Furkan ERKAN'ın 15 Eylül 2023 tarihli yazısı: Hayat Planlar Yaparken Başınıza Gelenlerdir
Her sabah kalktığınızda güne güzel başlamak ve o şekilde de günün devam etmesini istersiniz.
Kafanızda bir program vardır. Ona uyduktan sonra her şeyin dört dörtlük ilerleyeceğini temenni edersiniz.
Aslında bir yere kadar da bunu uygulamakta hiç zorluk çekmezsiniz.
Ama sonra bir şeyler olur tüm o özenle hazırladığınız plan program ters gitmeye başlar.
''Şunu şöyle yapacağım'', ''Bundan kaçınacağım'', ''Onunla daha az konuşacağım'', ''Kendimi şu konuda biraz daha tutacağım'' gibi cümleler kafanızdan geçip durur.
O esnada da bir telefon gelir, arkadaşınıza bir şeyi sorarsınız veya birdenbire hiçbir şey yapasınız gelmez!
Sonra bir bakmışsınız vakit epey bir geçmiş, siz kendinizce geride kaldığınızı düşünürsünüz.
Günün sonunda da tıpkı Teoman'ın Fatih Altaylı'ya verdiği son röportajda neredeyse her albümüyle ilgili düşüncesini ''Tam da istediğim gibi olmadı!'' şeklinde dile getirmesi gibi söylenir durursunuz.
Bu bir süre devam ettikten sonra artık iyiden iyiye umudu kesmeye başlarsınız.
''Bugün de geride kalacağım'', ''Alıştım artık'', ''Tamam artık olmuyorsa olmuyor!'' cümleleri kafanızdan geçmeye başlar bu sefer de...
Fakat sonrasında da bir yöntem veya formül keşfedersiniz ve günün daha yarısına gelmeden ne kadar çok şeyi tamamladığınıza kendiniz hayretler içerisinde kalırsınız.
O mutluluk duygusuyla keşfettiğiniz yoldan gitmeyi tercih edersiniz ve bir süre bu yoldan ilerledikten sonra bakmışsınız ki yine tökezlemişsiniz.
Yani gördüğünüz üzere başlıkta da geçen bu aşırı klişe ifadenin gerçek hayatta inanılmaz derecede bir karşılığı var.
Evet hayatın direksiyonu bize emanet edilmemiş. Onun senaryosunu biz kaleme alamıyoruz.
Hayatta yaşarken suyun aktığı gibi yolumuzu bulmaktan başka çaremiz yok. Akışına bırakacağız ki hayat bize her falso attığında daha da bocalamayalım ya da üzülmeyelim.
Bunun iyi sonuçlarını da yaşarız kötülerini de...
Ne olduysa olacak. Bir kere yaşayacağız bu hayatı ve eninde sonunda bitecek.
Siz de komple kendinizi salıp bırakın demiyorum. Kontrolsüz ve plansız da yaşanmaz tabii ki.
Yine de elinizden geleni yapmanıza rağmen gün içinde yaşadıklarınız, ertesi günün ve özellikle sonrasını yaşayacağınız şeyler karşısında beklenmedik sonuçlar elde ettiğinizde kendinizi hırpalamanıza gerek yok.
Şöyle düşünün her gün işleriniz umduğunuz gibi tıkırında gitse, eve kafanızda bir tane bile soru işareti ya da endişe taşımadan gelseniz, belli bir yerden sonra bu mutlu ama tekdüze hayatınızı sorgulamaya başlarsınız.
Tam tersi olsa yine aynısı olacak.
Zaten bu gezegende her şey baştan sona çok iyi ya da çok kötü şekilde yaşansaydı, ilk ihtimalde bilim, sanat, spor, siyaset, insan hakları ve daha birçok alanda hiçbir şekilde ilerlenemezdi. İkinci ihtimalde de insanlığın sonu gelirdi.
O sebeple sizin yaşamınız da hayatınızda yaptığınız planlar sırasında beklemediğiniz şeylerin başınıza gelmesi sonucu dengesini buluyor.
Siz planlar yaparken hayatın başınıza getirdikleriyle daha da mutlu olduğunuz günler dilerim.