Sedat SADİOĞLU'nun 20 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Çağımızda Kulluk Görevleri

Gören Göz – 25/1:  Gece Namazı 

Gece namazını sürekli kılan ve çok da faydaları olduğunu bildiren Peygamber efendimiz (s.a.v.), sadece Allah için koşulsuz ve fedakârlıklarla dolu bir ibadetin örneğini bizlere sunmuştur. 

Artık günümüzde, sabah namazının, gece namazına karşılık geldiğini düşünüyorum. Çünkü, eskiden gece namazından sonra yatıp, sabah namazına kalkan ve kalktıktan sonra da (nafaka için) günlük hayatlara başlanan yaşam tarzı vardı. Zira eskiden, yatsıdan sonra yatılıyordu ve gece saatleri uzun (uyku için de yeterli) geliyordu. Günümüzde, sabah namazına kalkan bir Müslüman’ın (kısa da olsa) tekrar yatması gereken bir süre ortaya çıkmaktadır. Yazın (ortalama) saatin 3,30’unda, sabah namazına kalkan bir Müslüman, eğer 8,30’daki işine gidecekse, 3-4 saat daha uyumak ve dinlenmek zorundadır. Kışın bu süreler, 2-3 saate düşse de bu böyledir.  

Günümüzde, sabah namazına kalktıktan sonra, doğrudan işine giden (sınırlı ve zorunlu meslekleri saymaz isek) Müslüman sayısı yok gibidir. Eskisi gibi erken yatılıp, erken kalkılmamaktadır. Geç saatlere kadar oturulabilmekte ve bu yüzden, uyku için ayrılan zaman da azalmaktadır. Oysa uyku zamanı, (zinde ve sağlıklı olabilmek için) kıymetli bir zamandır.

Buradan, şu çıkarımı yapabiliriz (genel olarak); “Günümüzde sabah namazı, (yaşam şartlarının -belki- bir gereği olarak) gece namazı gibi olmuştur!”  

Unutmayalım ki, sabah namazına bile kalkmanın zorluğu düşünülecek olursa, gece 12 yada 01’lerde yatan bir Müslüman’ın, yine aynı gece içerisinde uykusunu bölüp, bir namaz için kalkması zor gelebilir. Bu zorluğu bilen din âlimlerinin bazıları, “Sadece sabah namazıyla” ilgili kitaplar yayımlamışlardır. Bu kitaplarda, sabah namazının önemi, faydaları ve sevapları yazılmakla beraber, uykuyu bölmenin, abdest almanın ve namaza durmanın faziletinden bahsedilmektedir. Bütün bu kabullerin sonunda varılan nokta, “Allah için koşulsuz fedakârlık, itaât ve ibadet” olmaktadır.     

Kısa Bilgi : Gece namazı ayrıca “tehecced” yada “teheccüd” namazı olarak da bilinir. Gece fazla uyumayıp namaz kılmak demektir. Gece namazları; İsra Suresinin 78. Ve 79.. ayetlerinde de geçmektedir.

 “Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl; bir de kıratıyla seçkin olan sabah namazını; çünkü sabahleyin okunan Kur’an gerçekten şahittir!” (İsra Suresi, 78. Ayet)

“Gecenin bir bölümünde de sana mahsus fazla bir namaz olarak uykudan kalk, Kur’an ile teheccüd kıl; yakındır ki Rabbin seni övgüye değer bir makama ulaştırsın!” (İsra Suresi, 79. Ayet)

Kısa not : Teheccüd namazının, (İsra,79.Ayetinde belirtildiği üzere) sadece Peygamber efendimize farz kılınmış olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra Müminlerce uygulanmıştır.

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları sabah namazına isteyerek ve samimi duygularla kalkan kullarından eylesin… Amin! 

Gören Göz – 25/2: Her Can Rehindir !

"Mahşerde, (hesap verme gününde)  Her nefis*, yapmış olduğu bütün (kötü) fiiller için (bir süreliğine) rehin olarak tutulacaktır! (Terazisinin sağ tarafı ağır basanlar yani cenneti hak edenler ise salıverilecektir!) ” (Muddessir Suresi, 38. Ayet)  (Meal: Muhammed Esed)

Kısa bilgi: (*) Buradaki ‘nefis’ kelimesi (veya nefs), ‘ruh’ veya ‘can’ anlamındadır, genel olarak (yanlış) kullanılan ‘şeytan’ anlamında değildir!

Konu, “rehin olarak tutulmak” ifadesinden dolayı araştırılmıştır. “Bize, (dünyada iken) bir süreliğine verilen can (-ımız), başlı başına yüce Allah’ın bir rehini yani bir emaneti değil midir? Burada rehin olarak verilen ve emanet edilen şey, (aynı zamanda) ‘ruh’tur. Yoksa maddi anlamı itibariyle, ‘beden’ (vücut) değildir. Beden bir ‘kılıftır’ yada muhafaza için verilen geçici bir ‘konak’tır.” (Muhammed Esed)

Muhammed Esed kimdir?  (D.1920 ve Ö.1992) Avusturya asıllı (bazı kaynaklara göre de Polonya asıllı) Yahudi bir aileden dünyaya gelmiştir. Sonrasında İslâm’ı seçmiş olan düşünür, reformist, gezgin, din adamı, politikacı ve yazardır. İslâm Dünyası’nda 1980 yılında yayınladığı “Kur’an’ın Mesajı” adlı tefsiri ile tanınmış ve etki bırakmıştır. 1947 yılında kurulmuş olan Pakistan, kendisine vatandaşlık vermiştir. Ayrıca, Pakistan’da, İslâmi Yapılanma Kurumu Başkanı olmuştur. 1949 yılında Pakistan-Ortadoğu İlişkileri Şefliği’ne getirilmiş ve BM’de, Pakistan adına temsilcilik yapmıştır.  

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları mahşer günü, hem Araf’ta ve hem de cehennemde rehin kalmayan kullarından eylesin… Amin!

Gören Göz – 25/3: Kapsamlı Bir Dua 

Ey yüceler yücesi Allah’ım! ; 

“- Bizi, cennete girmeyi ve oranın nimetlerini tatmaya sebep ve vesile olacak amellerden ayırma!
- Bizi, senin rızanın bulunduğu noktada bulundur!
- Bizi, dünyada Müslüman olarak yaşat, ahirete de Müslüman (imanlı) olarak göçmeyi nasip eyle!
- Günâhlarımızı bağışla! 
- Sana sığınıyoruz, zira senden başka sığınacak makam yoktur!  
- Bizim küçük kusurlarımıza bakma!
- Bizi, (Hz. Âdem’in duasında dilediği gibi) Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) hatırına bağışla!  
- Bizi, O’nun ümmetinde daim eyle!
- Nebiler nebisi Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) selamlar olsun! 
- Âl’ine(*) ve ashabına da selam olsun! 
- Bizleri ahirette, onlarla (cennetliklerle) haşret! (canlandır )
- Sana, binlerce kere hamd-ü senalar olsun!
- Sana, verdiğin her türlü nimetlerden dolayı şükürler olsun!”

Kısa bilgi : (*) Âl  nedir?

Âl’in buradaki anlamı, Hz.Muhammed’in (s.a.v) soyu (sülalesi) olarak kastedilmiştir. 

Vessalât-ü vesselamü alâ seyyidine Muhammed ve alâ alihi sahbihi ecmâin. Vel hamdülillâhi Rabbilalemin. (El-Fatiha!...Amin!)

Gören Göz – 25/4: Her Sabah İstenenler 

İmam-ı Şafii Hazretleri (r.a), “Her sabah benden sekiz şeyin istendiğini düşünüyorum!” diyerek, (bakın) o sekiz şeyi şöyle sıralıyor;

1-  Rabbim, benden farzlarını istiyor.
2-  Resulullah efendimiz ( s.a.v.) benden sünnetlerini istiyor.
3-  Ailem benden helâl nafakalarını istiyor.
4-  İmanım ve aklım kendilerine uymamı istiyor.
5-  Nefsim ve (içimdeki) şeytanım da kendilerine tabi olmamı istiyor.
6- Amellerimi yazan  Kiramın Kâtibîn melekleri de benden sevap yazdırmamı istiyor.
7-  Her doğan güneş ise, bir gün daha yaşlandığımı düşünmemi istiyor.
8- Hazreti Azrail de, kendisine bir gün daha yaklaştığımı hatırlamamı istiyor.

Ne dersiniz! İmam Şafii’ye sorulan bu sekiz soru bizlere de her sabah sorulmuyor mu? Hazreti İmam’ın bu uyarılarını düşünmeye değmez mi? 

Günlük hayata başlarken bizden istenenleri düşünerek adım atma cesaretimiz, bunları hatırlayarak güne başlama dikkat ve tefekkür derinliğimiz var mı?  

Kaynak: Gazeteci Ahmet Şahin’in (24-12-2014 tarihli) köşe yazısından alıntı yapılmış ve değerlendirmelerinize sunulmuştur 

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları, bizden istenenlerin bilincinde olan kullarından eylesin…Amin! 

Gören Göz – 25/5: Mevlâna ve Girişimcilik

Hz. Mevlâna, aşağıdaki deyişinde, “hayatta başarılı olmanın” yollarını  (ne de güzel!) gösteriliyor;

“ Hayatta başarılı olmak için üç şey lazımdır; dikkat, intizam ve çalışma!”

•    Dikkat: Akılı olmak, akıllı davranmak, uyanık olmak, tehditleri ve fırsatları kollamak anlamlarındadır.

•    İntizam: Düzen, disiplin, kurallara uyma, işlerin ve plânların yolunda gitmesi, düzgün ve doğruluk anlamlarındadır.  

•    Çalışma: Yılmama, çabalama, koşturma, uğraşma, uygulama, işin bir ucundan tutma ve hatta hak etme anlamlarındadır.

Yukarıdaki açıklamaları dikkate aldığımızda (ya da doğru bir çıkarım yapmak istediğimizde), karşımıza “girişimci” türü bir insan modeli çıkmaktadır ki, bu da günümüz insanı için çok gerekli bir modeldir. “Girişimci modelli başarı”, sadece kişiyi kurtarmaz, ailesini, (eğer başka insanlara iş imkânı verecekse) çevresini ve dolaylı olarak ülke ekonomisini de harekete geçirir. 

Başarılı olup, insanlara faydalı olan ve ölçülebilir bir değer üreten insanın, yüce Allah katında yeri seçkindir. Çabamızın sonucunda, ahireti hak etmeli ve cennete girme isteğimiz (de) olmalıdır. 

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları (Hz. Mevlâna’nın da dediği gibi), dikkatli ve intizamlı olan ve çalışmayı ilke edinen kullarından eylesin (inşallah)… Amin!   

(NOT: Yirmibeşinci bölümün sonu…)