Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 25 Mart 2024 tarihli yazısı: Kuraklık Korkusu
Geçtiğimiz perşembe günü Ankara ve birçok ilde güne kar manzarası ile uyandık. Öyle ki kış boyu yağmayan kar, bahar başlangıcı kabul edilen 21 Mart tarihinde yağdı. Herkesi nasıl da sevindirdi. Sosyal medya paylaşımlarında dolu dolu paylaşmak için değildi bu sevinç ya da karda doyasıya oynamak için hiç değildi. Çünkü kış boyu yağmayan kar, herkeste aynı korkuya sebep oluyor. Kuraklık korkusuna...
Son yıllarda yağışların azalması ve sıcak havanın etkili olması, döneminde yaşamamız gereken mevsimi yaşayamamamıza, bu da kuraklığın kapımızda olduğuna işaret ediyor. Mart ayında az da olsa yağan yağmur birçok çiftçi için yeterli gelmedi. Geçtiğimiz gün kısa süreli yağan kar herkese bir umut olsa da yeterli seviyede yağmadı. Kuraklık ile birlikte bizi nelerin beklediğini biliyoruz. İşte bu yüzden de yağmayan her yağmur için endişe ediyoruz. Mesela ana besin kaynaklarımızdan olan buğday, kuraklıktan en çok etkilenen ürünler arasında. Buğday üretiminin yeteri kadar yapılamaması ise birçok gıda maddesini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyecektir.
En kurak kış aylarından biri yaşanıyor. Karlı gün sayısı yok denecek kadar az, yağış ise yeteri kadar olmadı. Ülke genelinde yüzde 42'lere varan bir yağış eksikliği söz konusu olduğu ifade ediliyor. Bu rakam geçen yıla göre, yüzde 24 civarında bir azalma olarak gösteriliyor. Biz bahardan kalma günlerle içimizi ısıttığımızı zannederken yeraltı sularının da yavaş yavaş çekildiğini fark edemedik. Yağışların normalden az olması, çiftçileri, tarlalarını 2 ay öncesinden sulamaya mecbur bıraktı. Çünkü az yağış demek; yeraltı sularının da çekilmesi demek, tarladaki ürünün veriminin düşmesi demek. Verimin düşmesi ise tezgâhta cep yakan fiyatları görmemize sebep olacaktır.
İklim değişikliği özellikle sıcaklıkların artması, yağışın azalması ve kuraklık; ekosistemlerin bozulmasına, tarımsal verimliliğin düşmesine neden oluyor. Bununla ilgili gerekli tedbirleri almamız önemli. Tarımsal verimliliğin düşmemesi için gerekli adımların bir an önce atılması şart. “Gelecekte sıcaklık artışı ne kadar olacak, yağış azalması ne kadar olacak” gibi soruların cevaplarının tespit edilmesi gerekiyor.
İklim değişikliği ile yaşanacak bu kuraklık sadece tarımsal verimliliğin düşmesi olarak karşımıza çıkmayacak. Bir de ciddi su sıkıntılarının yaşanmasına sebep olacaktır. Bu yüzden kullandığımız suyu har vurup harman savurmamamız gerekmektedir. Su kaynaklarının tasarruflu şekilde kullanılması da diğer önemli konuların başında gelmektedir.