Tuğba EROĞLU'nun 21 Ekim 2023 tarihli yazısı: Dünya Susuyor Silahlar Konuşuyor
Savaş, eşitlikçi ve insanca mücadele eden tüm halkların düşmanıdır. Savaşın en büyük kaybedeni ise maalesef suçsuz çocuklardır. Savaş, en başta demokrasinin karşısındadır.
Savaş nedir? Silahlar konuşur mu? Dünya susar mı?
En güçlü büyük savaş, demokrasinin düşmanı. Konuşmak ise insanoğluna verilen tek özellikti. Oysa insanoğlu sustu ve silahları konuşturdu. Dünya, elleri kulaklarında silahlara verdiği yetkiyi duymak istemezcesine irkti ve izledi.
İnsanoğluna yakışmayan en büyük gerçekti savaşlar. Uykuya dalar gibi elinde bir parça ekmekle ölen çocuklar, evladını yitirmiş acıyla kıvranan anneler ve evladından kalan parçaları poşetle taşıyan babalar…
Bugüne kadar birçok vahşet içeren görüntüye denk geldim ama bu saydıklarımı gördüğüm bir kâbusa ilk kez uyandım. Dünyanın geldiği bu noktayı görmek ise içler acısı. İnsanlar âdeta takım tutar gibi ölüm tutuyor. Bu vahşetlerin gölgesinde ise herkesin nefret ettiği tek bir kelime var: “BARIŞ”
Hepimizin gözleri önünde yaşanan apaçık savaş suçları ve insanlık dramı da aynı gaddarlığın ürünü.
Bir ülkede bir gecede umutların havalandığı gökyüzünde savaş uçakları süzülüyorsa, bir çocuk bomba sesinden korkup teselli bulduğunda titreyerek ağlıyorsa söylenecek hiçbir söz kalmamıştır.
En ağır silahlarla ve vahşi yöntemlerle insan kanı dökenlerin, devletlerin ve ülkelerin bir gün annelerin gözyaşlarında boğulması gerektiği kanaatindeyim. Bu düzeni tasarlayan, emir veren, uygulayan, belgeleri yok sayıp hukuksal karşılıkları engelleyen katilleri, canlı kanı ile suladıkları topraklar bile kabul etmeyecek. Maalesef bugün savaş adı altında demokrasi için mücadele eden bu masumların üzerine oynanan oyunlar, sessizlikte kaybolan her çığlığın yankısı.
İşin Gazze’de hastane vurulmasına kadar gelmesi ise resmen cinayettir, kıyımdır. Bu kıyımın en büyük ortağı ise baştan beri şahin kesilen “Şunu yapacağız, böyle olacak” diyerek geçinen ABD. Sözde uluslararası hukuk kurallarına değinirken ve insan haklarından bahsederken hâlâ İsrail’i destekliyor olması da şeytana düğme ilikletir cinsten.
Susuz, elektriksiz bir savaş alanı, gözü dönmüşlüğün kanıtı. Samimi iseniz yaraya merhem olun, insani yardımların önünü açın ve katilleri durdurun. Ama bunları yapmak elbette size yakışmaz. Sizler vicdanını yitirmiş, gözü dönmüş, şuursuzluğun, faillerin ortaklarısınız. Katliamın sürdürülmesine destek veren BM, hastaneye yönelik saldırıyı şiddetle kınamış. Kınasan ne olur ki?
Dünyaya basın özgürlüğü dersi veren medyayı kullanarak Gazze’deki katliama, hukuksuzluğa karşı sokaklar kan ağlarken sizler sevinç naraları mı atıyorsunuz?
Kanla ıslattığınız topraklar dahi sizi kabul eder mi, sanmam. Umarım dünyanın bu sessizliği, sizin de yardım naralarınızı duymak içindir.