Furkan ERKAN’ın 18 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Başarılı Bulduğunuz Her Film Kült Olamaz
Değerli Ticari Hayat okurları çok uzun zamandır kafamı kurcalayan ve daha doğrusu beni birazcık da rahatsız eden bir mesele var.
Evet fiyatlar, sıcaklar almış başını giderken ''Bu muydu kafana takılan şey?'' diyebilirsiniz.
Biliyorum haklısınız ama bir sinemasever olarak günümüzdeki problemlerin yanında devede kulak kalan bu meseleye değineceğim.
Neredeyse başarılı olan her film günümüzde ‘kült’ olarak söyleniyor, yazılıyor ve bu şekilde de yayılmaya devam ediyor.
Hatta başarılıdan ziyade ‘’harika’’, ‘’efsane’’, ‘’başyapıt’’ gibi kelimelerin yerine kullanılıyor ‘kült’ kavramı.
En çok gördüğüm örneğinde ise Francis Ford Coppola’nın yönettiği ve birçok sinemasevere göre tarihin en iyi filmi olan The Godfather’ın yanına illaki bir ‘’kült’’ kelimesi geliyor.
Yahu artık bu filmi bilmeyen mi var?
Madem kült bir filmdi nasıl oldu da bütün kamyoncuların ‘’Dını nını nını dını nınııı’’ şeklinde korna çalma akımlarını başlattı?
O halde biraz ''kült film'' kavramından bahsedelim. Çünkü kült kelimesi aslında dini bir anlam taşıyor. ‘Cult’ kelimesinin karşılığı olup sert ilkelere ve eylemlere sahip tarikatlar, tapınma gibi anlamlara geliyor.
Kült film de biraz buna benziyor ama daha farklı.
Efendim, kült film vizyona girdiği dönemde çok fazla ilgi görmemiş, çok fazla kişi tarafından izlenmemiş ama aradan uzun bir zaman geçtikten sonra biraz da olsa değeri anlaşılmış ya da belli bir hayran kitlesi (sayıca az) edinmiş filmleri kapsıyor.
Ama bu tanımı biraz daha açmamız gerekebilir. Zira internet üzerinde kült filmler diye arattığınızda Fight Club, In Bruges gibi örneklerle karşılaşabilirsiniz.
Evet aralarından Fight Club’ı da bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Ama işte tanımda da belirttiğim gibi vizyona girdiği dönemde çok fazla ilgi görmemiş bir film olması yetiyor. Fight Club, sonradan kendi müdavimlerini oluşturmuş olsa da Brad Pitt’in varlığı, Fincher’ın başarılı yönetmenliği, Marla Singer ve Tyler Durden karakterleri ve alt metnindeki sistem eleştirisi de geniş kitleler tarafından bilinmesini sağlamış olabilir.
Bizim topraklardan örnekler vermek gerekirse de Çetin İnanç’ın yönettiği Cüneyt Arkın filmleri (Dünyayı Kurtaran Adam, Vahşi Kan, Ölüm Savaşçısı) ve Turist Ömer Uzay Yolunda’yı çok rahat sayabiliriz. Üstelik Turist Ömer Uzay Yolunda, parodi olmasına rağmen hem dünyadaki tüm Trekkie (Star Trek hayranlarına verilen isim) fanlarına ulaşmış hem de ilk Star Trek filmi olarak sinema tarihine geçmiştir.
Aslında genel anlamda günümüzde internet üzerinden hemen her şeye tek tıkla ulaşabildiğimizi düşünürsek ''kült film'' kelimesi de büyük ölçüde tarihe karışmış olabilir.
Neyse konuyu çok uzatmadan gördüğünüz üzere kült film, bir filmin başarı değerini değil seyirciyle ilk kez buluştuğu ve sonrasındaki gidişatına ait durumu tanımlıyor.
Dini anlamdaki kült kelimesine yakınlığı da sonradan belli bir hayran kitlesi edinmesiyle alakalı. Yani evet öyle kült filmler var ki hayranları ona ‘’tapıyorlar’’. Yılın belli günlerinde özel etkinlikler düzenleyip bir festival havasında filmi beraber izliyorlar vs.
O sebeple artık bir filmi kült kelimesiyle nitelendirmeden önce bu sözünü ettiğim detayları düşünüp tekrar gözden geçireceğinizi düşünüyorum.
Umarım bu yazının da böyle bir faydası dokunmuştur sizlere.
Salı görüşmek üzere.