Hüseyin Alpaslan'ın 27 Ağustos 2024 tarihli yazısı: "Ben Size Taarruzu Emretmiyorum, Ölmeyi Emrediyorum"

1915 yılının ilk ayları, dünyanın en güçlü armadası olan İngiliz ve Fransız Donanmaları, Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Devleti’ni savaş dışında bırakmayı ve Ruslara yardım ulaştırmayı amaçlamışlardır. Amiral Jonh De Robeck komutasındaki mağrur donanmalar, 18 Mart 1915 tarihinde saat 11.30’da saldırıya başladılar. Akşam saat:18.00 sıralarında Irresistable, Bouvet, Ocean isimli Zırhlı Savaş Gemileri ile onlara yardıma gelen gemilerle beraber bin civarında asker, boğazın derin sularına Türkler tarafından gömülmüşlerdir. Devasa donanma gemilerinin  Deniz Savaşı’nda etkisiz kalmasını ve alınan hezimeti bir türlü sindiremeyen İngiltere ve Fransa bu defa kara kuvvetlerini devreye sokarak başarı elde etmek istemişlerdir. İngiltere ve Fransa, kara çıkartması yapmak için 13 Nisan 1915 tarihinde Kara ve Deniz Kuvvetleri’ni Limni Adası’nda topladılar. Gelibolu’ya çıkartma kararından sonra İngiltere ve Fransa, İstanbul sorunu nedeniyle şaşkınlığa uğrayan Rusya’nın itimadını kazanmak, Yunanistan ve İtalya’yı kendi tarafına çekmek için gayretlerini arttırmışlardır.

Karaya Çıkartma Planı

İngiliz ve Fransız birleşik ordularının amaçları, Gelibolu Yarımadası’nı ele geçirip, ordunun bir kısmı ile Boğaza hakim olmaktır. Çıkartma yapacak kuvvetlerin Komutanı General Ian Hamilton, üç çıkartma yeri üzerinde karar vermiştir.

Uzlaşma Devletlerinin, General Ian Hamilton komutasında bulunan birliklerinin durumu  ve çıkartma yapacakları yerlerin planı şöyledir;[1]

-Deniz Tümeni: 10.000 kişi, General Paris komutasında Kara Kuvvetlerinin başarılı olması durumunda Kilitbahir’e ilerleyip donanmayı boğazdan geçirecek.

-29’uncu YayaTümeni: 18.000 kişi, General H.Neston komutasında Seddülbahir’e çıkartma yapacak.

-Anzak Kolordusu: 35.000 kişi, General Birdwood komutasında Kabatepe’nin kuzeyine (Arıburun) çıkartma yapacak.

-Fransız Tümeni: 17.000 kişi, General Amode komutasında Kumkale’ye çıkartma yapacak.

Gelibolu Yarımadası’na Çıkartma Planı (Nisan 1915)  Bu kuvvetlerin toplamı 80.000 civarında, topların sayısı 150 kadardır. Ayrıca Rusların 47.000 kişilik bir kuvvet ve 120 top ile Karadeniz Boğazı’ndan taarruz edeceği planlanmıştır. Çıkartma kuvvetlerinin gücü İngiliz ve Fransız askerlerinin yanısıra bu ülkelerin sömürgeleri; Yenizelanda, Tasmanya, Hindistan, Kuzey Afrika, Senegal ve başka  ülkelerden gelen birçok askerden oluşmuştur. Gelibolu Yarımadası’na çıkartma yapacak birliklerin hedefleri  şöyledir; Seddülbahir ve Kabatepe arasında Türk kuvvetlerinin kuşatılıp savaş dışı bırakılması ve boğazda Kilitbahir’e kadar ilerleyerek donanmaya boğazı açmaktır. Şaşırtma ve yanıltma hedefli olarak planlanmış olan Kumkale harekatının maksadı ise Anadolu kıyısındaki kuvvetin Rumeli tarafına geçişini önlemektir.[2]

Türkler'in Savunma Hazırlıkları

Çanakkale Deniz Savaşı’ndan sonra uzlaşma devletlerinin karadan çıkartma yapabileceklerini ve yeniden taarruza geçeceklerini öngören Harbiye Bakanlığı ilk tedbir olarak Çanakkale’de 5’inci Ordu’yu oluşturmuş ve başına Alman Limon Van Sanders Paşa’yı getirmiştir. 5’inci Ordu; 2’nci, 3’üncü  ve 15’inci Kolordulardan oluşmuştur. Bu ordunun sayısı 50-60 bin kişi olup  üçte ikisi Saroz Körfezi ve Anadolu kıyılarında bulunmaktadır.[3] Osmanlı Genelkurmayı tarafından düşmanın çıkartma yapabileceği bölgelerin tespiti için yapılan çalışmalar neticesinde, çıkartmanın yapılması mümkün ve muhtemel görünen yerler belirlenmiştir.[4] Buna göre;

-Anadolu tarafında Bandırma’dan Kumla’ya kadar olan bölge.

-Gelibolu Yarımadası’nın batı kıyılarında Boğaza giriş yerinden,Saros körfezine kadar olan bölge.

-Bolayır kıstağı ve bölgesi.

Savunma planı bu bölgelere yerleştirme esaslarına göre yapıldı. Birinci bölge sorumluluğu Alman Weber Paşa komutasındaki 15. Kolordu’ya, ikinci ve üçüncü bölgelerin savunulması ise Esat Paşa Komutasında bulunan 2 ve 3.Kolordu’lara verilmiştir. Çok geniş alanda yapılan savunma planının alt kademesindeki görevlendirmeler ise şöyledir;

-Yarımada kıyılarının savunması Halil Sami Bey komutasındaki 9’uncu Tümen tarafından sağlanacak olup, kuvvetlerin çoğunluğu Maydos’tadır.

-Bolayır Kıstağı ile Saroz Körfezi’nin savunmasını Albay Hasan Basri Bey komutasındaki 5’inci Tümen yapacaktır. Kuvvetler Kavak’ta bulunmaktadır. Albay Remzi Bey komutasındaki 7’inci.Tümen ise 5’inci Tümeni takviye edecektir.

-Boğazın Avrupa yakasında ki bütün kuvvetler, Yarbay Mustafa Kemal komutasında bulunan 19’uncu Tümen’in yedeği olarak bulunacaktır. Maydos’un Kuzey batısında konuşlanmışlardır.

-Kıyı bölgelerine hafif öncü kuvvetler bırakılmış, Tümenlerin ağır kuvveti iç taraflarda toplu halde bulundurulmuştur.

Savunma tertiplerinde eksiklik yaratan husus ise istihbaratın yeterli olmamasından kaynaklanan düşman taarruzunun nereden veya nerelerden yapılacağnın bilinmemesidir.

Türk tarafının savunma hazırlıkları eksikliklerine rağmen tamamlanmış görünürken, birçok farklı ülkelerden askerler  ve gemilerden oluşan müttefik kuvvetler, 25 Nisan 1915 günü üç bölgeden saldırıya geçmişlerdir.

Şimdi bu bölgelerde cereyan eden savaşları görelim;

Kumkale Çıkartması

Bu çıkartma Anadolu kıyılarında bulunan Kumkale’ye yapılmıştır. Amaç, asıl hedef olan Gelibolu Yarımadası’na yapılacak çıkartmaların tahminini güçleştirmek, şaşırtmak ve Türk kuvvetlerini dağınık halde tutmaktır. Türk Ordusu’nun Albay Nicolai komutasındaki 3.Tümeni tarafından Fransız birliğine karşı yapılan savunma, çıkartmayı başarısızlığa uğratmıştır. 26 Nisan sabahı Türk kuvvetlerinin yaptığı karşı saldırıda hezimete uğrayan Fransız Birliği Savaş Gemilerinin yardımıyla esir olmaktan kurtulmuştur. Buradaki savaştan kazançlı çıkan Türk birliklerinin bir kısmı Gelibolu’ya geçerek orada bulunan kuvvetleri takviye etmişlerdir.

Arıburnu Çıkartması

Fransız Birlikleri, Kumkale’ye asker çıkartmaya başlamadan önce 25 Nisan sabahı ANZAK (Avustralya ve Yenizelanda Tümenleri) Kolordusu Arıburnu bölgesinde karaya çıkmaya başlamışlardı. Bu bölgede karşılarına Yarbay Mustafa Kemal komutasında bulunan 19’uncu Tümen çıkmıştır. Tümen Komutanı ilk çıkartma da bütün birliklerini hazır bulundurmuş, ancak Kolordu Komutanlığı’ndan bir emir gelmediğinden kıyı gerisinde beklemek zorunda kalmıştır. Düşmanın Kabatepe’nin arka sırtlarını sarmaya başladığını haber alan Yarbay Mustafa Kemal emir beklemeden, tüm sorumluluğu üzerine alarak Biga’da bulunan 19.Tümen emrinde Binbaşı Hüseyin Avni Bey komutasında bulunan 57’nci Alay’ın üç taburu ve bir dağ bataryası ile beraber Conkbayırı bölgesine hareket etmiştir. Elinde bulunan kuvvetlerle Conkbayırı ve Sarıbayırda bulunan düşmana saldırarak geriye püskürtmüştür.Savaş devam ederken Tümen Komutanı Mustafa Kemal, kısa bir muhakemden sonra saldırı için kuvvetinin yetersiz olduğunu tahlil ederek verdiği ani bir emirle askerlerine süngü taktırarak mevziye girmelerini sağlamıştır.Türk Askeri’nin ne yapacağını kestiremeyen ve kararsız kalan düşman da mevziye girmiştir. Tümen Komutanı Mustafa Kemal, düşmanın kararsızlığı ve şaşkınlığı sebebiyle kazandığı bu zaman diliminde istirahat için geride bıraktığı birliği getirterek düşmana saldırmıştır. Yarbay Mustafa Kemal, tarihe geçecek düşmana taarruz emrini şöyle vermiştir; “Ben size taarruzu emretmiyorum.Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve komutanlar alabilir.”[5]

 Limon Van Sanders’in stratejik önemini çok iyi anlayamadığı Gelibolu’nun güneyinde kritik bir konumda bulunan Conkbayırı ile Sarıbayır, Mustafa Kemal’in öngörüsü ve sorumluluk alması sonucunda düşman eline geçmekten kurtulmuştur. Düşmanın hakim olması halinde Türk savunma sistemini çökertecek konumda bulunan Kabatepe, Arıburun bölgesinde, İngiliz kuvvetleri Savaş Gemilerinin koruyabileceği dar bir alana sıkışmıştır. Bu bölgede iki buçuk ay kadar karşılıklı saldırı ve mevzi savaşları devam etmiştir. Ancak bir sonuç alınmayınca çıkartma düşmanın çekilmesiyle son bulmuştur.

Seddülbahir Çıkarması

Müttefik Devletler tarafından Kumkale ve Arıburuna çıkartma yapıldığı 25 Nisan günü, aynı saatlerde Tekke Burnu, Zığındere, Ertuğrul Koyu ve Marto noktalarına da çıkartma yapılmıştır. Önce 12 Tabur olan çıkartma kuvvetlerinin sayısını 40 tabura çıkarmalarına rağmen kıyıda ölüm kalım mücadelesi vermişler ve sahilde zorlukla kalabilmişlerdir. Türk kuvvetleri burada savunmayı 9 taburla yapmıştır. Düşman kuvvetlerin çoğalmasından sonra Türk kuvvetleri ikinci savunma hattına çekilerek orada savunmayı pekiştirmişlerdir. Çıkartma sonrası 80 gün boyunca karşılıklı saldırılar olmuş ancak her iki tarafta birbirlerine üstünlük kuramamıştır.

Uzlaşma Devletlerinde, çıkartma güçlerinin bir netice alamamış olması, kara ve deniz kuvvetlerinin başarısızlığı büyük bir hayal kırıklığı ile beraber moral bozukluğu yaratmıştır.Çok kısa bir zamanda ve kolaylıkla Gelibolu Yarımada’sını ele geçirebileceklerini düşünen İngiliz ve Fransız devlet adamlarında ve askerlerde, girişilen harekatın başarısızlığı, hoşnutsuzluk ve şaşkınlık meydana getirmiştir.

25 Nisan 1915’de Gelibolu Yarımadası’na yapılan saldırıda; Türk Milleti ve Ordusu düşman kuvvetlerine aman vermeyerek büyük bir kahramanlık örneği daha göstermişlerdir. İngilizler, Fransızlar  ve onların hamiliğine sığınarak pay elde etme peşinde olan diğer milletlerin zihinlerine bir kez daha “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” gerçeğini kazımışlardır.

Çanakkale de yaptıkları kara harekatının başarısızlığa uğramasını bir türlü içlerine sindiremeyen ve adeta onur meselesi yapan İngiliz ve Fransızlar bir süre sonra Gelibolu Yarımadası’na ikinci bir çıkartama yapmaya karar vermişlerdir.

Birinci çıkartmanın başarısızlığa uğramasının yankıları sürerken; 13 Mayıs 1915’te Maydos kıyılarında Muavenet-i Milliye zırhlısı tarafından Fransız savaş gemisi Gauliath [6] ile Alman Denizaltıları tarafından 24 Mayıs’ta Triumph, 27 Mayıs’ta Majestic isimli İngiliz zırhlıları batırılmıştır.[7] Bütün bu gelişmeler İngiliz kamuoyunda hezimet ve kabul edilemez olarak değerlendirilmiş ve İngiltere’de hükümet değişikliğine gidilmiştir. Eski hükumetin Deniz Kuvvetleri Bakanlığı’nda bulunan ve zafer kazanılıncaya kadar Çanakkale Savaşı’nın devam etmesini savunan Winston Churchill, yeni hükumetin başına geçen Lloyd George tarafından Çanakkale’de yaşanan hezimetin suçlusu görülerek Bakanlık görevinden alınmıştır.[8] İngiltere’de kurulan yeni hükumet Çanakkale konusunu görüşmek üzere bir komisyon kurarak üç alternatifi içeren rapor oluşturmuştur; Çanakkale’den çekilmek, Çanakkale’de acil bir sonuç elde etmek ve Çanakkale’de savaşa kaldığı yerden devam ederek ilerleme sağlamak üzerine raporlanan alternatifler değerlendirilmiştir.

Komisyon raporu üzerine üçüncü alternatifi tercih eden İngiliz Hükumeti, savaşa devam yönünde kararını vererek Çanakkale’ye önceden gönderilen 10 tümene takviye olarak 3 tümen daha göndermeyi kabul etmiştir. Hükûmetin bu kararı 9 Haziran’da Bakanlar kurulunca da onaylanmıştır. Fransa ve İngiltere arasında Çanakkale’ye gönderilecek kuvvetler konusunda anlaşmazlıklar yaşanmış, Fransa Almanlarla savaşan Batı Cephesi’nden kuvvet azaltamayacağını bildirmiş ancak 2 tümen göndermeyi kabul etmiştir.

İkinci Çıkartma Hazırlıkları

Çanakkale sahillerinde Türk Ordusu tarafından adeta mıhlanan İtilaf Devletleri Mayıs ve Haziran aylarında savaş gemileri ile Yarımada’nın kıyılarına atış yaparak taciz etmeye devam ettiler. Savaşa devam kararı alan İngiltere’den 1 Temmuz’da 43 parça gemi ve 70.000 askerle yola çıkan takviye kuvvetler Çanakkale’ye doğru hareket etmiştir. 215.000 civarında bir sayıya ulaşan çıkartma kuvvetlerinin Komutanı General Ian Hamilton tarafından yapılacak saldırının planı gizli tutulmuştur. Gizli tutulan saldırı planı şöyledir;[9]

-Anzaklar Kabatepe’nin kuzeyinden çıkarılarak harekatın genişlemesi sağlanacaktır

-Diğer kuvvetler Suvla koyundan karaya çıkacaklar

-Esas saldırı Türk kuvvetlerinin sağından yapılacak, Conkbayırı, Koca Çimen Tepe ele geçirilerek Maydos’a ulaşılacaktır

-Seddülbahir’den yapılacak çıkartmanın niteliği şaşırtma harekâtı olacaktır

-Planın amacına ulaşması ile Türk kuvvetlerinin İstanbul ile bağlantısı kesilerek Çanakkale Boğazı, İngiliz ve Fransız savaş gemilerine açılacaktır.

Türklerin Savunma Hazırlıkları

İtilaf Devletleri’nin savaşa devam kararı verdiklerini ve Gelibolu Yarımadası’na ikinci çıkartmayı yapacaklarını öğrenen Çanakkale’de bulunan 5’nci Ordu Komutanı Liman Von Sanders; savunma hazırlıkları aşamasında çıkartmanın nereye yapılacağını tahmin ve tespit etmekte tereddüt yaşamıştır. Albay Mustafa Kemal çıkartma yapılacak bölgeyi daha önceden tahmin ederek üst komutanlığa 9 Haziran’da bildirmiştir. Mustafa Kemal’in yazısında “Düşman malik olacağı ilk fazla kuvvetlerini Sazlıdere ile Azmak arasındaki bölgeye çıkaracak ve Kocaçimen silsilesini tutmaya teşebbüs edecektir”[10] şeklinde yaptığı uyarı Esat Paşa ve Liman Von Sanders tarafından dikkate alınmamıştır.

5’nci Ordu tarafından yapılan savunma tertibatı şu şekildedir;[11]

-Saros Bölgesinde: 3 yaya tümeni ve bir süvari tugayı bulunuyordu.

-Arıburnu Bölgesinde: 2 Jandarma, 2 Nizamiye taburu ve bir süvari alayı vardı.

-Arıburnu Cephesinde 4 Tümen bulunuyordu. Arıburun’da bulunan Türk kuvvetlerinin karşısında İtilaf Devletleri’nin 5 yaya ve 4 süvari tugayı vardı.

-Seddülbahir Cephesinde 6 tümen bulunuyordu. Seddülbahir’de bulunan Türk kuvvetlerinin karşısında İngiltere ve Fransa’nın 4 yaya tümeni ile bir tugay ve deniz kuvvetlerine ait birlikleri vardı.

-Çanakkale’nin Anadolu kıyılarına yapılacak herhangi bir düşman çıkartmasına karşın 3 Tümen bulunduruluyordu.

-Çanakkale Cephesinde bulunan Türk kuvvetlerinin toplam sayısı 285.000 civarındadır.

 Çıkartmanın Yapılması ve İkinci Kara Savaşları

-İngilizler 6 Ağustos’ta Seddülbahir Cephesine yaptıkları şaşırtma harekâtında Kirte ve Alçıtepe’yi ele geçirmek maksadını taşıyor görünümünde saldırıya geçtiler.

-Şaşırtma harekâtı başladığında Suvla Koyuna çıkacak olan çıkartma kuvvetleri Limni Adası’nın Mondros Limanından hareket ederek 7 Ağustos gece yarısı saat 02:00 civarında Suvla kumsalına çıktılar.

-6/7 Ağustos 1915; Anzak Koyuna iki Anzak tümeni, Anafartalar Kemikli Koyuna 9’uncu İngiliz kolordusu çıkartma yaptı. Anzaklar, Mustafa Kemal'in 19’uncu tümenine saldırdılar.

-08 Ağustos1915; İngilizler Conkbayırı'nı ele geçirdi. Ordu Komutanı Liman Von Sanders, Albay Mustafa Kemal'i Anafartalar Grup Komutanlığı’na atayarak, Mustafa Kemal'e olan güven ve inancını bir bildiri ile yayınlamıştır.

-Türk Ordusu’nu Anafartalar’dan kuşatmak için saldıran İngiliz Savaş Bakanı Feldmareşal Lord Herbert Kitchener’in 100.000 kişilik kuvveti, Anafartalar Grup Komutanı Albay  Mustafa Kemal tarafından 8/9 Ağustos’ta yapılan karşı saldırılarla Kocaçimentepe ve Conkbayırı’ndan geri püskürtülmüştür.[12]

-10 Ağustos 1915; Albay Mustafa Kemal yönetimindeki, 8’nci Tümene bağlı 23 ve 28’inci alayların Conkbayırına baskın düzenlemeleri neticesinde; Anafartalar düşmandan temizlendi. Bu tarih Çanakkale cephesinde savaşın manevi olarak sona erdiği gündür.

-Aralık ayı içerisinde İngilizler Arıburun, Anafartalar ve Seddülbahir cephelerini boşaltma kararı aldılar. 20 Aralık'ta Anafartalar ve Arıburun, 9 Ocak 1916'da ise Seddülbahir'i boşalttılar.

Sonuç olarak, Çanakkale Kara Savaşları’nın, Uzlaşma Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu tarafından kazanılması ve İtilaf Devletlerinin kara ve deniz kuvvetlerine büyük zayiatlar verdirilerek geri püskürtülmeleri neticesinde; doğu cephesinde bulunan Alman ve Avusturya Orduları Ruslara karşı üstünlük sağlamış ve Bulgarlar; Almanya, Avusturya ve Osmanlı Devleti ile ittifak antlaşması yapmıştır.

Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları’nda tarafların ağır kayıpları olmuştur. İngilizler Çanakkale’ye toplamda 459.000 asker getirmişlerdir. 119.000 ölü ve yaralı vermişler ve 100.000 civarında hasta ve malul duruma gelen askeri geri göndermişlerdir. Fransa; Çanakkale Cephesine 80.000 asker getirmiş ve 26.000 kayıp vermiştir. Türkler, Çanakkale’de 66.000 şehit, 152.000 yaralı gazi, 280.000 kayıp vermiştir. Yaralılardan 42.000’i tekrar cepheye dönerek savaşmıştır.[13] Türkler 500.000 kadar kuvvetle Gelibolu Yarımadası’nı savunmuşlardır.[14]

Çanakkale Savaşı güçlü bir donanma ile desteklenen kara ordusuna karşı verilen tek savaştır. Taraflar arasında büyük bir güç farkı vardır. İşte aradaki bu farkı kapatan ve Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren; tahammülün, metanetin ve cesaretin örneği Anadolu insanıdır.

Dipnotlar

[1] Enver Ziya Karal, “Osmanlı Tarihi Ix. Cilt”, Türk Tarih Kurumu, 2011, Ankara, s.458.

[2] Karal, a.g.e.,s.459.

[3] Yusuf Hikmet Bayur, “Türk İnkılabı Tarihi Cilt Iıı 1914-1918 Genel Savaşı Kısım Iı”, Türk Tarih Kurumu,1991, Ankara, S.288

[4]Karal, a.g.e.,s.456.

[5] Cemalettin Yıldız, “Çanakkale Seddülbahir Kahramanları”, Emre Basımevi, 2005,İzmir, s.39.

[6] Karal, a.g.e.,s.464.

[7] Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., s.325.

[8] David Fromkin, “Barışa Son Veren Barış”, (Çev. Mehmet Harmancı), Epsilon Yayıncılık, 2013, İstanbul, s.138.

[9]Karal, a.g.e.,s.466.

[10] Yusuf Hikmet Bayur;” Atatürk Hayatı Ve Eseri”, , Atatürk Araştırma Merkezi,1997, Ankara, s.325.

[11]Karal, a.g.e.,s.467.

[12] Tarih IV; “Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri 1931-1941”, Kaynak Yayınları, 2019, İstanbul, s.22.

[13] Karal, a.g.e.,s.474.

[14] Harry N. Howard “Türkiye’nin Taksimi Bir Diplomasi Tarihi 1913-1923” (Çev. Salih Sabit Togay), Türk Tarih Kurumu, 2018, Ankara, s. 169.