Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 28 Nisan 2023 tarihli yazısı: Sanal Anne mi?

Evlat yetiştirmenin ne demek olduğunu anne- baba olunca anlayacağımız söylenirdi hep. İki evlat sahibi bir anne olarak itiraf etmem gerekir ki evet evlat yetiştirmek çok zor ama bir farkla; bu devirde evlat yetiştirmek çok daha zor. Neden mi? Çocuğunu iyi bir birey, sosyal bir insan olarak yetiştirmeye çalışırken bir yandan sosyal çevreden koruyoruz. Diğer yandan ise her saniye gelişen, ilerleyen teknoloji çağında sanal dünyanın tehlikelerinden de korumaya çalışıyoruz. Bilgi deryası olan yeni dünyada çocukları bekleyen binbir türlü tehlikeden biri de “sanal annelik”. Evet evet yanlış duymadınız. Kızınızın ya da oğlunuzun bilmediğiniz bir sanal annesi olabilir. Aman dikkat!

Her geçen gün bağımlısı olunan, kafamızı kaldırmadığımız sanal dünyada binbir tehlike  bizleri, evlatlarımızı bekliyor. İnsanları avına düşürmek isteyen dolandırıcıların oyunlarının biri bitiyor biri başlıyor.  Kontrol etmemiz her geçen gün zorlaşan dünyanın yeni dolandırıcılık oyunlarından bir tanesi de ‘ben senin sanal annenim yavrum’  oyunu.  Şöyle ki çocuklar ve ergenler arasında sanal anne-baba akımı başlamış. Kendilerini ‘yasak koymayan, eğlenceli, anlayışlı’ olarak tanımlayan sanal anne-babalar, ağlarına düşürdükleri çocukları gerçek ailelerine karşı soğutuyormuş. Onların cinsel yönelimlerini, inançlarını, yaşantı şekillerini değiştirmeye çalışıyorlarmış. Öyle ki birçok ebeveynin çocuğunun bir sanal anne-babası olduğundan haberi bile yok.

Bu anne-babalar sanal platformlarda olan 20-30 yaşlarındaki gençler oluyormuş. Bunlar çocuklara ve ergenlere her konuda özgür olduklarını söyleyerek yaklaşıyorlarmış. Gerçek anne-babalarını dinlemek zorunda olmadıklarını söylüyorlarmış. "Ailen telefonu elinden alamaz, istediğin sitelere girebilir, istediğim şeyleri indirebilirsin, sen özgür bir bireysin" diyerek çocukların kafalarını yıkıyor ve yakınlık kuruyorlarmış. Her şeye izin veren, özgürlükçü, eğlenceli sanal anne- babaları olacaklarını vaat ediyorlarmış.

"Cinsellik konusunda istediklerini yapabileceklerini, ailelerinin bunlara karışmaya hakkı olmadığını" söylüyorlarmış. Hatta bu çocuklara sevgili bulanlar bile oluyormuş. Farklı cinsel yönelimlere özendirme, antidepresan kullanımına zorlama, dinin gereksiz olduğunu aşılama, para isteme, yaşadıkları ülkeden soğutmaya çalışmak başlıca faaliyetleri arasındaymış.

Çocuklarımıza bu kötülüğü yapan kişilerin asıl amacı ise sorumsuz, kendini içinde yaşadığı topluma yabancılaşan bir nesil yetiştirerek, Türk aile yapısını sekteye uğratmak olduğu belirtiliyor.  Çocuklarımıza ise sosyal medyadan ve çocukların ilgiyle takip ettiği oyunlar üzerinden ulaşım işlemini gerçekleştiriyorlarmış.

 Zamanlarının büyük çoğunluklarını geçirdikleri bu dünyada çocuklarımızı korumak ise biz ebeveynlerin elinde. Uzmanlara göre dijital dünyadaki bu tip tehlikelere karşı ailelerin cihaz denetimi sağlaması, ebeveyn filtreleri kullanması önem arz etmekte. Sosyal medya hesaplarının da takibi önemli. Özellikle yeni edinilen arkadaşlar ve takip edilen hesaplar dikkatlice incelenmeli. Çocukların sosyal medya hesaplarının gizlilik ayarları kontrol edilmelidir. Yine çocukların cihaz kullanımlarını sınırlamak ve dijital dünyadaki tehlikelere karşı onlara bilgilendirici konuşmalar yapmak ciddi katkı sağlamaktadır.

Sadece çocuklarımızın beyinlerini yıkamakla kalmayıp Türk aile yapısını derinden etkileyecek, gençlerimizi kaybetmemizi sağlayacak bu tehlike karşısında gerekli tüm incelemeler yapılmalı, kontroller sağlanmalıdır. Çocuklarımızın bu tehlikeli dünyada saatlerce zaman geçirmesine fırsat vermemeli her an takip ederek, bu türlü risklere karşı uyarmamız gerekmektedir. Bir evlat kolay yetiştirilmiyor. Bu işin şakası yok.

Aman dikkat!