Mert Can DUMAN'ın 3 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Laffer’a Kulak Verelim

Arthur Laffer dünyanın en iyi üniversitelerinden olan Yale ve Stanford’dan mezun olmasından ziyade ABD’nin 40. Başkanı Ronald Reagan’ın Ekonomi Politikası Danışma Kurulu üyeliği ile ismini duyurmuş bir ekonomist. Literatürde kendi ismiyle anılan eğri, vergi oranı ile devletin vergi geliri arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak %0 ila %100 arasındaki bir vergi oranının devlet için maksimum vergi gelirine ulaştığı düzey olduğunu, bu düzeyin üzerindeki vergi oranının üreticileri üretim yapmaktan alıkoyacağı ya da piyasa aktörleri kayıt dışına eğileceği için geliri düşüreceğini ifade eder.

Teoriye boğulmak değil amacımız şüphesiz ancak bu haftaki buluşmamızı, ülkemizde son dönemde gündemde kendisine bir hayli yer bulan yeni vergi düzenlemelerine giden yola ve bu düzenlemelerin sonucunda bizleri bekleyenlere ayıralım istedim. Her ne kadar vergi dairelerinin ya da defterdarlıkların kapısında kalın puntolarla ‘Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır’ yazsa da ülkemizin kanayan yaralarından birisi daima vergi sistemi olmuştur. Gelir ve kazanç üzerinden alınan doğrudan vergilerin toplam içerisindeki payının görece çok düşük olduğu, buna karşın ekonomik aktörlerin piyasalardaki ekonomik faaliyetleri üzerinden alınan dolaylı vergilerin ağırlıkta olduğu bir vergi sistemi hiç şüphe yok ki aksaklıkları da beraberinde getiriyor. Yeri gelmişken veriyi de sizinle paylaşayım: 2024’ün ilk beş aylık dönemi için doğrudan vergilerin toplam içerisindeki payı %34,2 iken dolaylı vergilerin payı ise %65,6 olarak gerçekleşti. 

Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin ekonomik faaliyetler ile ortaya çıkan vergi yükünden çok az olması vergi adaletsizliğini beraberinde getiriyor. Özellikle ücretli kesim, vergi yükünün büyük bir kısmını taşırken, bazı meslek grupları kazançları oranında vergi vermiyor. Bu durum, vergi sisteminde dengesizliklere yol açmakta ve toplumun geniş kesimlerinde rahatsızlık yaratıyor. Ülkemizde şu sıralarda gündemde olan vergi sistemindeki güncelleme çalışmaları – ne yazık ki – mevcut aksaklıkları gidermek yerine, var olan yapı üzerinden ilave vergi yükümlülüklerini beraberinde getiriyor. İşte tam da bu noktada akıllara, bu haftaki buluşmamıza da ismini veren, Laffer Eğrisi geliyor. Türkiye’de bazı ürünlerde uygulanan yüksek oranlı vergiler, kayıt dışı ekonomiyi teşvik etmekte ve vergi gelirlerinde kayıplara yol açıyor. Örneğin, alkol, tütün ve elektronik ürünlerdeki yüksek vergiler, bu ürünlerin yasadışı yollarla temin edilmesine neden oluyor. Kayıt dışı ekonominin artması, vergilendirme sürecinin daha adaletsiz bir şekilde cereyan etmesine sebep olmakta ve dürüst vergi mükellefleri üzerinde ek bir yük oluşturuyor.

Bir yurttaşlık görevi olan, ülkemizde son dönemde yurttaşların ödevlerini yerine getirmek yerine onlara bir yükümlülük niteliği gören vergilendirme sistemini iyileştirmek için aslında yapılacaklar gayet açık: i) Öncelikli olarak verginin toplumun her kesimine yaygınlaştırılmasının sağlanması vergi gelirlerimizi artıracağı gibi vergi oranlarının da çok yüksek seviyelere yükselmesine gerek bırakmayacak. Kapsamlı bir kayıt sistemi ve ‘gerçekten etkin’ bir denetim mekanizması ile kayıt dışını minimize ettiğimizde vergide de adaleti sağlamak için çok büyük bir adımı atmış olacağız. ii) Dorudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını artırarak özellikle yüksek gelirli grupların, gelirleri oranlarında vergilendirmesini sağlamak vergi yükünün toplumda daha dengeli bir şekilde dağılımına katkı sunacak. iii) Bilinç, bilinç, bilinç… Vergi deyince akıllara nasıl kaçırılması gerektiğine ilişkin sayısız yolun geldiği bir yapıdan vergi kaçakçılığı ile toplum olarak topyekûn bir mücadeleye girişildiği ve toplumun her kesiminin vergi ödeme alışkanlığının güçlendirildiği bir yapıya dönüşümümüzü çok hızlı bir şekilde tamamlamamız şart. Yoksa zaten tepe noktasını geçtiğimiz Laffer Eğrisi’nde sağa doğru ilerleyip yüksek vergi yükü ve olması gerekenden daha az vergi geliriyle yola devam etmek zorunda kalmayı sürdüreceğiz.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğiyle.