Sibel BAY'ın 25 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Zübük (1980) Film İncelemesi
“Memlekette bir tek zübük ben miyim?
Aslında hepimizde var biraz zübüklük. Biz zübük olmaya zorlanmışız.
Zübüklerden kurtulmanın birinci çaresi önce kendi zübüklüğümüzden kurtulmaya çalışmaktır.”
Kartal Tibet’in yönetmenliğini yaptığı ve Kemal Sunal, Nevra Serezli, Bülent Kayabaş, Kadir Savun, Osman Alyanak ve Metin Serezli gibi usta oyuncuların yer aldığı Zübük, 1980 yapımı bir filmdir.
Filmin açılış sekansıyla son dönemlerde adını duyurmuş bir siyasetçi hakkında çıkan gazete manşetlerini süsleyen haberler görmekteyiz. Bununla birlikte bir gazeteci, gündemde olan bu siyasetçi hakkında bir araştırma yapmak için harekete geçer ve böylece İbrahim Zübükzade’ nin hikâyesini öğrenmeye başlarız. Zübük, bencil, üç kağıtçı, çıkarları uğruna her şeyi göze alan biridir. Kâtiplik yaptığı işinden rüşvet alması sebebiyle atılır. Namuslu adamlarla çalışmayarak köşeyi döneceğine inanmaktadır. Bu şekilde de siyasete giriş yapar. Yağlı kapı olarak gördüğü Destek Partisi’nde söylenen her şeyi yüksek sesle, bağırarak tekrar etmesiyle Ocak Başkanlığı vazifesine getirilir.
Kasaba halkını inandırmaya buradan itibaren başlar. Rüşvet karşılığı insanların isteklerini yerine getireceğini söyler. Halk da buna göz yummaktadır. Kendi isteklerinin yerine getirilmesini isterler, bunu yaparken parayı araç olarak kullanırlar. Bu durumda halk da kendi çıkarları peşinde koşan, bu uğurda ellerinden geleni yapan, bencil insanlardır Zübük’ ün bir parçasıdırlar.
Zübük karakteri siyasi hayatın içinde fakat siyasetten bir haberdir. Demokrasinin ne olduğunun anlamını dahi bilmemekte, fakat insanları söylemleriyle etkilemeyi son derece iyi bilmektedir. Toplum için bazı önemli, hassas bir araya getirici ve kenetleyici bazı konular vardır. Namus, din bunlardandır. Zübük karakteri bu iki olguyu da insanlara karşı kullanmaktadır. Seçim esnasında bir konuşmasında turizmden ahlaksızlık olarak bahsetmekte, verdiği örnekleri halka sunmaktadır. Dini ise sömürmeyi filmin başlarından itibaren yapmaktadır. Öldürüleceğini anladığı anda namaza durmasıyla, cami -okul yapımı hakkındaki söylemleriyle ve kullandığı kelimelerle dini insanları manipüle etmek için kullanmıştır.
Filmde erkekler otorite sahibi görünümündeyken, kadınlar ise arkada kalmış, faydasız birer unsur durumundadırlar. Zübük’ün karısının da mebus karısı olma isteği ile başlayıp, bu isteğinin gerçekleşmesi ile son bulan bir değişim süreci vardır. Karısı Zübük ’e destekleyici bir konumdadır. Zübük’ ün sahip olduğu makamlarla beraber onun da başkalaşmasını, gitgide Zübük ’e benzemesini görmekteyiz. Mebus karısı olduktan sonraki hali ile ilk hali arasında eser yoktur.
Film aslında toplumun bilinçsizliğini ortaya çıkarmaktadır. Toplum siyasal düzenin ne olduğunu bilmemektedir. Çok partili düzene geçişteki aksaklıkları yaşamaktadırlar. Toplum, siyasetin demokratik haklarına etkisinden ziyade bireysel çıkarlara göre hareket etmektedirler. Kendi çıkarlarına ters düşen durumlar karşısında muhalif olmayı tercih etmektedirler. Bilgisizlik ve bilinçsizlik yanlış kararlara yol açar.