Elif Aybike DEMİR'in 7 Kasım 2023 tarihli yazısı: Yaşamayı Bekleyen Canlar

Daha önce de organ nakli üzerine bir metin hazırlayıp gazetemizin okurlarına sunmuştum. İlk yazının üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olmasından dolayı ve içinde olduğumuz haftanın da önemine değinmek adına bir nebze de olsa birileri için faydalı olabilmeyi umarak bu haftaki yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Organ bağışı; bireylerin kendi iradeleri doğrultusunda organlarının bir kısmını veya tamamını, çalışır durumdaki sağlıklı bir organ ihtiyacı olan kişilere bağışlamasıdır. Organ nakillerinde donör (verici) olarak canlı bireylerden faydalanılabildiği gibi kadavralarla da bu gereksinim karşılanabilir.

Hayata yeniden tutunabilme ümidiyle organ nakli olabilmek için bağış bekleyen hastaların varlığına ve bağışçı olmanın önemine dikkat çekmek adına her yıl 3-9 Kasım tarihleri, ülkemizde "Organ ve Doku Bağışı Haftası" olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu önemli konu ile ilgili toplum üzerinde farkındalık düzeyini artırmak için belirlenen tarihlerin çıkış noktası ise Organ Nakli Koordinatörleri Derneği Başkanı ve aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Nilgün Bilal'in açıklamalarına göre, Türkiye'de 3 Kasım 1975'te gerçekleştirilen ilk başarılı organ nakline dayanmaktadır.

Organ naklinin yasal boyutuna gelecek olursak... 29 Mayıs 1979 yılında 2238 sayılı "Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun" kabul edilmiştir. Kanunun genel hükümlerinde yer alan 3. maddesinde, "Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı organ ve doku alınması ve satılması yasaktır" ifadesi bulunmaktadır. Yaşayan kişilerden organ ve doku alınmasına ilişkin ise kanunun 6. maddesinde, "On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur" hükmü yer almaktadır.

Ülkemizde, iki kişinin şahitliği ile bireylerin bağışlarının kayıt altına alındığı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren "Türkiye Organ ve Doku Bağış Bilgi Sistemi" bulunmaktadır.

Yine Nilgün Bilal'in yaptığı bir açıklamaya göre, ülkemiz, canlıdan canlıya gerçekleştirilen nakillerde dünyadaki en önemli ülkeler arasında olsa da bu durum ne yazık ki kadavradan organ nakli için geçerli değil. Bilal, pandemi öncesinde %27'lere kadar çıkmış olan beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan yapılan organ nakli oranının, bu yıl içerisinde %16 seviyesine kadar düştüğünü belirtiyor.

Bizler maalesef ki çoğu zaman sağlıklı olduğumuz anların kıymetini bilmeden, sahip olduğumuz nimetleri unutarak şükürden uzaklaşarak günlerimizi geçirip giderken bağış bekleyen listelerinde "Acaba biri bana umut olur mu" diye yaşama tutunmaya çalışan binlerce nakil hastası bulunuyor. Bu insanlar arasında hayali; oğlunu kucaklayıp sarılıp uyumak, birlikte kahvaltı yapmak olan, kimse sabah kalktığında ailece kahvaltı yapmayı hayal etmese de kendisi için bunun bile kutlama hâline geldiğini söyleyen birileri var.

Nasıl Organ Bağışçısı Olunur?

Bağışçı olmak isteyen kişiler; il veya ilçe sağlık müdürlüklerine, devlet/üniversite/özel hastanelere, aile hekimliği merkezlerine ve toplum sağlığı merkezlerine başvurabilir.