Mert Can DUMAN'ın 14 Ağustos 2024 tarihli yazısı: Geleceğin Mucitleri İş Başında

Şimdiye kadar patent ve buluşlarda açık ara liderliğini sürdüren Çin, değişen ve dönüşen dünyayla birlikte hayatımızın her alanında var olan yapay zekâ ile birlikte geleceği bugünden inşa edişini sürdürüyor. Çin Ulusal Fikri Mülkiyet İdaresi’nden yapılan açıklamaya göre Çin’in yapay zekâ temelli buluş patentlerinin sayısı 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla %40 artışla 378 bine ulaştı. Çin’in konvansiyonel buluş sürecindeki öncü rolünü yapay zekâ ile birlikte şekillenen yeni dönemde de güçlendirmesi ve teknolojinin doğudan yükselmeye devam etmesi, bundan sonraki dönemde de yapay zekânın dünyayı dönüştürmesi sürecinde büyük öneme sahip hususlar.

Yapay zekânın yükselişi, yalnızca teknoloji ve mühendislik alanında değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik düzlemde de köklü değişiklikler yaratıyor. Çin'deki temel dijital ekonomi sektörlerinde onaylanan patentlerin sayısı 406 bine yükselmiş durumda ve bu patentler, ülkedeki toplam buluş patentlerinin %45'ini oluşturuyor. Bu oran, dijital teknolojilerin ve özellikle yapay zekânın ekonomiye olan katkısını ve etkisini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Çin'de dijital ekonomi, gayrisafi yurt içi hasılanın %10'una katkıda bulunuyor ki bu, yapay zekâ teknolojilerinin ekonomik büyüme için ne denli önemli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Yapay zekâ temelli buluşlar artık sadece sayılarla sınırlı değil. Bu buluşlar, daha önce mümkün olmayan çözümleri hayata geçirmekte ve her sektörde devrim yaratmaktadır. Tıp, tarım, enerji, ulaşım, eğitim gibi alanlarda yapay zekâ temelli yenilikler, insan hayatını daha verimli, güvenli ve konforlu hale getirme potansiyeline sahip. Özellikle son yıllarda, veri analizi, tahminleme modelleri, karar destek sistemleri ve otomasyon gibi alanlarda kendini iyiden iyiye gösteren yapay zekâ, büyük veri setlerini hızlı bir şekilde analiz edebiliyor ve hem bireylerin hem de kurumların analiz ve değerlendirme süreçlerinde adeta bir devrim ortaya çıkarıyor. Örneğin, sağlık sektöründe hastalıkların çok erken teşhisi ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri, tarımda verimliliği artıran ve kaynak israfını önleyen akıllı tarım teknikleri, hukukta davaların hızlı bir şekilde analiz edilmesi ve karara bağlanması gibi konular, geleceğin bugünden çok hızlı bir şekilde inşa edileceğinin birer habercisi.

Hiç şüphe yok ki, hızlı değişim ve dönüşüm süreçleri aynı oranda soru işaretlerini de beraberinde getirir. Yapay zekâ temelli buluşların sayılarının hızla artması, yapay zekânın etik ve hukuki bağlamda değerlendirilmesi gereğine işaret ediyor. İnsanın öncelenmesi, yapay zekânın toplumsal dinamikleri ne ölçüde ve nasıl ele alacağı gibi hususlar üzerine dikkatle düşünülmesi gereken konular olurken geleceğin icatlarının dünyada bölgeler ve ekonomiler arasındaki eşitsizlikleri daha da derinleştirmesi riski bu alandaki en büyük soru işaretlerinin başında geliyor.

Gelecekte, yapay zekânın sadece teknolojik bir araç değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüştürücü güç olarak karşımıza çıkacağı bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Geçmişte birer devrim olarak nitelendirilebilecek gelişmelerin günümüzde her gün ortaya çıkan birer normal haline geldiği günümüz dünyasında yapay zekânın sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirirken, olası riskleri de göz önünde bulundurarak adım atmalıyız.

İçinde bulunduğumuz dönemde tekraren dile getirmekte fayda gördüğüm bir hususla bu haftaki buluşmamızı sonlandıralım. Üzerinde yaşadığımız bu keyifli mavi kürenin, onu paylaştığımız her canlıyla çok daha kıymetli olduğunu unutmadan, her bir cana layık olduğu yaşama hakkını teslim ederek yaşamak ve tabii ki yaşatmak mümkün. Yeter ki isteyelim.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğiyle.