Mürvet KARA'nın 15 Ocak 2024 tarihli yazısı: Ünlü Oyuncu Merakı
Ekranda gördüğümüz bazı oyuncuların, film karakterlerinin bizdeki yeri farklı olur. Onlarla özdeşleşebilir, gülebilir, ağlayabiliriz hatta bazen onlara kızarız; özel hayatlarında, politik tutumlarında onaylar veya ayıplarız. Seyirci önce oyuncunun canlandırdığı karakteri sonra da oyuncunun kendisini bir süzgeçten geçirir. Oyuncuların pek çoğunun menajerinin, imaj danışmanlarının, iletişim danışmanlarının olmasının nedeni de zaten budur.
Ekranlarda görünen, çok sevilen bazı oyuncuların tiyatro sahnesine çıkartılması da aslında bir çeşit ünlü oyuncunun elinde tuttuğu kitleyi oyun salonuna alabilmek için tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem de nispeten başarılıdır. Bizim insanımız ekranda gördüğü, onayladığı, sevdiği karakterleri bir de sahnede görmek için o oyunlara bilet alır. Hatta kapalı gişe oynadığı için bu oyunların teatral değerinin çok yüksek olduğunu düşünür. Belki öyledir, belki de değildir, bu başka bir tartışma konusu ancak ekran önündeki oyunculuk ile sahnedeki oyunculuğun arasında teknik bakımdan çok fark vardır. Örneğin sahne; abartılı jest, mimik ve ses tonunu kaldırabilir. Büyük oynamak, avantajlı ve estetik bile olabilir ancak ekran oyunculuğunda gözler ön plandadır ve mimikler, jestler, ses tonu abartılı olduğunda ekranda çok sırıtır, çoğu zaman bu teknik farkın bilincinde olan insanların gözüne batan detaylar olarak kalır. “Film olmamış” derler, “Şöyle olsa daha iyi olurdu” derler, bir dolu eleştiri yazılır, çizilir, konuşulur…
Oyunculuk dahi teknik bakımdan pek çok alt branşa ayrılıp bu branşların her birinde bir tek oyuncunun oynaması için çok usta olması gerekirken bir oyuncunun çok ünlü olmasından dolayı bir kurumun başına getirilmesi ne derece sağlıklı olabilir? Ünlü oyunculara olan merakımızın büyük olduğunu bilen siyasal iletişimciler, bunun sağlıklı bir yöntem olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak bir temsil makamı, deri koltuktan ibaret olmamalı. Adı üstünde, bahsi geçen fenomen, bir temsil makamıdır. Temsil makamında bulunmak; temsil ettiğiniz kişilerin, bölgenin, durumun vesaire üst makamlardaki ağzı, kulağı ve gözü olmaktır. Onların eksiklerine, gerekliliklerine uygun çalışmaları yürütebilecek kararlılığa, azme, iştiyaka, donanıma ve tecrübeye sahip olmanız gerekmektedir. Bu denli sorumluluk gerektiren bir iş, ehline teslim edilmek yerine daha çok oy almak gibi bir kaygıyla neden heba ediliyor?
Herkesin en iyi bildiği, en doğru yaptığı işle meşgul olması gerektiğini herkes söylüyor. Ehliyet, liyakat gibi konular sürekli gündemimizde ve her birimiz için de benzer anlamlara sahipken ünlü oyuncu merakıyla iktidar peşinde koşmak neden?
Sözün özü kıymetli okuyucular; dilerim ki bu ahval, memleketimizin hayrına ve milletimizin refahıyla sonuçlanır.