Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 24 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Yeni Vergi Sistemi
Hepimiz Hayat Okulu’nda eğitimimize kala geçe devam etsek de ömrümüz yettiğince; ilk, orta, lise, üniversite şeklinde devam eden okul kültürü içinde de çeşitli kademelerin birinde mutlaka bulunduk. Konular içinde Sosyal Bilgiler dersinin olması gereken EŞİTLİK ve EŞİTSİZLİKLER konusunun matematik dersinde oluşu ile konunun yanlış anlatılışını geçen süre içinde hala kafamda çözemedim ve bir türlü de sonuçlandıramadım.
Asgari ücretten başlayarak kademeli maaş sistemi uygulaması yapılması ve sonuç olarak asgari ücretin kat ve kat üstünde maaş alanların olduğundan hareketle, tüm gelir gruplarının harcamalarından aynı oranda vergi alınması eşitlik midir yoksa eşitsizlik midir?
Bir temel gıda ürününe %20 zam geldiğinde; bu ürüne gelen zam miktarının kademeli maaş sistemindeki ücret gruplarına yapacağı negatif etki oranı ve miktarı eşit midir yoksa eşitsizlik midir?
Evi kira olan ve iki çocuk okutan bir asgari ücretlinin yapacağı 20 lira yardım mı yoksa bir milletvekilinin yapacağı 1000 lira yardım mı daha anlamlıdır ya da daha değerlidir sizin gözünüzde?
Aynı peyniri, aynı çayı, aynı soğanı, aynı ekmeği alıp da aynı vergiyi ödemek eşitlik midir sizce eşitsizlik midir?
Aynı peynire, aynı çaya, aynı soğana, aynı ekmeğe kademeli maaş sisteminde düşük maaş alan ile yüksek maaş alanın aynı fiyatı ödemesi eşitlik midir yoksa eşitsizlik midir?
Bir bahçedeki iki elma ağıcının birine bol su ve gübre verip diğerine hiçbir şey vermeden nihayetinde ikisi de aynı tür ağaç diyerek aynı miktar ve kalitede ürün beklemek eşitlik midir eşitsizlik midir?
Tüm kademeli maaş sistemi basamaklarında aynı yüzde oranı ile artış yaptığınızda artış miktarı eşit midir yoksa eşitsizlik midir?
Neyse!
Bu hesap bitmez, bu hesabı yapanlar hesap vermedikçe.
Hesabı da vermezler, hesap günü gelmedikçe.
Rivayete göre Şam Valisi Esat Paşa sıfırı tüketir ve hazine boşalır. Büyük sıkıntıya düşülür.
Danışmanları çare olarak Şam’daki dokumacılara fazladan vergi koymasını tavsiye eder. Bu tavsiye üzerine Esat Paşa danışmanlarına:
- Böyle bir vergi koyarsak ne kadar gelir elde ederiz? der.
- Elli veya altmış kese altın elde ederiz.
Bunun üzerine Esat Paşa:
- Bu insanlar zaten zar zor ayakta duruyor. Bu vergiyi nasıl ödeyecekler? diye sorar.
- Evlerindeki altınları ve mücevherleri satarlar Paşam! diye cevap verirler.
Esat Paşa “Ben bu meblağı daha güzel bir yöntemle elde etsem nasıl olur?” diye sorar. Danışmanları sessizliğe bürünür. Ertesi gün Paşa müftüye bir davet göndererek gece gizlice buluşalım, der. Müftü gece paşanın yanına gelir.
Paşa "Müftü Efendi! Bize ulaşan bilgilere göre özel hayatında şeriata aykırı davranıyor ve evinde gizlice içki içiyormuşsun. Bu durumu İstanbul’a bildirmem gerek. Ancak önceden seni haberdar edeyim dedim" der.
Bunu duyan müftü efendi paşaya yalvarmaya başlar.
İstanbul’a haber vermemesi için paşaya 1000 mecidiye vermeyi teklif eder. Paşa kabul etmez. Müftü iki katını teklif eder. Paşa yine kabul etmez. Sonunda 6 bin mecidiyede anlaşırlar. Sonraki gün Esat Paşa, Kadı Efendiyi davet eder.
"Kadı Efendi! Rüşvet aldığın ve makamını şahsi menfaatin için kullandığına dair güvenilir kaynaklardan elimize bilgi ulaştı" der.
Bu sefer Kadı Efendi paşaya yalvarmaya başlar. "Aman efendim beni görevimden almayın, insanlara rezil olurum” diyerek Müftü Efendi gibi Esat Paşa ile pazarlığa başlar. Kadı ile de 6 bin mecidiyede anlaşırlar. Sonra sırasıyla Defterdar, Karakol Komutanı, Esnaf Ağası ve büyük zenginleri tek tek yanına davet eder. Bu operasyonun sonunda Esat Paşa tam 200 kese mecidiye altını toplar.
Arkasından danışmanlarını çağırır "Şam halkına vergi koyduğumu falan duydunuz mu?" diye sorar. "Hayır paşam duymadık!" derler. "Bakın hiçbir vergi koymamama rağmen 50 yerine 200 kese mecidiye altını topladım" der.
- Bunu nasıl yaptınız Paşam? diye sorduklarında;
Esat Paşa:
- Kuzuların derilerini yüzmektense, koçların yünlerini kırkmak daha iyidir! Der.
Rahmetli Esat Paşa ‘’KUZULARIN SESSİZLİĞİ’’ adlı filmi izlemiş midir diye de aklıma bir soru geldi.
Sizce izlemiş midir?
