Handan IŞIKSAL'ın 22 Şubat 2024 tarihli yazısı: Sevginin Dili

Sevgimizi göstermenin birçok yolu varken neden bazılarımız hâlâ göstermekten çekiniyor?

Sevgi; evrenin en etkili, en dokunaklı dilidir. İnsanlar arasındaki bağlar, sevgiyle birbirine sımsıkı bağlanır. Sevgi her zaman sözcüklerle ifade edilmez, kelimelerin ötesinde bir yere sahiptir.

Küçük bir hediye, düşünceli bir davranış veya bir sarılma, sevgiyi göstermenin en anlaşılır yollarından biridir. Sevginin dili, önyargılarımızı kırmak için de etkili bir yoldur diyebiliriz. Sevgi yalnızca romantik ilişkilerde değil, aynı zamanda dostluk, iş ve aile ilişkilerinde de oldukça önemli rol oynar.

Sevgiyle büyütülmüş her birey, hayatını olumlamalar içerisinde geçirir. Sevgiye aç insanlar kimseye sevgi gösteremez, sevgi nedir bilemez. Yalnızca insanlar değil, tüm canlıların sevgiye ihtiyacı vardır. Sevgiye hiç ihtiyacı olmayan bir kedi, köpek veya başka bir canlıyla henüz karşılaşmadım. Etrafımızda sevgi gösterdiğimiz her ne varsa güzelleşiyor. Sevgi iyileştiriyor.

Peki, sevmek yeter mi? Bana sorarsanız insanların birbirine bağlanması için sevgi yeterli olmaz. Sevgiyi besleyen birçok duygu aslında sevginin yapı taşları konumundadır. Fikrimce en büyük yapı taşı da “güven” duygusudur. Elbette bir bitkiye veya hayvana karşılıksız sevgi besleyebilirsiniz ancak bir insanı ona güvenmeden sevmek mümkün müdür? Sevginin başlaması için önce güvenin sağlanması gereklidir.

“Sevmek de bir ihtiyaçtır” desek yanlış olmaz. Canlıların yemeye-içmeye ihtiyacı olduğu gibi sevmeye de sevilmeye de ihtiyaçları vardır. Sevgi beslediğimiz şeyler her zaman bir canlı olmayabilir. Her birimiz bir eşyaya, denize, güneşe veya pek çok şeye sevgi besliyoruz. Hepimizin kaybolduğunda üzüleceği bir eşyası, bir daha görememekten korktuğu bir insan mutlaka vardır. Burada önemli olan, onları kaybetmeden sevgimizi gösterebilmek, sevgiyle beslemek.

Sevmekten, sevilmekten korkmadan yaşayın; sevin, güzelleşsin.