Utku KABAKCI'nın 20 Kasım 2024 tarihli yazısı: Siyasal İletişimde Mesajın Gücü

Bir mesajın hedef kitlesi tarafından kabul edilip etkili olabilmesi büyük ölçüde iletinin kaynağının güvenilirliğine bağlıdır. Güvenilirlik ise kaynağın itibarının temelini oluşturur ve bu itibar geçmişteki başarılar, uzmanlık alanları gibi unsurlardan beslenir. İletişim sürecinde mesajın ne kadar dikkate alınacağını belirleyen en önemli faktörün kaynak konumundaki kişi veya kurumun toplumsal algısı olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü insanlar bir iletiyi doğru kabul edip etmemeye genellikle kaynağının kim olduğunu göz önünde bulundurarak karar verir. Mesajın nasıl algılanacağı hususu içerikten ziyade, kaynak konumundaki kişi veya kurumun kim oluğuyla ilgilidir.

Siyasal iletişimde bu etki daha belirgin hâle gelir. Bir politikacı ya da siyasi partinin toplumsal algısı söylenenlerin ve iddiaların ne kadar dikkatle dinleneceği ve kabul edileceği üzerinde belirleyici bir rol oynar. Toplumun geniş kesiminin güvenini kazanan politikacıların, partilerin daha kolay bir şekilde destekçi bulacağı aşikârdır. Bu yüzden siyasi aktörler, kamuoyundaki imajlarını oluştururken stratejik bir yaklaşım benimseyerek güven inşa etmelidir. Ancak güven oluşturmanın sürekli çaba gerektiren bir süreç olduğu da unutulmamalıdır. Güven zamanla inşa edilen ve özenle korunması gereken bir değerdir. Dolayısıyla politik iletişimde başarılı olmak için güven tesisi sürecine uzun vadeli bir perspektifle yaklaşılmalıdır.

Kamuoyunun güvenini elde etmek ve bunu sürdürebilir kılmak güçlü bir imaj kurmaktan geçer. Güven oluşturmak ve muhafaza etmek zaman içinde tutarlı bir şekilde yürütülmesi gereken bir süreçtir. Liderlerin, siyasi partilerin verecekleri mesajların etkili olup olmayacağı bu sürecin nasıl yönetildiğiyle doğrudan ilgilidir. Tüm bunlar hesaba katıldığında siyasal iletişim stratejileri geliştirilirken imaj yönetiminin ne denli kritik bir rol üstlendiği daha net bir şekilde anlaşılacaktır. İmajlar sadece liderlerin ya da partilerin toplumla olan ilişkilerini şekillendirmekle kalmaz. Bunun yanı sıra politik mesajların ne kadar dikkatle dinleneceği ve kabul edileceği üzerinde de belirleyici olur.