Hüseyin ALPASLAN'ın 12 Eylül 2024 tarihli yazısı: Sivas Kongresi’nde Ali Galip ve Noel Hadisesi

İngilizler, daha Erzurum Kongresi günlerinde Türk Milliyetçilerine ve ulusal akıma karşı Osmanlı yönetiminden faydalanmayı ve bazı militan Kürtçüleri kullanmayı planlamışlardır. Sadrazam Damat Ferit; İngilizlere, Kürdistan olarak gördükleri bölgeye girebileceklerini, bölgede bulunan Kürtlerin ileri gelenlerinin buna rıza gösterdiğini söylemiştir. İşte Ali Galip olayı da Sivas Kongresi’ni basarak Mustafa Kemal ve Rauf Bey’i öldürtmek isteyen İngilizler ile Damat Ferit Hükûmeti’nin ortaklığıdır.

4 Eylül’de başlayan Sivas Kongresi’ne 120 kişi katılması gerekirken, Kongre 38 delege ile toplanmıştır. Kongre’nin ilk oturumunda Rauf Bey ve Bakir Sami Bey’in karşı çıkmalarına rağmen Mustafa Kemal gizli oylamayla başkanlığa getirilmiştir. 

Damat Ferit Hükûmeti’nin Dahiliye Nazırı Adil Bey ve Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa imzalı, “Bizzat hallolacaktır” ve “Padişahın iktizasındadır” talimatı ile yapılacak işlerin teferruatlı şekilde izah edildiği 3.9.1335/1919 tarihli telgraf; Elâzığ valisi Ali Galip’e gönderilerek Sivas Kongresi’nin dağıtılması talimatı verilmiştir. Ali Galip’e bu işi başarması halinde Sivas Valiliği ve 3’üncü Ordu Komutanlığı vaat edilmiştir [1]. Ancak, telgraf hattı Elâzığ’a Sivas’tan geçiyordu! Sivas’ta bulunan telgrafçıların dikkatinden kaçmayan şifreli telgraf deşifre edilmiş ve 07 Eylül’de Mustafa Kemal komplodan haberdar olmuştur [2].

İstanbul Hükûmeti’nin emrini alan Ali Galip, kendisine vaat edilenlerden mutlu olarak, İngilizlerin Kürtleri tahrik ve Ali Galip’in yapacağı baskına yardım etmek için görevlendirdiği Binbaşı Noel ve Kürtçü Celadet ve Kamran Bedirhan kardeşlerle Malatya’da buluşmuştur. Planlarına göre; Ali Galip, Bedirhan aşiretinden 100-150 kadar silahlı adamla, sessizce Sivas’a ulaşarak Sivas Kongresi’ni basacak, Mustafa Kemal ve Rauf Bey kaçırılacak veya öldürülecektir [3]. 07 Eylül’de komplodan haberdar olan Mustafa Kemal, kongrede başta manda meselesi olmak üzere farklı sorunlarla boğuşurken, Ali Galip olayıyla kimseye haber vermeden uğraşmıştır [4].

Mustafa Kemal tarafından; Sivas’ta bulunan 3’ncü Ordu’ya bağlı, Elazığ’da bulunan 15’inci Süvari Alayı’nın Komutanı İlyas Bey’e 60 süvari ile Malatya’ya giderek Ali Galip ve iş birlikçilerinin yakalanması talimatı verilmiştir. Süvari Alayı’nın Malatya’ya gelmek üzere yola çıktığını haber alan Ali Galip ve hempaları Malatya Hükumet Konağı’nı basmışlar, defterdarlıktan zorla 6 bin lira alarak Rakka civarına firar etmişlerdir. Rakka’da aşiretlerden bin kadar silahlı adamı toplayarak Malatya’ya saldırıp 15’nci Süvari Alay Komutanlığı’na ait askerlerden yönetimi almak istemişlerdir. Fakat, Mustafa Kemal’in aldığı tedbirler ve aşiretlere gönderdiği temsilcilerin yaptığı telkinler sayesinde toplanan kuvvetler dağılmış, komployu gerçekleştiremeyen Ali Galip ve Binbaşı Noel netice alamayacaklarını anlayınca Halep ve Elbistan’a kaçmışlardır.

İngilizlerin ve Damat Ferit Hükûmeti’nin Ali Galip ve Binbaşı Noel eliyle kurduğu alçak tertip fiyaskoyla sonuçlanmıştır. 9 Eylül’de Ali Galip olayını Sivas Kongresi’nde açıklayan Mustafa Kemal; olayla ilgili Hükûmeti protesto eden bir bildiri yayınlatmış ve Damat Ferit Hükûmeti’ne siyasi savaş açmıştır.

Kongrenin son günü olan 11 Eylül’de; mali kaynakların durumu kararlaştırıldı, Sivas’ta İrade-i Milliye gazetesi için delegeler görevlendirildi ve yapılan oylamayla Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliye’si genişletilerek temsil kurulu sayısı Başkan Mustafa Kemal ile beraber 16 kişiye çıkartıldı [5]. Bu heyetin görevi; düşmanı yurttan kovarak Türk Milleti’nin bağımsızlığını elde etmesi için tüm ulusu seferber etmek, Milli iradenin tecellisine dayanarak çalışmak, bütün milli kuvvetleri birleştirmek, Cemiyetin varlığını ve ilkelerini tahakkuk ettirerek müstakil bağımsız bir Türkiye hedefine ulaşmaktır.

Sivas Kongresi Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir dönüm noktasıdır. Kongre’de; Türk ulusunu bağımsızlığına kavuşturularak ana ilkeler ile içeride ve dışarıda izlenecek siyasetin temelleri atılmıştır. Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde din, soy ve kültür birliğine dayanan yeni bir Türk Devleti’nin sınırları (Misak-ı Milli) belirlenmiştir. Sivas Kongresi’nde Millî Mücadele hareketi; parça parça direniş örgütlenmesinden çıkarak, tüzüğü ve aldığı kararlarla ülkenin bütününü kapsayan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile tek çatı altında birleşmiştir.

Dipnotlar

[1] Mazhar Müfit Kansu; “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber”, Cilt I, s. 266-268, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2019, Ankara.

[2] Sina Akşin; “Kısa Türkiye Tarihi”, s. 138, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, İstanbul.

[3] Taha Akyol; “Ama Hangi Atatürk”, s. 97, Doğan Egmont Yayıncılık,2008, İstanbul.

[4] Kansu, age., s. 255.

[5] Zeki Sarıhan; “Kurtuluş Savaşı Günlüğü II”, s.97, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1994, Ankara.