Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 5 Şubat 2024 tarihli yazısı: Merhamet
Merhamet, bizim insanımızın özünde vardır. Evsize kapısını açan, açın karnını doyuran, acısı olana, hastası olana, derdi olana bir kap yemekle giden, kapısını çalıp bir bardak su isteyene ayran ikram eden bir milletiz biz. Toplum yapımızın bozulduğu söylense de artık insanın insana daha az güvendiği bir millet olmaya başlasak da bizim özümüz bu. Değişemeyiz. Sokakta iyi insanların sayısı azalmaya başlasa da çoluğumuza çocuğumuza kötülüğü öğretemeyiz. Yardıma ihtiyacı olanı görmezden gelemeyiz. Merhamet kelimesinin anlamında yer alan şefkatli, yufka yürekli insanlarız biz. Özümüzü bazen unutabiliriz ama kaybetmeyiz.
Ülkece kahreden bir haber ve o haberin görüntüleri ile sarsıldık. Bu kadarı olmamalıydı. Bu biz değildik. Bizim toplumuza ait değildi. Çok şeyler yaşadık. Ne haberlere şahit olduk. Küçücük bedenlere neler yapılabildiğini duyduk. Hem de en yakınları tarafından. Fakat can çekişen bir insana sarf edilen o sözleri hiç duymadık. Can çekişen bir insanı ölüme böyle terk edebilenler olacağını hiç düşünmedik. Hem de merhametine kurban gidebileceğini... Hepinizin bildiği gibi bahsettiğim konu İzmir’de yaşanan taksici dehşeti. Bir taksicinin görevini yaparken merhametine kurban gidişi…
Taksici Oğuz Erge, İzmir'de üşümesin diye arabasına aldığı yolcu tarafından vurularak yaşamını yitirdi. Araç kamerasındaki kayıtlardan, arka koltukta oturan yolcunun para öder gibi yaparken silahını çekerek şoförü ensesinden vurduğu anlaşılmıştı. Taksi şoförüne 3 el ateş ettikten sonra taksi şoförü acı içinde yan koltuğa devrilirken saldırgan, yaklaşık 10 dakika boyunca araç içerisinde bir şeyler aradı. “Bir insan bu kadar acımasız olur mu” diyebileceğimiz an ise araçtan çıkarken sarf ettiği sözler oldu. Araç içi kamerasından yaralı şoföre tokat attığı görülen saldırganın "Bazı insanlara güvenmeyeceksin" dediği duyuldu. “Bazı insanlara güvenmeyeceksin” yeni toplum yapımızın ana düşüncesi mi olacaktı?
Görüntülerin bir kısmında maskeli katilin uzun süre taksi durmadığına sitem etmesinden ötürü taksi şoförünün, “Ben de arabayı daha yeni aldım. Şoför arkadaşı bıraktım, eve gidiyordum. Çalışmayacağım zaten araba arızalı. Sanayiye bırakacağım sabah arabayı. Soğuk hava alayım dedim. İnsanları yolda bırakmak olmaz. Sen o maskeyi takarsan kimse durmaz abi” derken saldırgan ise “Hastayım, ondan takıyorum ağabey” diyor. Şoförün ise “Ben alırım. Niye almayacağım? İnsanı bu havada sokakta mı bırakalım, dışarısı buz gibi” dediği duyuluyor.
Buz gibi havada sokaktaki hayvana kıyamayan insanımız, insana kıyabilir miydi? Hayatını kaybeden merhametli şoförümüz de kıyamadı. Belki bu olayı yaralı atlatabilse, yine olsa yine yapabilirdi. Bu olayın üzerinden biraz geçince birileri yine soğukta kalana ya da başka müşküliyeti olana kucak açacak. Çünkü bizim özümüz bu. Birkaç insan müsvettesi yüzünden özümüzden vazgeçebilir miyiz? Biz, biz olmaktan vazgeçebilir miyiz? Asla. Merhamet, bizi biz yapan en insani ve en kutsal duygularımızın başında geliyor.
Bu kahreden olayda hayatını kaybeden taksi şoförü Oğuz Erge’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve sevdiklerine sabırlar diliyorum. Taksi şoförlerinin can güvenliği için gerekli önlemlerin acil bir şekilde alınmasını gerekiyor. Çok acil.