Kadriye CİRİTCİ'nin 27 Şubat 2024 tarihli yazısı: Söz Gümüşse Sükût Altındır

Atasözlerinin ne kadar kıymetli olduğunun sanırım hepimiz farkındayız. Arkadaşlarımızla, eşimizle, ailemizle, iş arkadaşlarımızla ya da sosyal ilişkilerimizdeki sohbetlerimizde konuşmalarımızın arasına bir atasözü sıkıştırıveririz. “Söz gümüşse, sükût altındır” sözü bana göre de altın gibi bir sözdür. Konuşmanın öğrenildiği kadar, susmanın da öğrenilmesi gerektiğini ifade eder. Çok konuşarak mutsuz olmaktansa, bazen susmayı bilerek mutlu olmak en doğru tercih olacaktır. Çok konuşan bir insanın başına tahmin edemeyeceği kadar kötü olaylar gelmesi mümkündür. Bazen deriz ya “Sus, yeter artık”… Bıkkınlık ifade eden bir söylemdir.

Söz gümüşse, sükût altındır sözünün çıkış yerine dair sözün hakkını veren ve görgü kurallarının önemini kapsayan birçok anlamlı hikâye vardır. Bunlardan birini siz değerli okurlarla paylaşmak istiyorum.

Hikâye şöyle gelişiyor: Şehrin ileri gelenlerinin katıldığı bir sohbet meclisinde, vali, konuşmayı uzattıkça uzatıyormuş. Bilginlere bir soru soruyor, onlar daha ağzını açmadan, sorduğu sorunun cevabını kendisi anlatmaya başlıyormuş. Bu durum herkesin dikkatini çekmiş, herkes rahatsızmış ama kimse valiyi kırmak istemiyormuş. Sonunda bilginler bakışarak kendi aralarında anlaşmışlar. Valinin bir suskunluk anını denk getirip bilginlerden biri ötekine “Siz, öteden beri her şeyin israfından sakınmayı öğütler durursunuz. Kelime israfı konusunda ne buyurursunuz acaba” diye sormuş. Öteki bilgin, hafifçe gülümseyerek başını sallamış, “Evet” demiş, “Söz gümüşse sükût altındır. Onun da israfından sakınmak gerekir.”

Yaşamımız boyunca pek çok şeyi isteyerek veya istemeyerek israf ediyoruz. İnsanlar kendilerini ifade etmek için konuşurlar hatta çok konuşurlar oysa fazla konuşulduğu zaman sarf edilen sözlerin kıymeti olmaz ve değersizleşir. Çünkü çok konuşmak bir süre sonra kişiyi gözden düşürür. Çok lafın içinde hayal ürünü, fazlaca da yalan olur. Sizi dinleyen insanlar da dinler gibi görünse bile gerçekte yalandan dinlerler. Her şeyin az ve öz olanı aslolandır. Bu dengeyi kurulabilirsek toplumda kalite, nezaket, zarafet dolu önemli bir kişilik hâline geliriz ve itibarımız artar. Konuşulan söz her ne kadar değerli olsa da söylenmeyen söz daha büyük bir değere sahiptir. Bazen söyleyeceklerimizi kendimize saklamamız gerekir diye düşünüyorum. Öğüt niteliğinde bu sözü her zaman önemsiyorum.

Sevgi ve saygıyla...