umudu asla kaybetmemeleri gerekir. Bu mücadele, gelecek nesillerin daha adil bir özlük sistemine kavuşması için bir zorunluluktur. Şehitlerin kanıyla sulanan bu kutsal topraklarda, astsubayların da haklarının teslim edilmesi bir onur meselesidir.
Bu kıta, vatan toprağının kutsallığını ve bu uğurda mücadele edenlerin onurunu dile getirir. Astsubaylar, bu topraklar üzerinde mesai mefhumu gözetmeden görev icra eden, şehitlerin emaneti olan vatanı koruyan, kollayan ve yaşatan kahramanlardır. Ancak bugün, onların maaş bağlama oranlarındaki düşük seviyeler ve verilmesi gereken tazminatların eksikliği, onların emeklerine ve fedakarlıklarına karşılık; mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik adımların gecikmesi hem toplum nazırında hem de kamuoyu vicdanında yetkililere yakışmamaktadır.
Bu kıtada yer alan “şehit oğlusun” ifadesi, astsubayların da vatan savunmasının kutsallığını ve görevlerinin ağırlığını anlaması gerektiğini hatırlatır. Ancak, mevcut durum itibariyle kendi onurlarına ve emeklerine sahip çıkmak için de mücadele etmeleri kaçınılmazdır. Maddi ve manevi haklarının tam anlamıyla teslim edilmesi, bu toprağı “tanıyan” ve uğruna fedakarlık yapanların hakkıdır. Dünyalar verilse de, cennet vatanı koruma kararlılığı kadar, o vatanı koruyanların değerini de bilmek gerekir.
9. Kıta ve Mücadele Ruhu: Astsubayların Mücadele Azmi
Bu kıta, bir milletin bağımsızlık ve özgürlük için duyduğu sarsılmaz kararlılığı simgeler. Türk milletinin hiçbir baskıya boyun eğmeyeceği ve bayrağın özgürce dalgalanması için her türlü mücadeleyi sürdüreceği anlatılır. Bu ruh, astsubayların özlük hakları ve ekonomik düzenlemeler için verdiği hak mücadelesine de ışık tutar.
Astsubaylar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bel kemiğini oluşturan fedakar bireylerdir. Görevleri sırasında gösterdikleri özveri ve hizmet, onların sadece askeri görevlerde değil, toplumsal hayatta da güçlü bir mücadele örneği sergilediklerini ortaya koyar. Ne var ki, maaş bağlama oranlarındaki adaletsizlikler, tazminat haklarının yetersizliği ve diğer özlük haklarının eksikliği, bu fedakarlığı gölgeleyen sorunlardır. Bu sorunlar karşısında gösterilmesi gereken kararlılık; azim ve iradeyle birlikte mücadele ruhunu devamlı beslemelidir. Bu ruhla, haksızlıkların karşısında eğilmeden, hakların kazanımı için diyalog, dayanışma ve hukuki mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülmesi gerekir.
Bu kıtada yer alan azim, kararlılık ve adanmışlık, astsubayların mücadele anlayışına ışık tutar. Astsubaylar, özlük hakları ve maaş bağlama oranları gibi temel sorunları ele alırken, yurduna sahip çıkan bir kahraman gibi kendi camiasının haklarını savunmalıdır. Mücadelede en önemli unsur, hayasızca akın olarak tanımlanabilecek ihmallere, adaletsizliklere ve önyargılara karşı durabilme cesaretidir. Astsubaylar, yalnızca sorunları dile getirmekle kalmamalı; çözüm önerileri sunmalı ve süreci de bizzat yakından takip etmelidir. Bu süreçte cesaret, bilgi ve donanım en önemli silahlardır. Türk İstiklal Marşı’nın bu bölümü, astsubayların karşı karşıya kaldıkları zorluklarda gösterecekleri kararlılığı yansıtır.
Hakk’ın vaat ettiği günlerin doğması için, sabır ve umutla yapılacak mücadelelerin değeri büyüktür. Özlük haklarının iyileştirilmesi ve tazminatların hak ettiği gibi verilmesi yönünde mücadele eden astsubaylar, yalnızca kendi haklarını değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağı onurlu bir mesleği savunmaktadır.
10. Kıta ve Zafer İnancı: Mücadele İçin Ortak Hedef
Bu kıta ise zafer inancını ve nihai hedefe ulaşma azmini simgeler. Bir halkın her türlü zorluğu aşarak bağımsızlık mücadelesini taçlandırdığı o eşsiz anı anlatır. Astsubaylar içinse, özlük hakları mücadelesinde elde edilecek maddi ve manevi kazanımları temsil eder.
Astsubayların hak mücadelesinde, ortak bir hedef belirlemek ve bu hedef doğrultusunda kenetlenmek büyük önem taşır. Maaş düzenlemeleri ve tazminat haklarının elde edilmesi, yalnızca bireysel değil, kurumsal olarak da mesleğin onurunu yükseltecektir. Ancak bu zafer, doğru bir planlama ve birliktelikle mümkün olabilir. Astsubay camiası içinde, meslektaşların her birinin haklı taleplerini dile getirme ve karar alıcı mekanizmalar üzerinde etkili olma çabası, zafer inancını diri tutacak bir unsurdur.
Bu kıtada yer alan ifadeler, her bireyin ve tüm yetkililerin geçmişe olan vefa borcunu ve geleceğe dair sorumluluklarını hatırlatır. Astsubayların hak mücadelesi de benzer bir derinlik taşır. Bugün verilen maaş ve tazminat mücadeleleri, sadece bireysel kazançla değil, mesleğin onuru ve saygınlığı ile ilgilidir. Kefensiz yatan şehitlerin emanetine sahip çıkmak, mesleğin değerini artıracak reformlar yapmakla mümkündür.
Bir lider astsubay, vatanseverliği ve mesleki onuru ön planda tutarak, sistemin eksikliklerinden kaynaklanan adaletsizliklerini sorgular ve çözüm yolları arar. Özlük haklarının iyileştirilmesi mücadelesi, sadece mevcut çalışanları değil, emekli olanları ve gelecek nesilleri de kapsar. Bu perspektif, mücadeleyi kısa vadeli çıkarların ötesine taşır ve daha kapsamlı bir dönüşümü hedefler.
Astsubayların hak arama mücadelesi, İstiklal Marşı’nda ifade edilen değerlerle paralel bir şekilde devam etmektedir. Onlar, vatan savunmasında gösterdikleri cesaret ve fedakarlığın karşılığını almayı hak ederler. Bu mücadele, sabır, kararlılık ve birlik içinde sürdürülmelidir. İstiklal Marşı'nın her dizesi, astsubayların haklı taleplerine ışık tutan bir rehber gibidir.
Astsubayların maaş bağlama oranlarının artırılması, tazminat haklarının tanınması ve özlük haklarının geliştirilmesi yönündeki mücadele, sadece bir ekonomik talep değil, vatanı için gözünü kırpmadan şehit olan, gazi kalan, kahramanca görev yapan, son nefesine kadar devletinin ve milletlinin emrinde asker olan bir meslek grubunun hak ettiği değeri görmesi için verdiği, bir onur ve var olma savaşıdır.
Astsubaylar, İstiklal Marşı’nın ruhunu rehber edinmiş onurlu kahramanlardır…