Betül DEMİR'in 15 Ağustos 2024 tarihli yazısı: Z Kuşağının Portresi: İ-Nesli

Z kuşağını ve onların dünyayı nasıl algıladıklarını anlamak, günümüzü ve geleceği şekillendiren en önemli unsurlardan biri haline geldi. Teknolojinin içinde doğup büyüyen bu jenerasyon, önceki kuşaklardan çok daha farklı bir dünyada yetişti. Jean M. Twenge’in "i-nesli" kitabı, işte bu farklılıkları anlamak ve yorumlamak için mükemmel bir kaynak. 

Twenge, 2000’li yıllarda doğan gençlerin, önceki kuşaklardan belirgin bir şekilde ayrıldığını öne sürüyor. Kitap, sadece veriler ve istatistiklerle değil, aynı zamanda gençlerin günlük yaşamlarını etkileyen faktörlerle de dolu. Twenge’in ortaya koyduğu temel argüman, bu kuşağın teknolojiyle olan ilişkisi. Hatta teknoloji demek bile yetersiz kalıyor, çünkü bu jenerasyon için teknoloji bir araçtan ziyade yaşamın kendisi. 

Eskiden, gençler dışarıda arkadaşlarıyla buluşur, sokaklarda vakit geçirir ve yüz yüze iletişim kurardı. Ancak i-nesli, bu geleneksel etkileşimleri büyük ölçüde dijital platformlara taşıdı. Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları, video oyunları... Hepsi bu kuşağın günlük hayatının vazgeçilmez parçaları haline geldi. Twenge’e göre, bu dijitalleşme, Z kuşağının dünya görüşünü ve kişilik özelliklerini köklü bir şekilde değiştirdi. 

Peki, bu dijitalleşme Z kuşağını nasıl etkiliyor? Twenge’in araştırmalarına göre, bu kuşağın birçok üyesi önceki jenerasyonlara kıyasla daha içe dönük ve yalnız hissediyor. Sosyal medya, onları sürekli olarak başkalarıyla kıyaslama tuzağına çekiyor, bu da özgüven eksikliğine ve hatta depresyona yol açabiliyor. Ama bu sadece buzdağının görünen kısmı. Aynı zamanda Z kuşağı, dış dünyadan daha izole, bir anlamda “ekranların arkasına” saklanmış bir hayat sürüyor. Bu durum, yüz yüze iletişim yeteneklerinde gerilemeye ve sosyal anksiyetelerde artışa neden olabiliyor. 

Ancak tüm bunlar, Z kuşağının tamamen olumsuz bir portresini çizmek anlamına gelmiyor. Twenge, bu kuşağın son derece bilinçli ve duyarlı olduğunu da vurguluyor. İklim değişikliği, sosyal adalet ve eşitlik gibi konularda son derece duyarlılar. Dijital araçlar sayesinde, bu konularda hızla organize olabiliyor ve seslerini duyurabiliyorlar. Özellikle sosyal medya platformları, bu gençlerin aktivizmlerini gösterebildikleri en güçlü alanlar haline gelmiş durumda. 

Twenge’in kitabı, Z kuşağının gelecekteki rolü hakkında da önemli ipuçları veriyor. Gençler, teknolojinin sunduğu avantajları en iyi şekilde kullanarak geleceğin dünyasında önemli pozisyonlarda yer alacaklar. Ancak aynı zamanda, yüz yüze iletişim yeteneklerini geliştirmeleri ve dijital dünyanın olumsuz etkilerinden korunmaları gerekecek.  

"I-nesli" kitabı, sadece Z kuşağını anlamak için değil, aynı zamanda onların dünyayı nasıl şekillendireceğini öngörmek için de okunması gereken bir eser. Jean M. Twenge’in bu çalışması, geleceğin neler getireceği konusunda bizlere önemli ipuçları sunuyor ve belki de en önemlisi, gençleri anlamak için bir rehber niteliği taşıyor.