Utku KABAKCI'nın 6 Mart 2023 tarihli yazısı: Dost dost diye nicesine sarılmak
İnsanlık olarak yardımlaşma, dayanışma, iş birliği gibi kavramların gerek teknolojinin gelişmesinin gerekse huzurlu bir toplumsal hayatın anahtarı olduğu malumunuz. Ancak dünyayı insanlar haricindeki canlı varlıklarla paylaştığımız da bir gerçek. Etinden, sütünden, derisinden istifade ettiğimiz, bizlere besin kaynağı olan, giysi üretme imkânı tanıyan, yük taşıma ve ulaşım konularında fiziksel güçlerinden destek aldığımız, tıbbi deneylerde kullanarak ilaç geliştirdiğimiz, polenlerin dağılmasına vesile olmak suretiyle bitkilerin çoğalmasına yarayan, görme engellilere rehberlik eden, uyuşturucu maddelerin kolluk kuvvetlerince tespit edilmesini kolaylaştıran hayvanlar gibi mesela.
Sağladıkları faydaları saymakla bitiremeyeceğimiz sevimli dostlarımıza hanelerimizin kapısını açarak atalarımızın ve çağdaşlarımızın uzun yıllardan beri âdet edindiği üzere, onları ailemizin bir ferdi yapmak, yeterli olanakları bulunan herkesin düşünmesi gerektiğine inandığım bir seçenek.
Evcil hayvan edinmek, yaşı ilerlemiş bireyler için daha hareketli ve sosyal bir hayatın kapısını aralayarak kalp hastalıkları, tansiyon gibi rahatsızlıklara karşı vermiş oldukları mücadelede onlara tabiri caizse cephane sağlayacaktır. Büyüklerimizin görece pozitif bir bakış açısı kazanmalarına vesile olacak ve hatta yalnızlık hissinden kurtulmalarını kolaylaştıracaktır.
Bilhassa çocuklu aileler hayvan sahiplendikleri takdirde, çocuklarının minik dostlarıyla evde koşup oynamasının fiziksel gelişimini nasıl da olumlu etkilediğine, hayvanın hareketlerini gözlemleyerek onu anlaması neticesinde empati yeteneği ve farkındalık duygusunun güçlendiğine, beslenme ve bakımında aktif rol alarak sorumluluk bilinci ve el becerisinin arttığına, toplumun duyarlı, öz güvenli ve dışa dönük bir ferdi hâline gelmesine şahit olacaklardır.
Ayrıca aile içi iletişim ve paylaşımımızın çoğaldığını, stresin hayatımızdan uzaklaştığını, depresyona meylettiğimiz dönemlerde dostumuzun küçücük bir hareketiyle bizi neşelendirdiğini görüp deneyimlemek hepimize iyi gelecektir.
Aramızda olumsuz tecrübeler yaşamışların, fobisi olanların, hijyen kaygısı güdenlerin mevcut olduğunu tahmin etmek güç değil. Fakat yine de hoşgörünüze sığınarak tüm bu negatif öngörülerinizi bir kenara bırakıp, bu meseleyi bir kez daha gözden geçirmenizi rica ediyorum sizden.
Belki de hayatımızda kendi başımıza doldurmayı beceremediğimiz o sinsi boşluk, bir hayvanın yarenliğiyle dolacak yahut eksik kaldığını tüm benliğimizle hissettiğimiz ancak adını koyamadığımız bir yanımız, bir başka canlının varlığıyla tamamlanacaktır.