Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 16 Ekim 2023 tarihli yazısı: Yıkama Yıkanma Akımı

Sosyal medyada popüler olan eylemler bir anda hayatımıza akım olarak giriyor. Peki siz sosyal medyadaki her akımı uyguluyor musunuz? Bazı istisnalarınız oluyor mu? Mesela son zamanların popüler akımlarından olan yıkama yıkanma akımı sizin uygulayabileceğiniz akımlar arasında mı yer alıyor?

Dünyamızın en büyük problemlerinin başında iklim krizi geliyor. Suyu tasarruflu kullanmamız ise bu krizin kurallarından bir tanesi. Hayatımızın her alanında yer alan suyu tasarruflu kullanmak ise insanlar tarafından hala özümsenmiş değil. Özellikle geçtiğimiz sıcak yaz günlerinde gördük ki kontrolsüz şekilde bir su israfının içindeyiz.

Evlerde su, yüzde 35 oranında banyoda, yüzde 30 tuvalette, yüzde 20 çamaşır ve bulaşık yıkamada, yüzde 10 yemek pişirme ve içme suyu ve yüzde 5 temizlik amacı ile kullanılıyor. Evlerde, banyo ve tuvalette tüketilen su miktarı, tüketilen toplam suyun yüzde 70'ini oluşturuyor. Bir tuvaletteki su kullanımını azaltmanın en basit yolu, tuvalet rezervuarı hacminin azaltılması olarak kabul ediliyor. Tuvaletlerin klasik rezervuarının su depolama kapasitesi 16 litre olduğu için 4 kişilik bir ailede, her bir kişi günde 2 defa kullandığında, 16 litrelik tuvalet rezervuarı ile ayda tuvalette 3 bin 840 litre su tüketildiği ifade ediliyor. fırçalarken suyun açık bırakılması da israfa neden oluyor. Günde ortalama 3 dakika diş fırçalandığında, musluk açık ise ortalama 15 litre suyu israf ediliyor, günde iki defa diş fırçalanırsa yılda 10 bin 950 litre su, israf oluyor. Evdeki su israfını önleminin yolu banyoda, tuvalette, çamaşır ve bulaşık yıkarken kullanılan suyun tasarrufundan geçiyor. Banyo ve tuvalette tüketilen su miktarı, evde tüketilen toplam suyun yüzde 70'ini oluşturuyor.

İşte son günlerde konuşulan yıkama yıkanma akımı da hem duşu hem de çamaşır makinesini daha az kullanmayı, böylece iklim krizinin etkilerini hafifletmeyi teşvik ediyor. Moda tasarımcısı Stella McCartney tarafından başlatılan “Yıkanmaya hayır” akımı, gittikçe popüler hale geliyor. Sosyal medya platformlarında milyonlarca görüntülenmeye ulaşan akımın amacı, iklim krizinin etkilerini azaltmak. Akım, insanlara kıyafetlerini ve saçlarını daha az yıkama, hatta hiç yıkamama çağrısında bulunuyor. İngiliz moda tasarımcısı McCartney, trendin mottosunu “Kesinlikle temizlenmesi gerekmiyorsa temizleme” olarak ifade ediyor. “Yıkamaya hayır” akımı, pek çok insanın kıyafetlerini her kullanımdan sonra yıkamasının hijyen değil alışkanlık meselesi olduğunu savunuyor. İnsanların yaşadıkları yerin mevsimsel koşulları veya çalıştıkları ortamları göz önüne alarak daha az yıkanma gerektirecek kumaşları tercih etme ya da soğuk suyla yıkama gibi seçimler yapabileceğini belirtiliyor. Trendin tek faydası kimyasal içeren şampuan ve deterjanları kullanmayarak gezegendeki suyu temiz tutabilmek değil. Akım aynı zamanda hane faturalarının büyük kalemlerinden çamaşır makinelerinin az kullanımıyla paradan tasarruf etmeye de yarıyor.

Göl, baraj, akarsu ve yeraltı suyu gibi temiz su kaynaklarının korunması, kuraklığın etkisi ve kirletici kaynakların azaltılması ile iyileştirilmesi, bu kaynakların evde, iş yerinde, tarımda ve sanayide akıllı kullanılmasına bağlı. O yüzden bu akım ilk başta kulağınıza pek hoş gelmeyebilir ama bir nebze uygulayabilmek çevremiz için fayda sağlayacaktır. Bir kulak verin derim. Çünkü su meselesi gelecek yıllarda en çok başımızı ağrıtacak konuların başında geliyor.