Kadriye CİRİTCİ'nin 25 Haziran 2024 tarihli yazısı: Komşuluk
Komşular insanın ailesinden sonra sosyal hayatı en fazla paylaştığı kişilerdir. Komşuluk ilişkileri günümüzde eski özelliğini kaybetse de hala devam ettiren insanlar vardır. Hızla değişen ve dönüşen dünyada komşuluk ilişkilerinde de değişimler gözlenmektedir. Dünya ne kadar değişirse değişsin insanın başkalarına olan ihtiyacı ortadan kalkmamıştır. İnsan ilişkilerinde bir çok sorunun komşuluk ilişkilerinin zayıflamasından kaynaklandığı ve güçlendirilmiş komşuluk ilişkilerinin bir çok olumsuzlukların üstesinden geleceği öngörülmektedir.
Ah o eski komşuluklar…
Komşu ilişkileri için bir çok atasözleri ve deyimler vardır.
Bunlardan bazıları şöyledir;
Ev alma komşu al.
Kötü komşu insanı mal sahibi yapar.
Hayır söyle komşuna, hayır çıksın karşına.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Daha pek çok atasözleri komşular ve komşuluklar söylenmiştir.
Komşuluk toplumumuzda oldukça önemli bir değerdir. Toplumun bir arada mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşamasını sağlar. Toplumda dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma gibi değerlerinin yaygınlaşmasında ve yerleşik hale gelmesinde önemi tartışılamaz. Komşuluk denince akla gelen ilk şey yakınlık ve yardımlaşmadır. Aksi ise felakettir. Yani iyi komşu insanların huzuruna, kötü komşu ise felaketine yol açabilir. Komşular arasındaki ilişkiler bütün ilahi dinlerde ve hukuk sistemlerinde de bir düzene bağlanmıştır.
İyi bir komşu her şeyden önce güvenilir olmalı, yardıma ihtiyacın olduğunda çat kapı gidebileceğin bir sığınak olmalı, gece rahatsızlandığında kapısını çalabileceğin ilk adres olmalıdır. Şimdilerde böylesi komşulara denk gelmek gerçekten çok zor. Oysa Türk kültüründe komşuluk önemli bir yere sahiptir. İyi bir komşu ile temeli sevgi, saygı, yardımlaşma gibi değerlere dayanan akrabalıktan öte bir bağ kurulur. Komşular arasında iyi bir ilişki, insanların birbirleriyle tanışmasına, arkadaş olmasına ve hatta aktiviteleri birlikte yapmasına vesile olabiliyor. Böylece insanların sosyal açıdan daha mutlu ve uyumlu olmasına katkı sağlarken, aynı zamanda yaşanılan zamanı kaliteli kılıyor. Geçmiş yıllardan hatırlarım aynı mahallede 8-10 aile ile akrabadan öte ilişkimiz vardı. Tatiller, sosyal aktiviteler, iyi günde kötü günde hep bir arada olduğumuz hatta çocuklarımızı birlikte büyüttüğümüz dönemler, onlarla birbirinden kıymetli anılar biriktirdiğimiz günler…
Geçmişten, günümüze hala görüştüğümüz birbirimizden kopmadığımız komşularım vardır. Gönül ister ki, yeni nesillere bu değerlerin önemi anlatılsın ve komşuluk kültürü kazandırılsın.
Değerli okurlarım; Bu hafta köşeme toplumsal açıdan fayda sağlayacak bir konuyu taşımak istedim. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırına komşularımızla kahvelerimizi yudumlarken, telvesine dost anıları çizelim istedim.
Bilinmeli ki, onlarla yaşanmış pek çok anımız da bizleri geleceğin aydınlık ve güzel günlerine taşımıştır. Birlikte kazanılmış savaşlar, emek verilmiş sevgi dolu zamanlar, acımıza, sevincimize ortak olan insanlar, o güzel hatıraların sahipleri iyi komşularımız kıymetlilerimizdir.
İnsanların birbirinden uzaklaştığı, günümüz toplumlarının , birbirine yabancılaştığı dünyamızda her an yanıbaşımızda olan, duygularımızı yücelten, rûhumuzu olgunlaştıran, kalbimize sevmenin zenginliğini ve adabını öğreten iyi komşularımız hep bizimle olsunlar.