Elif Aybike DEMİR'in 21 Kasım 2023 tarihli yazısı: Wabi-Sabi Ve Kintsugi
Uzak Doğu denildiği zaman akıllarınıza çok büyük ihtimalle k-pop, k-drama veya animeler, belki işkence yöntemleri vs. geliyordur. Sanırım ilk önce herhangi bir Asya toplumuna ait atasözü, sanatsal yaklaşım ya da felsefe konusu anımsayan çok az kişi bulunur.
Bugün, ilk kez uzun yıllar önce bir dostumdan duyduğum ve hayatına uyarlamaya çalışıyor oluşuna şahitlik ettiğim felsefik öğretiye (dünya görüşü, düşünce biçimi olarak da adlandırılabilir) değinmek istiyorum. Wabi-Sabi...
Bu görüş; Budist öğretisinin içinde bulunan öz güven, ıstırap, anlamsızlık gibi var oluşsal kavramlardan türetilmiştir. Wabi-Sabi'yi "kusurlu kusursuzluk", "eksiklikleri ile mükemmel olan" şeklinde yorumlamak, zihinlerde kolayca anlamlandırabilmek adına yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum.
Bence burada öncelikli olarak düşünülmesi gereken (en azından bu fikirle ne zaman karşılaşsam ya da ne zaman hatırlasam kendimi düşünmekten alıkoyamadığım) nokta, "kusur" kelimesinin ne anlama geldiği. Yani biz neye kusur diyoruz, kendimize veya başka birinde neleri "kusur/eksik/ bozuk/ olması gerektiği gibi olmayan" diye etiketliyoruz? Ya da kimler bize nelerin birer kusur olduğunu, utanılması, saklanması, reddedilmesi, değiştirilmesi gerektiğini söylüyor?
Bu satırları okuduğunuzda muhtemelen sizler de dış görünüşünüzle ilgili aldığınız yorumları, başkalarını gördüğünüzde kendinizde eksik olduğunu düşündüklerinizi veya kendinizi "kusursuz" varsayarak kimleri nasıl eleştirdiğinizi hatırlamışsınızdır. Zannediyorum ki günümüzde bu "kusur" sözcüğünün neredeyse tüm anlamlarını sosyal medya illeti (evet bu konu özelinde illet) ortaya koyuyor. Her gün saatlerce vaktimizi çalan eksiksiz mükemmellikler(!), bize neyin ideal, neyin idealden uzak olduğunu öğretiyor.
Wabi-Sabi'nin bende uyandırdığı bir başka fikir de eylemlerle ilgili. Mükemmeliyetçiler bilir; onlar için herhangi bir şey ortaya koymak oldukça zorlu bir süreçtir, çünkü o şey her ne ise eğer yapılacaksa gerçekten mükemmel olmak zorundadır.
Bu kişiler her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünür, hesaplar, ölçer, tartar ve bütün bu süreç genellikle fazla zaman alır. Bundan dolayı mükemmeliyetçi insanların bazı fikirleri, hiçbir zaman hayata geçme fırsatı bulamaz. Neydi o söz? "Mükemmel, iyinin düşmanıdır."
Son olarak bir de Wabi-Sabi düşüncesinin somut karşılığı gibi duran "kintsugi"ye bakalım. Kintsugi de Japon coğrafyasından bizlere ulaşan, aslı yine bir düşünce biçimine dayanan fakat aynı zamanda eşyalar aracılığı ile de görünür hâle getirilen "kusurlu kusursuzluk" anlatımıdır. Bu sanatta; kırılan tabak, çömlek, bardak, vazo gibi bir eşyanın parçalarının tekrar bir araya getirilerek tozlaştırılmış altın, gümüş ya da platin ile karıştırılan reçineyle onarılması, birleştirilmesi işlemi gerçekleştirilir. Burada verilmek istenen mesaj; kırılmanın sebep olduğu "zarar/kayıp" algısını değiştirerek "yeniden var olmak", "rağmen iyileşmek" şeklinde açıklanabilir.