Mert Can DUMAN'ın 16 Ağustos 2023 tarihli yazısı: Altın, Taş Toprak Oldu
Bir söz vardır bilirsiniz; “İstanbul’un taşı toprağı altındır” diye… Yeşilçam filmlerinde başınızı nereye çevirseniz tahta bir bavul ile kendini İstanbul’a atan, ya otobüsten inip kalabalığa karışırken ya da Haydarpaşa’nın merdivenlerinde şöyle bir duraksarken ‘Yeneceğim seni İstanbul’ diye kendine söz veren karakterlerin olduğu sahneleri görürsünüz. “Bir gidelim hele, elbet yapacak bir şeyler buluruz, sonuçta şehrin taşı toprağı altın” diyerek İstanbul’u kaldırımlarda yürünmez hâle getirdikten sonra şimdi ise İstanbul’dan kaçarak uzaklaşıyoruz. Özellikle sabit gelirliler için eskiden sürgün yeri haritamızın sağ tarafı iken şu anda ücretliler İstanbul’a tayin olma kabusları görüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu bu haftanın başında 2022 yılına ilişkin İç Göç İstatistikleri’ni yayımladı. Buna göre 2022 yılında 2,8 milyon kişi ülke içerisinde göç ederken en fazla iç göç eden yaş grubu 20-24 yaş arasındaki nüfus oldu. Göç etme sebeplerine baktığımızda yıllar itibarıyla ilk iki sırayı eğitim ve aile fertlerinden birine bağımlı göç alıyor. Salgın sonrasında eğitim sebepli iç göç, listenin ilk sırasına tırmanırken 2022 yılı itibarıyla hane/aile fertlerinden birine bağımlı göçler ülke içi yer değiştirmelerin öncelikli sebebi oldu. Eskiden şehir dışına giden aile ferdine tek başına yaşayacağı bir ev imkânı sunmak olasıyken artan hayat pahalılığıyla birlikte aile fertleri, aralarından birinin şehir dışı gerekliliğine, kendilerini de taşıyarak eşlik ediyor.
Gelelim bu haftaki buluşmamızın başlığına ismini veren hususa. Söze başlarken de ifade ettim ya, İstanbul her meşrepten insanın bir araya geldiği, “Bir gideyim de sonrasına elbet bakarız” sözüyle yola çıkılan bir şehir. Ancak artık günümüzde insanların arkalarına bile bakmadan uzaklaştığı bir yer hâline geldi. Bunu, veriler de doğruluyor. TÜİK’in İç Göç İstatistikleri’ne göre son yıllarda sürekli net iç göç veren İstanbul, 2022 yılında da bu alanda liderliği kimseye bırakmadı. Şehirlerin aldıkları ve verdikleri göçleri değerlendirdiğimizde en fazla net göç veren şehir İstanbul olurken İstanbul’u sırasıyla Van, Şanlıurfa, Ağrı ve Diyarbakır izledi.
Madalyonun diğer tarafında ise yeni İstanbul olarak Ankara’nın öne çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl en fazla net göç alan şehrimiz olan Ankara, bu yıl da listenin ilk sırasında yer aldı. Ankara, 2022 yılında net 27 bin kişi göç alırken 2023 yılının Şubat ayında yaşadığımız felaketin sonrasında sokaklarda gördüğümüz deprem şehirlerimizin plakalarıyla bu sayının 2023 yılında çok daha yüksek olacağını bekliyoruz. Net göç alan diğer illere baktığımızda ise karşımıza çıkan Tekirdağ, Muğla, Aydın, Balıkesir, Yalova, Manisa, Kırklareli gibi şehirler de vatandaşlarımızın İstanbul ve diğer metropol adaylarından görece daha sakin ve küçük şehirlere doğru hareket ettiğinin bir göstergesi.
Bitirirken şunun da altını çizmek gerekiyor; Türkiye’de, 2022 yılında yurt içinde yer değiştiren her 100 kişiden 17’si, daha iyi konut ve yaşam koşulları sebebiyle yer değiştirdi. Bu oran yıl içerisinde en fazla yer değiştiren 20-24 yaş grubunda ise %7,8 olarak gerçekleşti. “Enflasyon, ekonominin ve toplumun kanseri gibidir” diye bir söz vardır ve şöyle devam eder; “Onu iyileştireyim derken diğer her şeyi bozarsınız.” Enflasyon ateşinin canımızı yaktığı her yeni günün olumsuz etkileri sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal çerçevede de şekilleniyor. Bu konuya da gereğinden fazla özeni göstermemiz gerekiyor.
Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…