R. Bülend KIRMACI'nın 14 Ocak 2025 tarihli yazısı: Zampiyon!

Geçen yazımda “Kimin Bütçesi?” diye sorgulamış; 2025’in, rantçıların, faizcilerin, büyük sermayenin ve “yandaşların” bütçesi olduğu gerçeğini sizlerle paylaşmıştım.

Bu yazımda, “zam” konusunu irdeleyeceğiz…

Maaş, ücret, emekli maaşların yapılan zamlar bir yanda ve “hayali” enflasyona dayanıyor.

Köprü, yol geçişleri, vergiler, harçlar ve kolayda mallardaki artışlar ise “gerçekçi” enflasyon oranında…

Yani maaşlara yıllık yüzde 44 enflasyon belirleyip, altı ay için nette 15.75 zam yaparken;

Aslında halkın vergileri ile sunulan her türlü kamu hizmetine bunun nereyse iki misli artış tatbik etmek; vatandaşın belini iki büklüm hale getirmekten başka bir sonuç doğurmuyor…

Değirmen taşlarının arasında darı tanesi gibi ezilen orta direktir; artık o d buhar oldu; yoksulluğun yarıçapı büyüyor; dört kişilik aileye ayda 72.524 TL girmezse “yoksulluk” beliriyor aynı aile salt temel gıdaya ayda 20 bin TL harcamak zorunda ve ne yazık ki açlık sınırı da 22.104 TL.

Yapılan “zamlardan sonra” 15 milyon asgari ücretlinin maaşı açlık sınırına eşitlendi.

Ne yazık ki, 16 milyon BAĞ-KUR ve SGK emeklisinin maaşları yüzde 15.75 ve bunun yanı sıra memur ve emeklisinin maaşı ise yüzde 11.54 oranında artabildi!

Yaşlılık maaşı 4.664 TL, engelli aylığı (yüzde 40 ile yüzde 70 engeli olanlar) için 3.723 TL, yüzde 70 ve daha fazla engeli olanlar için 5.584 TL.

Düşünelim engelli bireyin hiçbir çalışma kabiliyeti ve olanağı yok, başka da hiçbir geliri yok: Diyorsunuz ki, git 5 bine geçin; ister yaşa ister yaşama!

Hayat yüzde 80 pahalı, maaş ve ücrete verilen zam yüzde 15 ve yüzde 11.

Aradaki fark hayata karşı 6 veya 8 gol yiyerek yaşamaya çalışmayı gerektiriyor.

Türkiye milli gelirin yarısını alan yüzde iki için şampiyonlar liginde.

Geri kalan hepimiz proletere bile değiliz resmen paryayız.

Bizler için uygulanan tarife zampiyonlar ligi!

Dahası refah payından da eser yok.

Refah payı salt milli gelire odaklanıyor ve stepne gibi kullanılıyordu.

Oysa refah payında kültürel ve teknolojik ürünlerden ve tatil hakkından yararlanma da olmalı.

Anlaşılan bu lastik de patlak.

Öte yanda; ballı maaşlar, vergisi affedilen seçilmiş holdingler, kamuda önü alınamayan israf ve enflasyonu bence en az yüzde 10 kışkırtan yolsuzluk söylentileri var…

Küresel refah endeksinde 167 ülke arasında 90. sıranın da altındayız.

Orada da küme düşüyoruz…

Şampiyon mu, zampiyon muyuz?

Bütçe ve maliye yönetimin tasarrufunda, ama karar elbet, halkımızın!