Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 12 Haziran 2023 tarihli yazısı
Bırakalım gündemi suni işgal eden pembe gündemleri bir yana. Gelelim asıl meselemize. Kime dokunsak bir dokunup bin laf işitiyoruz. Hemen hemen herkesin ortak telaşı hep aynı; geçim derdi. Herkes hayat pahalılığından dem vuruyor. Peynire, ete, süte, yumurtaya gelen zamlardan yaka silkiyor. Çarşı, pazar tezgahları el yakıyor. Sokağın ateşi de telaşı da hiç bitmiyor.
Dışarıda yemek yemek imkansızlaştı, fiyatlar almış başını gitmiş diyoruz ama cafe, restoranlarda oturacak yer bulamamaktan yakınıyoruz. Giyim alışverişinde markaların etiketleri karşısında dudaklarımız uçukluyor ama alışveriş merkezlerinin yoğunluğu karşısında şaşırıp kalıyoruz. Hele ki bu mekanların yemek katlarında bulunan fast food markalarının önündeki uzun kuyruklara inanamıyoruz. Eline kahvesini alanın saatlerce yer bulmak için dolandığına şahit oluyoruz. Ekonomik kriz var, hayat çok pahalı diyoruz. Benzine zam gelince benzin istasyonlarının önündeki araç kuyruklarından sıranın sonunu göremiyoruz. İşe gitmek için, toplu ulaşımda yer bulamıyoruz ama araç yoğunluğundan keşmekeşe dönmüş trafikten ne işimize ne evimize vaktinde gidemiyoruz. Hadi bunlar günlük hayatın telaşı deyip kendimizi teselli ediyoruz ama o da ne? Günler, hatta aylar sonrasında yapmak istediğimiz tatil için bile yer bulamıyoruz. Kışın kayak merkezlerini dolduran kalabalık bir bakıyoruz ki sahilleri tıklım tıklım doldurmuş bile. Mesela önümüzde 9 günlük bir Kurban Bayramı tatili için tatil haberi açıklanmadan kimin nereye kaç günlüğüne gideceği kesinleşmiş bile olabilir.
Havanın yeni ısınması ile kimisi ‘ayağımı denize belki bu sene sokabilirim’ hayali kurmaya başlarken, dolardaki hızlı yükseliş yabancı turisti Türkiye’ye çekmeye başlamıştı bile. Otellerin doluluk oranı artarken yer bulmak neredeyse imkansız hale gelmeye başladı. Bir de 9 günlük bayram tatili ile turizmcilerin hedefleri daha da yükselişe geçti.
Bu yaz turizmde 60 milyon turist, 56 milyar dolar gelir hedefleniyordu. Önümüzdeki Kurban Bayramı tatili ile turist sayısında da gelir oranında da yüzde 20 civarında yukarı yönlü bir artış beklentisi içine girildi. Tatil haberi açıklanır açıklanmaz da otel fiyatları tırmanışa geçti. Tatil planlarını son dakikaya bırakanlar hayal kırıklığına uğramaya başladı. Erken rezervasyoncular bıyık altından gülerken son dakika ‘hadi bir yere tatile gidelim’ diyenler için en iyi tercih yine ‘köy’ olacağı şimdiden belli oldu. Bir haftalık tatil için cebinizden ne kadar para çıkacağını yazmama bile gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü artık hemen hemen herkes küçük çaplı bir ekonomist oldu diyebiliriz.
Peki hayat pahalılığı bu kadar herkesin dilinde iken, bu kalabalıklığı oluşturanlar kim? Merak ediyor musunuz? Kim bunlar? Bu kadar yakınan, söylenen insan varken eee tüm etiketler gerçek, hayat pahalılığı da ortadayken bu kalabalık yığınları oluşturanlar kim? Merak ediyorum kim bunlar? Ne kazanır, nasıl kazanır, nerede yaşarlar? Yahu kim bunlar?