Kadriye CİRİTCİ'nin 8 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Ocağına İncir Ağacı Dikmek 

Yürüyüşe çıktığım bir gün parkın içinden geçip suyun aktığı yere doğru yöneldim. Sıra sıra incir ağaçlarıyla kaplı olan yolun güzelliği beni gerçekten büyüledi. Etrafta beton, hiçbir yapı yoktu. İncir ağaçları, henüz olgunlaşmaya başlamış meyveleri ile beni cezbediyordu. Bir yerde okumuştum incir sütünün cilt güzelliğine, sivilcelere, et benlerine, siğillere iyi geldiği yazıyordu. Dalından bir tane kopartıp sütünü oracıkta yüzüme sürüverdim. Aradan yarım saat geçmişti ki, yüzüm alev alev yanıyordu ve sonunda kıpkırmızı oldu şişti. Dayanılmaz bir acı hissettim, alelacele eve dönüp hemen yüzümü yıkadım ve buzla kompres yaptım. Alerjik bir bünyeye sahip olan ben, daha fazla dayanamadım ve vakit geçirmeden doktorumu aradım, tavsiye ettiği Antihistaminik ilacı kullandım. Bir nebze rahatlama hissetsem de ertesi güne kadar canım yanmaya devam etti. Bu da bana ders oldu. Allerjik bir bünyeye sahipseniz sakın ola böyle bir deneyim içinde olmayınız, asla tavsiye etmiyorum.

İncir meyvesinin lezzeti ve sağlık için faydaları saymakla bitmez. İncir, hepinizin de bildiği gibi incir ağacının meyvesidir. İncir ağacı, ılıman iklimlerde yetişen ve uzun ömürlü olan bir bitki türüdür. İncir ağacı, çiçek açmaz, ancak meyvesinin içinde çok sayıda küçük çiçek bulundurur. Bu çiçekler, özel bir böcek olan incir arısı tarafından tozlanır. İncir arısı, incirin içine girer ve çiçekleri döller. Daha sonra incir arısı, başka bir incire geçmek için çıkar. Bu sırada incirin etli kısmı olgunlaşmaya başlar. İncirin olgunlaşması yaklaşık 3 ay sürer. Olgunlaşan incirler, tatlı ve besleyici bir meyve olarak tüketilir, kurutularak da saklanabilir. 

İncir; lif, potasyum, kalsiyum, demir ve antioksidanlar açısından zengin bir meyvedir. Sindirim sistemini düzenler, kan basıncını düşürür, kemikleri güçlendirir ve bağışıklığı artırır. Gelin görün ki, şifa deposu incir meyvesi ağacının yapılara verdiği zararlar gözardı edilemez. Birine kızdığımızda pek çoğumuzun dilinden dökülüveren hatta bedduaya döndürüp, ahlarla, vahlarla sarfettiğimiz bazı sözler vardır. Belki de o an ne anlam taşıdığını bilmeden kızgınlıkla söyleriz. 

“Ocağına incir ağacı dikilsin”. 

Fakat işin aslı öyle değil. Bilmeyenleriniz için incir ağacı ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. 

Atalarımız ne kadar doğru ve yerinde sözlerle gerçekten yaşama, insanlara ışık tutuyorlar. “Ocağına incir ağacı dikmek" bir atasözüdür. Mecazi anlamda kullanılan bu atasözü gerçekten de yerinde bir atasözüdür. "İncirin saçak ve kılcal kökleri yana doğru giderek binaların temellerine zarar verebilirler. Hatta kanalizasyonları çatlatıp, içine girerek tıkayabilir. Güçlü kökler zamanla, alttan yaptığı basınçla betonu bile yerinden oynatabilir. İncir ağacının kökleri güçlü ve yayılma eğilimde olduğu  için bana mısın demeden önüne ne çıkarsa parçalayabilirler. Bir evin yakınına dikilirse evin temellerine zarar verebilir, hatta yıkılmasına neden olabilirler. 

Efsanevi incir ağacı, yapılara verdiği zararlar nedeniyle evlerin yakınına dikilmemelidir. Mazallah su giderlerini bile güçlü kökleriyle ahtapot gibi sararak, bir anda mutfağınızın giderinden veya banyonuzdan filizlenmiş incir ağacı ile karşılaşabilirsiniz. Suya aşık incir kökleri 10-15 metre giderek her halükarda suya ulaşırlar. Betonları deler, borularınızı tıkar, maddi manevi başınıza çok işler açarak deyim yerindeyse ocağınıza incir ağacı dikiliverir. Siz, siz olun incir ağacını binalarınızdan uzak tutun. Bu nedenle atalarımızda “ Ocağına incir ağacı dikilsin” sözünü kullanmışlar ve günümüze kadar gelmiştir. 

Evrende bulunan her şeyin bir hikayesi olduğu gibi, incir ağacının da mitolojide bir hikayesi vardır. Bildiğiniz gibi, mitoloji; çok eski zamanlarda gelmiş ve yaşamış olan ulusların inandıkları tanrıların, kahramanların, devlerin ve perilerin hayat ve serüvenlerinden bahseden hikâyelerdir. Her toplumun kendine özgü bir mitoloji maceraları vardır. Mitolojik bu anlatılar, temsil ettiği topluluğun aynası gibidir.

Grek mitolojisinde incir ağacı, Dionysos ile ya da bereket tanrısı Priapos ile ilişkilendirilmiş. Dionysos'un şarapla başı döndüğü bir anda aşık olduğu güzel periyi, incir ağacına dönüştürmüştür. 

M.Ö. 484 yılında Herodotos tarafından yazılan kaynak, Anadolu’da incir kültürünün insanlık kültürü kadar eski olduğunu, kültür meyveleri içinde, en eski gelişme tarihine sahip meyvenin incir meyvesi olduğunu bildirmektedir.

İncir, eski Yunan ve Mısır uygarlıklarında verimlilik sembolü olarak kabul edilir. Eski Romalılar da incire değer vermiş ve imparatorlukları boyunca incirin Akdeniz'e yayılmasını sağlamışlar. Anadolu ve Ege'nin bütün medeniyetlerinde yer alan incir, kuşaklar boyu hep bolluğun, bereketin simgesi olmuştur. Dinsel kitaplarda yer alışıyla da kutsal bir nitelik kazanmıştır. 

Değerli okurlarım; türkülerimiz ve hikayeleri hep ilgimi çekmiştir. Madem incir ağacından söz açtık bir türkü ve hikayesiyle köşe yazımı tamamlamak istiyorum. 

Hastane önünde incir ağacı 

Hastane önünde incir ağacı

Annem ağacı

Doktor bulamadı bana ilacı

Annem ilacı

Doktor bulamadı bana ilacı

Annem ilacı

Baştabip geliyor zehirden acı

Annem oy acı

Garip kaldım yüreğime dert oldu

Annem dert oldu

Ellerin vatanı bana yurt oldu

Annem yurt oldu

Türkünün hikayesi şöyle gelişiyor;

Komşu kızı ile beşik kertmesi olan bir genç, askerde vereme yakalanır, hava değişimi alarak Yozgat'a (Akdağmadeni) gelir. Sözlüsünün ailesi, hasta gence kızlarını göstermek istemez. Genç, tedavi için İstanbul'da hastaneye yatar, pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla bu türküyü söyler. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez, İstanbul'da kalır.

Bugünkü köşeme lezzetli meyveleri ile incir ağacını konuk aldım ve birlikte tanıyalım istedim. Ocağına incir ağacı dikmek atasözü kulaklarımıza her zaman küpe olsun. Zararlarının farkında olup, tedbirimizi alalım. Atalarımızın sözlerini önemseyelim.

Sevgi ve saygılarımla.