R. Bülend KIRMACI'nın 5 Mart 2024 tarihli yazısı: Sanayi ve Kalkınma Bir Bütündür

Ulusların gücü fenden, ilimden, güzel sanatlardaki birikiminden gelir.

Devletlerin gücü ise, ordularından, sanayiden, hazineden kaynaklanır.

Son yirmi yılı alın... Çok partili demokrasiye gidin... Daha geri gidin, Atatürk sonrasından bugüne düşünün: Hangi alanda güçlendik, hangi alanda zayıfladık?

Ne dediğinizi duyar gibiyim!

Maziyi bırakalım ileriye bakalım. 

Devlet ve millet olarak en başta da ekonomik anlamda güçlenmeye odaklanalım...

Bunun yolu kalkınmak, kalkınmanın yolu sanayileşmektir.

Sanayileşmek, üretimde makineleşmek ve milli hasıla içinde sanayi kesimi payını yükseltmek; geniş anlamıyla da, ekonomik ve kültürel açıdan kalkınmanın ve gelişmenin itici gücüne erişmektir.

Türkiye dünyada güçlenmek için de sanayileşerek kalkınmak zorundadır.

Sanayi ve Kalkınma bağlamında, üzerinde en çok durulması gereken kuşkusuz sanayi üretimindeki eksikliklerimiz ve ithalata bağımlılığımızdır.

Gerçekten, ‘enflasyon’ ve maliyetlerin yükselmesine karşı en etkili baraj, sanayidir, yerli sanayi üretiminin ivme kazanmış olmasıdır, çünkü güçlü bir sanayi yapısı her türlü iktisadi zorluğa karşı en etkili kalkan olma işlevine sahiptir.

Arkada kalan yıllar boyunca fabrika tarla, tersane tesis ne varsa sattık, her yaştan milyonerler ile milyonlarca işsiz yarattık.

Tuttuğumuz yollarda çıkmaz sokaklara vardık, borç batağına saplandık, ele güne avuç açar hale geldik.

Nitekim günümüzde net dış borcun milli gelire oranının %55’leri aşması, çok düşündürücü bir tabloyu oluşturmakta...

Oysa kalkınma, büyüme hızımızı istikrara bağlamak, geliri artırıp, adil dağıtmak zorundayız.

Bu amaçla ülkemiz için Sanayi ve Kalkınma konularında ve bu iki kavramı da birleştirerek, yaşama geçirmeliyiz.

Türkiye tıpkı 20. yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi milli kalkınmasını planlamak ve içeride kendine yeten tarım ve sanayi ürünleri ile, dışarıda rekabet eden katma değerli üretimi gerçekleştirmek durumundadır. 

Güçlü Türkiye, refah içinde halk ve bağımsız ulus-devlet ancak böyle var olur.