Murat Balcı'nın 17 Şubat 2023 tarihli yazısı: Yapılara Sismik İzolatör Şart
“Sıvı” olarak tabir edilen kayaç zeminlere, bilime başvurma gereği bile hissetmeden, yetersiz beton ve demirlerle apartmanlar, siteler, kamu binaları inşa edilmiş!
Hâlbuki belediyelerce yapılacak küçük imar plan tadilatlarıyla; yeşil alan, park-bahçe, sosyal alan olarak sağlıkla kullanmak varken.
Deprem bölgelerine, fay hatlarının tam paralelinde hatta üzerinde lüks kuleler, AVM'ler rezidanslar inşa edilmiş!
Yapılmış, yaptırmışız bir şekilde, maalesef çoğu ilkokulu zor bitirmiş cahil uyanık müteahhitlere.
Eskiler “Ali okulu” mezunu derdi bu tiplere.
Eğitimsiz, bilgisiz ama, ‘paraları bol’ diye her işe soyunmaya mahir görmüşler kendilerini kör cesaretleriyle.
Ben çocukken; hektar hektar tarlalarını, lüks arabasını, traktörünü satan, baba malı bölüşen tipler, “Bol kârlı, basit” aymazlığıyla müteahhitlik karnesini kolayca alırdı.
Kısa sürede amele, işçi sömürüsüyle binalar, siteler, dükkânlar, camiler, okullar vs. kat kat dikebiliyordu eğitimsiz müteahhitler. Hâlen de aynı.
Aradan yıllar geçmiş ama canım ülkemde pek de bir şey değişmemiş anlaşılan.
Kahramanmaraş merkezli depremler, malum acı gerçeği yüzümüze vuruyor.
Yazık ki kolayca, eğitimsiz, bilimsiz müteahhitlik yapanlar her daim sahnedeymiş aslında.
AVM’ler, havuzlu lüks rezidanslar ve towerlar’ı (kule), her binada katlanan kârlarıyla yükselterek aslında milletin evine, ocağına incir ağacı, hüzün dikmişler!
Oysaki şu an birer ikişer tutuklanan eğitimsiz müteahhitler, milyonları o taşa, kuma gömerken sismik izolasyonu, bilimi, doğru mühendislik hesabını, depremi akıllarından bile geçirmemiş kârlarını katlarken!
Sanki hiç deprem olmayacakmış misali kâr hırsıyla kasalarını doldurmayı tercih etmişler.
Öyle ya, binalarını süsleyip, vatandaşın birikimine göz dikmişler.
Günlerdir uykularımızı kaçıran, bizleri hüzne boğan, 10 binlerce insanımızı yitirdiğimiz acı sonuçtan belli değil mi?
Allah’tan korkmazlar! Kuldan utanmazlar!
Yıkılacak projeye imza atandan onay verene hiç utanmamışlar belli değil mi?
Göğe diktikleri mezar rezidanslarında akrabası ölen müteahhit bile var.
Hatta pişkin bir tanesi, Alanya’da 5 yıldızlı otelde depremzede rolünde enselendi polise.
“Anasını boyayıp babasına satar” tabiri vardır ya Anadolu’da...
Hah, işte tam da bu aymazlar için geçerli.
Necip milletimizin anasını ağlattılar günlerdir cidden!
Hâlbuki çözüm ne kadar basitmiş.
Sismik izolatör!
Zira sismik izolatör 1900'lerde kullanılmaya başlanmış.
1970'lerde başta Japonya olmak üzere gelişmiş ülkelerin vazgeçilmezi olmuş.
Sismik izolatör nedir?
Deprem izolatörü, güvenilir bir yapı elemanı.
Depremin milyarlarca jullük enerjisini raylı sistemle emerken, bina üzerinde sönümleme tesiri oluşturacak formda icat edilmiş, güvenilir bir yapı elemanı. Bina ömrü kadar, ortalama 60 ila 100 yıl dayanıklı.
Kurşun çekirdekli-kauçuk esaslı, sarkaçlı-bilyeli gibi izolatör çeşitleri var. Kurşun çekirdekli-kauçuklu olan bakım gerektirmiyor. Sarkaçlı-bilyeli sistem, ortalama 5 yılda bir bakıma tabi.
Örneğin ülkemizde, modern büyük projelerle tüm şehir hastanelerinin temelinde de var izolatörler.
Sistem, deprem anında yapıya esneklik kazandırırken, büyük yıkıcı enerjiyi sönümlüyor.
Çarpıcı bir örnekle, 8-9 büyüklüğündeki depremlere hazırlıklı Japonların, Meksikalıların dev kuleleri, rezidansları, evleri bilimle yıkılmıyor.
Bizde de bölgede, depremde binaların beşik gibi sallanıp yıkılmasını, ağır hasar almasını önleyen deprem izolatörü yapabilirmiş zemine.
Ya da sıvılaşmış zeminler için temel kazık sistemleri tercih edilebiliyor.
Zemine göre, fore ve plastik kazık çakılabiliyor toprağa.
Dünyaca kabul görmüş bilimsel mühendislik metodları, kâr baronlarının inşaat maliyetlerini biraz daha artırırmış.
Ama en azından on binlerce canımızı toprağa vermez, ocaklara acıyla karışık ateşi düşürmezlermiş.
Bilimin Türkiye’de birçok yapıda vücut bulması, yasal düzenleme ve etkin denetimle rutine geçmesi önemli şüphesiz.
İşini layıkıyla, dürüstçe, donatıdan, malzemeden çalmadan, bilimin ışığında yapan müteahhitlerimiz de var şükür ki.
Türkiye Müteahhitler Birliğinden "Hak edişlerimizin %1’i, deprem bölgesinin yeniden imarı için bağışlanacaktır" desteği geldi.
Dürüst inşa, etkin denetimin en somut örneği, Malatya ve Gaziantep’te depremleri hasarsız atlatan kamu hastaneleri.
Kahramanmaraş'ta İnşaat Mühendisleri Odası ile Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi, caddede yıkılan tüm binaların, cehaletin, bilime inanmamanın inadına dimdik ayakta kaldı.
Adana Şehir Hastanesinde, inşaat aşamasında zeminine deprem izolatörleri montajı sayesinde, sıva çatlağı bile oluşmadı şükür ki.
Tesadüf mü sizce?
Yoksa bilimle, dürüstlükle mi açıklanabilir?
Yine deprem izolatörlerine ilişkin Türkiye’nin nadir sağlam mühendislik ve alkışlanacak bir örneği de Adıyaman’ın tam merkezinde hâlen dimdik ayakta.
Depremde yerle bir olan Adıyaman Belediye Başkanlığı enkazının karşı çaprazında yer alan Komagene Kültür Merkezi de cehalete inat sapasağlam.
Zira Avrupa Birliği fonlarıyla, mühendislik desteğiyle inşaa edilen cam piramit silüetli Komagene Kültür Merkezi’nin camları bile çatlamamış.
Nedeni, Komagene’nin dünyaca kabul görmüş deprem mühendisliği şartname ve yönetmeliklerine tam uyumlu, denetimli inşa edilmesi kesinlikle.
Demek ki neymiş, özellikle yerel yönetimler ile zemin etüdü ve yapı denetimi firmaları bilimin ışığında, hamasetten, kayırmacılıktan uzak, dürüstçe denetlerse, bina sağlam kalabiliyormuş.
Yine de acımız kolay dinmiyor.
Aziz, asil ve cefâkar milletimize tekrar başsağlığı ve sabır dileklerimle...