R. Bülend KIRMACI'nın 1 Mart 2024 tarihli yazısı: Zor Günlere Hazır Olmak

Dünya yavaşladı, bizde de para dönmüyor, açılandan çok kapanan iş yeri var.

Her yıl iş bulan sayısı işsiz kalanın çok altında.

Bankalarda tüketici kredisi işletme kredisini aşmış durumda, millet meyveyi sebzeyi kredi kartı ile alıyor...

Dünya salğından bu yana alev aldı yanıyor, her tarafta savaş boruları çalıyor...

Zor günlerdeyiz.

Daha zor günlere gidebiliriz...

Bu tablodan en az hasarla sıyrılmak için geçmişteki tecrübelerden yararlanmak ve konjonktürü iyi okumak gerekiyor. 

Bakın korona zamanında 4 küme 4 yapı vardı ki onlar ulusal dayanışmaya pek katılmadılar... 
Dahası kimi yapılar, salgını fırsata çevirmeye çalıştılar...

O nedenle diyorum ki, Türk Milleti, salgının zor günlerinde toplumsal dayanışmayı ayaklarının altında çiğneyen kimi çevreleri asla unutma!

Bunlar;

*Yabancı sermayeli özel bankalar,

*Özel sağlık kuruluşları,

*Özel eğitim kurumları,

*Enerji dağıtım şirketleri...

Fahiş fiyat ve fırsatçılıktan sabıkalıdırlar!

Eğer yakın gelecekte daha zor günlere gidersek, geçmişten almamız gereken bu gibi dersleri unutmamak zorundayız...

Bankalarımızı milli, sağlık ve eğitimi parasız ve herkes için nitelikli, enerjiyi de devletin çatısı altında değerlemek için her türlü yasal ve ekonomik önlemi almak zorundayız...

Türkiyenin iktisadi yangın koşulları bunu zorunlu kılıyor...

Öte yandan Dünya koşullarını göz önüne alarak, kimi olgulara özenle ve dikkatle yaklaşmak durumundayız...

Bu anlamda önümüzdeki süreçte Türkiye için iki konu öncelenmelidir:

1-Tarımda ürün deseni, üretim planı, hava şartları ve sair konularda katkıda bulunacak 'uzay ve uydu gözlem çalışmaları' dahil üretim, depolama, nakliye, arz açısından milli ve yeni bir yapılanma,

2-Biyolojik, kimyasal, nükleer saldırılara karşı araştırma yetkinliği ve güvenlik unsurlarının tedavisindeki tecrübesiyle GATA'nın eski statüsüne kavuşarak güçlendirilmesi...

Bu iki maddeyi aşan konular da var elbet ancak bu iki konu, öncelikli ele alınmak gerekir...

Evet yaşamak için bu olguları dikkate almak 
ve gereğini yapmak en azından gelecek kuşaklara karşı borcumuzdur...