Hüseyin ALPASLAN'ın 16 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Birinci Dünya Savaşı’nda Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kafkas Cephesi’ndeki Faaliyetleri
1914
02 Kasım 1914 yılında Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na, 11 Kasım 1914 tarihinde ise Osmanlı İmparatorluğu Rusya’ya resmen savaş ilan etmiştir. Savaşın başlamasıyla birlikte daha önce Kafkasya’da belirlenen bölgelerde teşkilatlanıp konuşlanan Teşkilat-ı Mahsusa çeteleri, Rus Ordusu’na karşı, bazen gayrinizami harp, bazen de cephe savaşı yapmışlardır. Bahattin Şakir Bey’e göre asıl amaç ve yapılması gereken Ruslarla doğrudan savaşmaktır. Teşkilata bağlı kuvvetler savaşın ilk başlarında Sarıkamış hudutlarına gelen Ruslara cepheden saldırarak onları çekilmeye zorlamış ve Osmanlı-Rus Kafkas hududuna kadar ilerleme sağlamışlardır.
Ancak; doğrudan cephe savaşları teşkilatın yöntemlerine uygun değildir. Teşkilatın, Kafkasya’da birliklerin başlarında görevlendirdiği personelin; gayrinizami harp usullerine uygun hareket etmediği, baskın, sabotaj gibi faaliyetlerin yerine düzenli bir ordu gibi cephe savaşını seçtiği görülmüştür. Süleyman Askeri Bey, teşkilatın Ruslara karşı savaşan güçlerinin başında bulunan Rıza Bey’e gönderdiği yazıda; çete savaşı yapmalarını, cephe savaşı yapmalarını istemediklerini, cephe savaşı için gerekli silah ve malzemeyi gönderemeyeceklerini bildirmiştir (Yüksel, 2019: 77).
21 Kasım günü, Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Galatalı Halil Bey, Rusların boşalttığı Artvin’e girmiştir. Teşkilat-ı Mahsusa Başkanlığına Süleyman Askeri Bey’in yerine Halil Bey getirilmiştir. Erzurum’da bulunan bazı subaylar Rıza Bey’in emrine verilmiştir. Rıza Bey Ruslarla yaşadığı çatışmalar sonrasında, İstanbul’dan personel ve cephane talep etmiş olup, Halil Bey, Rıza Bey’in isteğine olumlu cevap vermiştir (ATASE BDH Kol., K 246, D 1022, F 1-68).
Aralık ayında, Yakup Cemil bölgeye gitmek için hazırlıklara başlamıştır. Binbaşı Halil Bey; Yakup Cemil Bey’in çetesi ile bölgede bulunan diğer kuvvetlere silah, cephane teçhizat, ilaç, para gibi ihtiyaçları temin maksadıyla; Trabzon Mevkii Komutanlığı, bölgede görevli çete başları, Erzurum Valisi, Osmanlı Bankası ve Hilal-ı Ahmer Cemiyeti ile temasa geçmiş ve yapılması gerekenlerle ilgili teferruatlı talimatlar vermiştir.
Süleyman Askeri Bey’in cephe savaşına karşı çıkması ve Teşkilat Başkanlığı’ndan ayrılmasından sonra gayrinizami harp usullerinden ayrılan birlikler Ruslara karşı doğrudan saldırıya geçerek dönülmez bir hatanın başlangıcını yapmışlardır. Teşkilat-ı Mahsusa tarafından İstanbul’da yapılan çalışmayla Kasım ayı sonlarında oluşturulan bir müfreze, gemilerle 9 Aralık’ta Rize’ye ulaşmıştır (Tetik, 2018: 319). Müfreze 3’üncü Ordu’ya bağlı bulunan 10’uncu Kolordu’nun emrine girer. Müfreze, Ardahan’da Rus kuvvetlerine saldırı ve baskınlar yapacak, 24 Aralık’ta Artvin’e hareket edecektir. Aynı gün 10’uncu Kolordu’da Oltu’ya girer. Müfrezenin başında bulunan Yarbay Stange’nin verdiği emirle Yalnızçam Geçidini ele geçirmek için taarruza başlanır. Ancak; Ruslara üstünlük sağlamak için varmaları gereken tepeye çıkamazlar. Çünkü; “O kadar kar vardı ki şosede bile bir müddet çalışıldıktan sonra piyadeler teker teker geçebilirlerdi” (ATASE BDH Kol., K-5257, D .26 h-1, E.1-6). Çetelerin ilk saldırısında, Rus topçusunun ateşi altında milislerin çoğu şehit olur. Kar ve tipiden dolayı da yapılan taarruz başarıya ulaşamadan sonuçlanmıştır.
Rıza Bey’in emrindeki diğer kuvvetler ile Alman subayı olan Yarbay Stange emrinde bulunan kuvvetler aralık ayı içerisinde Ardahan, Acaralı ve Çürüksü mıntıkalarında yaptıkları operasyonlarda çoğunlukla kış şartlarından dolayı başarısız olmuşlardır. Rıza bey 31 Aralık’ta 3’üncü Ordu Komutanlığı’na gönderdiği mesajda; Elindeki kuvvetlerle, her türlü imkana sahip Rus Ordusu önünde mevkilerini ve Artvin-Ardahan yolunu koruma imkânı kalmadığını bildirmiştir (ATASE BDH Kol. Kls.249, D. 1036, F-41). 1914 yılı aralık ayı sonlarına doğru Halil Bey Irak Cephesinde görevlendirilmiştir. Boşalan Teşkilat-ı Mahsusa Başkanlığı’na, İstanbul Merkez Komutanlığı görevini de beraber yürütmek üzere Yarbay Cevat Bey atanmıştır (Tetik, 2018: 333).
1915
1 Ocak tarihinde, Doktor Bahattin Şakir Bey ve Yakup Cemil Bey müfrezeyle Ardahan’a girerek kuvvetlerini yerleştirdiler.
3 Ocak'ta Yarbay Stange emrindeki müfrezenin mevcudu 47 Subay 2317 asker, 393 hayvan, üç top ve Ruslardan ele geçirdikleri iki makinalı tüfektir (Tetik, 2018: 337). Yakup Cemil çetesi, Milo (Çoruh) Hudut Taburundan bir bölük, bir dağ topu ile beraber Kütayiş, Şavşat, Ardahan yolu girişinde mevzilenmişlerdir. Sabaha karşı Rus ordusu, önce atlı birlikleri, sonradan topçu ve piyadeleriyle Ardahan’a güneybatı istikametinden saldırmıştır. Akşam üzeri Yakup Cemil çetesi ve diğer bölük askerleri birtakım eşyalarını Ardahan’da bırakarak Şavket’e doğru çekilmişlerdir.
4 Ocak günü sabah saatlerinde Ardahan’dan kaçarak Şavket’e varan müfreze burada toparlanmıştır. Şavket’te toparlanan müfrezeye Ardanuç kırsalında bulunan yükseklikleri 3000 metreyi bulan dağların arasında, Gürcistan Kafkasya bölgesi ile Ardanuç oradan Tortum, Oltu yaylası ve Erzurum’a kadar geçişi sağlayan tek yer olan Yalnızçam geçidini tutma görevi verilir. Ancak, Yakup Cemil Bey’in çetesi, Rus saldırısında çok zayiat vermiş ve mevcudu azalmıştır. Yakup Cemil’in bir süre sonra İstanbul’a dönmesi ile yerine Halid Bey atanmıştır. 7 Ocak’ta Ardanuç’a ulaşan müfreze, burada iaşe ve sağlık sorunlarını gidermeye çalışmıştır.
Ocak ayı sonlarında Cevat Bey bölgede Teşkilat-ı Mahsusa kuvvetlerinin silah, cephane, giysi gibi ihtiyaçlarının tespiti maksadıyla sorumlulardan bilgi istemiştir. Cevat Bey kendisine ulaşan bilgilerden, kuvvetlerin kullandığı üç farklı cins tüfeğin sayısını, kalan cephane miktarını, çetelerin bulunduğu kasabaları ve mevcutlarını tespit etmiştir.
Rusların saldırıları üzerine önce Borçka’ya çekilen Rıza Bey, buranın müdafaa edilemeyeceğini anlayarak Murgul’a çekilmiştir. 15 Şubat tarihinde Rusların Murgul’a yaptıkları saldırılara başarılı bir şekilde karşı konulmuş ve karşı saldırıya geçilmiştir. Ancak, Rusların toplarının üstünlüğü nedeniyle yapılan karşı saldırılarda istenilen başarı elde edilememiştir (ATASE BDH Kol., K 5257, D 26(3), F 1-7). 18 Şubat günü, Gümüşhane’de Ruslarla yapılan çarpışmalarda Binbaşı Halid Bey yaralanmış, birliğini geri çekerek Ardanuç’a gelmiştir.
Mart ayına gelindiğinde Teşkilat-ı Mahsusa kuvvetlerinin durumu istenilen seviyenin uzağındadır. Ruslara karşı birçok cephede alınan başarısızlık nedeniyle işler istenildiği gibi gitmemiştir. Emir komuta ve disiplinde zafiyetler baş göstermiştir. Kafkasya’da vaziyetin tehlikeli bir hal alması üzerine alınan kararla, Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinin düzenli birliklerin emrine alınması maksadıyla Kurmay Yüzbaşı Ali Rıza Trabzon’a gönderilmiş, Üsteğmen Mehmed Ali ve Vasfi Beyler ise Teşkilat-ı Mahsusa emrinde görevlendirilmiştir (Tetik, 2018: 367).
30 Mart’ta Ruslar Artvin’i işgal etmiştir. Ruslar karşısında alınan başarısız neticeler sonunda çeteler geri çekilmişlerdir. Çetelerden firarlar olmuş, bunlardan yakalananlar Erzurum’da alıkonmuştur (Tetik, 2018: 373).
7 Nisan günü Trabzon’da Lazistan ve Havalisi Komutanlığı teşkil edilerek Komutanlığına Avni Paşa tayin edilmiştir. Teşkilat-ı Mahsusa kontrolünde bulunan Müfrezenin adı Lazistan Müfrezesi olarak değiştirilir ve 3’üncü Ordu’nun emirlerine tabidir. Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinin düzenli birliklere dahil edilmesi ve bir şekle sokulması maksadıyla Kurmay Başkanlığı’na atanan Ali Rıza Bey ise Yarbay Stange’nin emrinde çalışacak, aynı zamanda Teşkilatı Mahsusa Alayının Komutanlığını yürütecektir (Tetik, 2018: 374). 29 Nisan günü Teşkilat-ı Mahsusa Alayının 1’inci Taburu kurulmuştur (ATASE BDH Kol., K 5257, D 26(4), F 1-10). Alayda görevli 12 subay, 2963 asker vardır.
Mayıs ayında Ruslara karşı taarruz planları yapılmıştır. Yapılan birçok atamaya rağmen, Teşkilat-ı Mahsusa Müfrezelerinin sorumlusu olarak görev yapan Yarbay Stange taarruz için çetelerin kullanılmamasını, bunların firar ettiklerini, düzenli ordunun kullanılmasını tavsiye etmiştir. 3’üncü Ordu, Ruslarla savaşırken üstünlük sağlamak maksadıyla yeni kuvvetlere ihtiyaç duymuştur. 3’üncü Ordu’nun işini kolaylaştırmak maksadıyla Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinden oluşan Alayın Ruslara saldırması kararlaştırılmıştır. 10 Mayıs günü 3’üncü Ordu karşısındaki Rus kuvvetlerine üstünlük sağlamak için Stange Bey’den Ruslara saldırması istenmiştir. Yarbay Stange Bey verdiği cevapta; henüz kuvvetlerin organizasyonu ile uğraştığını ve ciddi miktarda malzeme sıkıntısı olduğunu belirterek taarruz fikrini reddetmiştir (Tetik, 2018; 375-376).
19 Haziran’da Lazistan Müfrezesi mevcudunu arttırarak Rus güçlerinin iki katına çıkmıştır. 3’üncü Ordu Komutanı Mahmut Kâmil Paşa bundan yararlanarak Yarbay Stange’den Murgul üzerinden Ardahan güneyinde bulunan Ruslara taarruz etmesini emreder. Yarbay Stange keşif süresi isteyerek taarruzu geciktirir.
5 Temmuz’da 3’üncü Ordu Komutanı Mahmut Kâmil Paşa keşif yapılmasından sonra taarruz yapılması yönünde sert emirler verir. Ancak, Yarbay Stange taarruzda büyük kayıplar verilebileceği, Milo ve Lazistan Müfrezelerinin eğitim ve disiplinlerinin yetersiz olduğu gibi gerekçelerle savaşa girmez.
7 Ağustos’ta Yarbay Stange’nin ayağında felç rahatsızlığı meydana gelmiş ve tedavi maksatlı Trabzon’a gitmiştir. Müfreze Komutanlığı’na Binbaşı Tevfik Bey atanmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’nın 2’nci Taburunda salgın hastalık kendini göstermiş, derhal acil tedbirler alınarak salgın önlenmiştir.
30 Ağustos’ta Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’nın mevcudu: 71 Subay, 3508 askerdir. İstanbul Muhafız Komutanı ve Teşkilat Başkanı Yarbay Cevat Bey, Alayın lağvedilerek Nizamiye birliklerine dağıtılacağını öğrenmiş olup, en azından savaşın bitimine kadar göreve devam edilmesi yönünde 3’üncü Ordu Komutanı Mahmut Kâmil Paşa nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Cevat Bey’in girişimlerine rağmen 1915 yılının sonuna kadar Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’nın görevi sonlandırılarak yeni teşkilatlanması tamamlanacaktır.
1915 yılında Teşkilat-ı Mahsusa’ da büyük ümitlerle göreve başlatılan müfreze ve çete komutanlarından, Yakup Cemil; 22 Şubat’ta, Bahattin Şakir 2 Mart’ta, Rıza Bey, 15 Mart’ta, Nail Bey ve sonunda Yarbay Stange 7 Ağustos’ta bölgeden ayrılmıştır. Arzulanan hedeflere varılamamış, arkada başarısızlıkla beraber kayıplar bırakılmıştır (Tetik, 2018: 381).
Bibliyografya
ATASE (Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi)
AYDEMİR, Şevket Süreyya, (2017) Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi, İstanbul.
BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi)
BAY, Abdullah, (2015) Birinci Dünya Savaşı’nda Gürcü Lejyonu ve Faaliyetleri, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, S.18, s. 79-80, Trabzon.
BAYUR, Yusuf Hikmet, (1991) Türk İnkılabı Tarihi Cilt: III 1914-1918 Genel Savaşı Kısım: I, Türk Tarih Kurumu, İstanbul.
BİLGİN, Mehmet, (2017) Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kafkasya Misyonu ve Operasyonları, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
ÇAKMAK Fevzi, (2005) Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi, Genelkurmay Basımevi, Ankara.
EKSİK, Betül, (2018) Siyasi ve Sosyal Açıdan Kafkas Cephesi (1914-1918), Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Sivas, Mart 2018.
GÖRGÜLÜ İsmet, (2014) On Yıllık Harbin Kadrosu 1912-1922 Balkan-Birinci Dünya ve İstiklal Harbi, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
HİÇYILMAZ, Ergun, (2016) Teşkilatı Mahsusa, Kaynak Yayınları, İstanbul.
KARAL, Enver Ziya, (2011) Osmanlı Tarihi IX. Cilt İkinci Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı (1908-1918), Türk Tarih Kurumu, Ankara.
ÖZAKINCI, Cengiz, (2009) Türkiye’nin Siyasi İntiharı Yeni-Osmanlı Tuzağı, Otopsi Yayınları, İstanbul.
SANDER, Oral, (2008) Siyasi Tarih İlkçağlardan 1918’e, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara.
ŞİMŞEK, Erdal, (2004) Türkiye’de İstihbaratçılık ve MİT, Kum Saati Yayınları, İstanbul.
TANSU Samih Nafiz, (2016) İki Devrin Perde Arkası, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul
TETİK, Ahmet, (2018) Teşkilat-ı Mahsusa Tarihi Cilt I: 1914-1916, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul.
YALÇIN, Hatice, (2008) Harp Ceridesi (Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi), Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Tokat.
YÜKSEL Çağdaş, (2019) Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Teşkilat-ı Mahsusa, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, Denizli, Mart 2019.
ZÜRCHER, Erık Jan, (2018) Millî Mücadelede İttihatçılık, İletişim Yayınları, İstanbul.