EYLEM ESEN ARABACI'nın 30 Eylül 2023 tarihli yazısı: Şehir Hayatında Sessizliğe İhtiyaç

Gürültü, özellikle yaşadığımız şehir dünyasında hayatımızın kaotik bir parçası haline geldi. Her an, her yerde çeşitli seslerin getirdiği karmaşa, bizi insani ve içsel bir keşmekeşe de sürüklüyor. Araç kornalarından, uğultulu insan konuşmalarına kadar; şehir yıpratıcı olabiliyor.

Sessizlik hayali bir olguya dönüşürken, seslere de teşne oluyoruz.

Sessizlik, artık insanların lüksü haline geldi bile diyebiliriz. Çoğu tatil tercihlerinin, kalabalık alanlardan daha tenha ve sessiz yerlere çekilmesinin sebebini de bu olarak görüyorum şahsen. Ben sessizlik vurgusunu bu kadar hasretle yapsam dahi, içten içe şehir hayatının o canlılığını da seviyorum yalan değil. Bunu da sessiz bölgelerde yaptığım tatil tercihlerinin, beni dört gün sonra sıkmasından anladım…

Ama fark ettiğim şöyle bir şey de oldu tabii. Örneğin bu tatil aralıklarında kendime daha fazla kaldığım, üretim halimin arttığı ve gündelik hayatın karmaşasında kafa yoramadığım konulara eğilebilme şansı bulduğumu fark ettim. Çünkü kişisel olarak kullandığım telefon bildirim seslerinden de uzaktım.

Bu nedenle şunu diyebilirim ki; belki de zaman zaman sessizliğe ihtiyacımız var. Çünkü sessizlik, gerçek kendimizle yüzleşme ve içsel huzurun bulunduğu bir mekanizma olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, hayatın telaşında unutulan bu değerli nimeti hatırlamak ve ara sıra sessizliğe bir mola vermek, mental sağlığımız ve üretkenliğimiz için değerli ve önemli.